Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇTİĞİMİZ hafta sonu Müjdat Gezen'in yazdığı, yönettiği ve çoğu gençlerden oluşan 44 kişilik bir ekibin rol aldığı '1881' adlı oyunun genel provasını izlemek için Müjdat Gezen Tiyatrosu'ndaydım. Atatürk'ün hayatını Müjdat Gezen'in 10 bin sayfa kitap okuduktan sonra seçtiği anıları sahneye taşıyarak anlatan oyunu izlerken hem çok duygulandım hem de "Nereden nereye?" diye hayıflandım. Her hayıflanışımda Atatürk'ün o çok sevdiğim "Çocuk" deyişi imdadıma yetişiverdi. Oyunda Atatürk'ü canlandıran Ali Aziz Çölok her "Çocuk" dediğinde, sanki Atatürk bana seslenir gibiydi: "Umutsuzluğa kapılma çocuk, korkma çocuk, inandığın yolda çocuk kalbini koruyarak yürümeye devam et çocuk..."

        Yarın yani 10 Kasım'da galası yapılacak olan oyunun afişini Bedri Baykam hazırladı. Müzikler Zülfü Livaneli'nin, dekor Leyla Gezen'in, makyaj Derya Ergün'ün imzasını taşıyor. Rutkay Aziz oyuna iç ses olarak renk katıyor. Yıldız Kenter ise bir mektubun sesi oluyor. Aralarında Turgut Özakman'ın da bulunduğu onlarca gönüllü danışmanın emeği var oyunda. Tüm detaylar incelikle düşünülmüş. Zübeyde Hanım'm doğum sahnesinin provaları için ebe, güreş sahnesi içinse Milli Takım'dan antrenör getirilmiş tiyatroya. Dekordaki Bandırma Vapuru yüzüyor, yağan kar tutuyor, Atatürk'ün doğum sahnesi için İngiltere'de yaptırılan bebek canlı gibi duruyor. Oyunun biletleri yok satıyor. Tiyatronun gişesinin telefonları susmuyor. Adı üstünde, '1881'... İzindeyiz, izleriz!

        ■ Oyuna sponsor bulamayıp kredi çektiniz...

        Ne fena değil mi? Böyle bir oyuna sponsor çıkmadı. Gerçi Bakırköy Belediyesi'nde çalışanlar beni aradı "Sponsor biziz" diye ama ben Atatürk'ün kurduğu İş Bankası'ndan kredi çektim. Yılmaz Özdil'in deyimiyle, bu vesileyle '1881'in sponsoru bizzat Atatürk oldu.

        ■ Engin Ardıç, 'Elif'i de Serra Oynasın' başlıklı bir yazı yazdı oyun hakkında. "Cebinizden para koymayın, İş Bankasıı'ndan kredi alın" demiş. Okudunuz mu yazısını?

        189 tiyatro içinde devlet yardımı almayan tek tiyatroyum ben. Gittim İş Bankası'na çektim kredimi, kime ne? Ben Engin Ardıç okumam. Ne yazmış başka? (Yanımda götürdüğüm yazıyı veriyorum, okuyor) Bak bak, ne demekse bu yazdıkları? Şu Engin'in suratına bakın! Onun fotoğrafıyla Atatürk'ü yan yana koyuyorum da, Engin Atatürk'ü kıskanmakta çok haklı! "Perran Müjdat'ı çoktan bıraktığına göre" demiş yazısında. Bunca zaman sustum ama artık Engin'in beni neden sevmediğini açıklıyorum. Perran beni bırakmadı Engin, seni bıraktı! Perran Kutman Engin'le nişanlı olduğu dönemde benim tiyatromda çalışıyordu. O dönemde yine tiyatroda çalışan birine âşık oldu ve Engin'i bıraktı. Ne yapsın genç kızdı, bir delikanlıya âşık oldu. Engin o dönem her gece kulise gelirdi. Perran'ın başkasına âşık olmasını hazmedemedi. Bir gün rahmetli Savaş (Dinçel) dayanamayıp kulağından tuttuğu gibi kulisten attı onu. Bu olayın bir değil, bin şahidi var. O zamandan beri beni sevmez Engin! Yazısında en büyük hatayı Perran'a gönderme yaparak yapmış. Ben kendisini zeki sanıyordum ama değilmiş. Engin'ciğim benimle dans etmek istiyorsan, ayağıma basmayacaksın damım olarak...

        ■ Ahmet Hakan da 'Muhalif Komiklerin Sefaleti' başlıklı yazısında siz ve birkaç oyuncu için, "Mizahçı olmalarına rağmen çok gerginler. Kendilerini 'aydın' safına yerleştirirken de tereddütsüzler, kendileri gibi düşünmeyenleri 'aptal ' sınıfına sokarken de... 'Toplumun vicdanı' olmak yerine, 'bir kesimin vicdanı' olmayı tercih oluyorlar" dedi...

