Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Serotonin ve endorfin, hayatımın her döneminde iyi anlaştığım hormonlar olmuştur. Zaman zaman istem dışı azalsalar da, kısa sürede miktarı arttırdığım, güzide mesai arkadaşlarım. Ancak gelin görün ki, adrenalin ile başım hiç bir zaman hoş olmadı. Bir türlü anlaşamıyoruz. Yapacak bir şey yok, bünyede dolaşıyor, olmadık zamanlarda ortaya çıkıyor. Lakin paket programa dahil olan mevcut miktar bana yetiyor.

        Dışarıdan destek alma taraftarı değilim. Mesela beni hiçbir zaman takla atan bir “roller coaster”ın içinde, adrenalin düzeyimi arttırmak adına, üzerine para vermiş bir vaziyette göremezsiniz. En azından, umarım görmezsiniz.

        Ancak meraklısı hiç de az değil. Ya da değildi. Bundan sonra da olur mu ki? Adrenalin seviyesi, dünya çapında ne kadar arttı farkında mısınız?

        Her ülkenin başına, doğal adrenalin arttırıcı dertler peydah oldu.

        Kalabalığa girmeye, tenhada dolaşmaya, karanlıkta gezmeye engel natürel, organik adrenalin kaynakları...

        AVRUPA’NIN HIZLISI

        İspanya’da PortAventura World adında bir tema parkı var. Bir süre önce, içinde Ferrari Land adında ayrı bir bölüm açıldı. Adından da anlaşılacağı üzere, içinde genel bir hız söz konusu. Hatta Avrupa’nın en hızlı ve en yüksek oyuncağı bizzat orada ikamet ediyor.

        110 km hızla, 112 metre yüksekliğe çıkıp, aynı hızla dimdik bir vaziyette aşağıya inen müthiş (!) bir adrenalin pompası. Takdir edersiniz ki, sosyal sorumluluk projesi kapsamında açılmadı. Birileri buradan gelir elde ediyor.

        Bir nevi, adrenalin ya da korku turizmi diyebiliriz. Rahat batan ergen ve yetişkinler hedef kitlesini oluşturuyor.

        “Monotonluktan mı sıkıldınız, yolda dümdüz yürümek içinize mi döktürdü, buyurun; korkudan kolunuzla bacağınız yer değiştirsin” gibi bir slogan pek münasip olabilir. Merak ediyorum, korku turizminin akıbeti bundan 20 yıl sonra ne olur? Nitekim genel olarak tüm dünyanın belirli korkuları var artık.

        En gelişmişinden, en gelişmemişine kadar hepsi kendi şahsına münhasır korku kültürünü geliştirdi.

        ADRENALİMİZ ZATEN YÜKSEK

        Refah düzeyi yüksek, geliri, işi, gücü tıkırında ülkelerde, şayet gökyüzünde güneş de varsa, antidepresan kullanım seviyesi epey düşük. Şükürler olsun ki, bireysel, mevcut serotoninleriyle gül gibi geçinip gidiyorlar. Ancak adrenalin konusu biraz şaibeli. Tüm dünyada genel bir artış söz konusu.

        Huzur kaçık, arkayı kollama iç güdüsü her daim devrede, hal böyle olunca hayatlar asla monoton değil. Günlük yaşamın kendisi roller coaster tadında.

        Koşuşma, kaçışma, canını kurtarma, bam telinde yaşama gibi durumlar, her an her yerde karşınıza çıkabilir.

        Bu yüzden merak ediyorum, tema parkları ve genel anlamda korku turizmi, daha ne kadar satar?

        Nitekim hayatın kendisi adrenalinin, korkunun hası, ta kendisi.

        Diğer Yazılar