Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Normal şartlarda kış mevsiminin, soğuk, yağmurlu, kasvetli havalarında daha depresif bir ruh haline sahip olup, bahar ve yaz aylarında kapı gıcırtısına oynama dürtümüzün ağır basması gerekirken, Türk kadınları, baharı; pişmanlık, hoşnutsuzluk ve kendine güvensizlik eşliğinde geçiriyor. Genel bir müşkülpesent ruh hali hakim.

        Sebebi; kışın depolanan fazla kilolar. Takvimler Mart’ı gösterir göstermez belirmeye ve böylece duymak istenilmeyen şeyleri yüzümüze yüzümüze vurmaya başlayan diyet ürünler, sindirim değil sinir sistemimizi alt üst ediyor.

        Bir dirhem etin bin ayıp örttüğü yıllar fazlasıyla mazide kaldı. Bırakın ayıbı, günahı, o bir dirhem et örtülecek diye, akla karayı seçer olduk. Eskiden sanırdık ki, kas denilen şey, olimpiyatlara katılan sporculara ait bir detay. Değilmiş. Gün gelecekmiş, her Türk genci, karın, baldır, kol ve sırt kası yapacakmış. Doğuştan değil elbette. Spor salonunda bilfiil işkence görüp, ne kadar süreceğini bilmediği hayatının geri kalanını, açık havada buzlu içecek içmek yerine, spor salonunun içinde can çekişmek suretiyle. Nitekim mecburlar; çünkü Batı ülkeleri için, zayıflık bir norm.

        ATLAYIP GİDEBİLİRSİNİZ

        Ama üzülmeyin, boğazınızı tutamıyorsanız, Mart ayından sonra buralardan kaçıp gitmek, gittiğiniz yerde mütemadiyen yemek istiyorsanız, bildiğim yerler var.

        Mesela; Samoa. Küçücük bir ada, ancak dünyanın en yüksek obezite oranı burada. Nasıl ki Batı için zayıflık bir normsa, burada şişmanlık aynı muameleyi görüyor. Ada sınırları içerisinde gerçekten de, bir dirhem et bin ayıp örtüyor. Son derece şişman ve şenler. Son araştırmalar, obezite oranının öncelikli olarak genlerden kaynaklandığı sonucuna varmış. Kıtlıktan bile kurtulmayı başaran, iri kemikli (her Türk kadınının iddia dediği gibi iri kemikli değil, gerçekten iri kemikli) ve yağ depolamaya programlanmış bir sistemleri var. Kaldı ki bilinçli olarak, hayvanların en yağlı kısımlarını tüketip, kilo almaktan onur duyuyorlar.

        Ada hayatı tam bana göre, yiyip yiyip güneşlenir, kalkar bir daha yer bir daha yatarım diyorsanız, Samoa sizi bekliyor.

        Bu arada itiraf edin, tüm dünya çapında “şişmanlık erdemdir” diye bir kampanya başlatılsa, laf olsun diye ya da birilerinin gönlünü hoş etmek için değil gerçekten şişmanlık yayılsa, hoşunuza gider öyle değil mi? Obeziteden bahsetmiyorum, tadında şişmanlık, etine dolgunluk, sevimli bir tombulluk diyelim. Sağlık problemi yaratmayacak kadar, fakat insana her istediğini yeme şansı tanıyan, zayıfları hor gören, şişmanları baş tacı yapan bir akım. Bence kulağa müthiş geliyor. Dur ben bir Samoa’ya direk uçuş var mı ona bakayım...

        Diğer Yazılar