        Engin'i aramadım ama Ahmet'i arayıp ona "Ben gergin değilim" dedim. Gergin olan onlar, gör bak daha neler yazacaklar, yazsınlar. Bu tiplere verilecek cevap şu: Bütün kampanyalarına rağmen, Atatürk'ü yok edemeyecekler! Ahmet, halka aptal dediğimi ileri sürmüş. Hakkımda 7 tane dava açıldı, 7'sini de kazandım. Hâkim "Aptal dememiştir" dedi. Hâlâ bunu yazarak halkı kandırmıyor musun? Bir kesimin vicdanı olan da kendisi! Haksızlığa uğrayan, mağdur olan hep bunlar nedense? Bir de "Yüzde 50'yiz, çoğunluğuz" diyorlar. Geriye kalan yüzde 50'yi yok sayıyorlar, yok etmeye çalışıyorlar ama edemeyecekler.

        ‘TWITTER HESABIM YOK’

        ■ Twitter'a "Yılmaz Özdil'in yazılarını beğenmeyenler tuvalet kâğıdı olarak kullansın. 1 hafta kullanım sonrası kıçınız kafanızdan daha aydın olacaktır" yazdınız mı?

        Keşke başkaları da senin gibi sorsaydı bunu, tepki vermeden önce. Yazmadım. Twitter'da da Facebook'ta da hesabım yok benim. Zaten o yazıyı yazan çocuk da özür dilemiş. 'Kıçınız' gibi ifadeler kullanmak bana göre değil! Korkmadan konuşuyorum diye geliyor bunlar başıma! Ben tiyatrocuyum, tam bir bağımsızım! Kimseden korkum yok! Bunlardan korkan bunlar gibi olsun!

        'Müjdat Hoca'nın en çok özendiği oyun oldu'

        1996 yılında mezun olduğu Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde öğretmenlik yapmaya başlayan Özgür Özgülgün, oyunda 11 rol oynuyor. Özgülgün, "2.5 aydır sabah 11.30'dan akşam 18.30'a kadar prova yapıyoruz. Bayramda bile çalıştık. Müjdat Hoca hep çok detaycıdır. Örtünün kıvrımından duvarın temizliğine kadar her şeye dikkat eder. Ama bu oyun için hiç görmediğim kadar özenli çalıştı" diye konuşuyor.

        Kuliste fıkralar havada uçuşuyor

        OYUNUN enerjisi çok yüksek bir kulisi var. Özgür Özgülgün, "Burada birbirinden fırlama gençler, birbirinden güzel insanlar bir arada. Fıkralarımız meşhur, her gün herkes bir fıkrayla gelir ama en güzel fıkraları Müjdat Gezen anlatır" diyor.

        ‘Atatürk bizim manevi babamız’

        OYUNUN 8 kişilik kadınlar kulisi çok eğlenceli. Faruk Saraç'ın hazıradığı birbirinden şık kostümlerle

        sahneye çıkan kadın oyuncular, "Gururluyuz. Atatürk bizim manevi babamız" diyor.

        Atatürk makyajı 1.5 saat sürüyor

        OYUNDA Atatürk'ü canlandıran Ali Aziz Çölok, "Çok şanslıyım. Bu, çok az insana kariyerinde nasip olacak bir şey. Atatürk'ün 17 yaşından 57 yaşına kadar ki her haliyle sahnedeyim. Makyajım yaşıma, kostümüm olaya göre sürekli değişiyor" diyor. Çölok'un makyajı 1.5 saat sürüyor.

        Asker kızıyım, babam benimle gurur duyuyor'

        EBRU Tekgündüz, "Müjdat Gezen Tiyatrosu'nun 'Mustafam Kemalim' adlı oyununda Türkiye'deki ilk kadın milletvekili olan Satı Kadın'ı oynamıştım. '1881'de aralarında Latife Hanım'ın da bulunduğu 4 farklı karakteri canlandırıyorum. Asker kızıyım. Babam zamanında tiyatrocu olmamı istememişti ama şimdi benimle gurur duyuyor" diyor.

        'Oynarken aklıma şehit anneleri geliyor'

        ZÜBEYDE Hanım'ı canlandıran Pınar Gordie, "Toplum olarak zor günlerden geçiyoruz. Bu üzüntüden ne çıkarabileceğimize baktık ve bu oyunu yaptık. Sanatın işlevi bu olmalı, sanat bize unuttuklarımızı hatırlatmalı. Bir sahnede Zübeyde Hanım asker olacağını söyleyen Mustafa Kemal'e, 'Kararlılığın karşısında sevinçten ağlıyorum' diyor. O sahnede aklıma hep 'Vatan sağolsun' diyen şehit anneleri geliyor" diyor.

        Diğer Yazılar