Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Amazon.com bundan 2 yıl kadar önce Türkiye’de resmen faaliyete başlamıştı.

        E-ticaret’in dünya devinin Türkiye’ye girmesi o günlerde bayağı bir heyecan yaratsa da sonrasında sürekli olarak Amazon’un Türkiye’de aradığını bulamadığı, yakın zamanda Türkiye’den ayrılacağı, operasyonlarını durduracağı dedikoduları yapıldı.

        Ancak gelişmeler tersini gösterdi.

        Türkiye’den ayrılacağı konuşulan dünyanın en büyük e-ticaret perakendecisi Türkiye’deki operasyonlarına şimdiye kadar 19 ülkede uygulamaya koyduğu “Amazon Prime”ı da eklemeye karar verdi.

        Gerçi Amazon’la yoğun bir ilişki içinde olan ya da “on demand video” veya “streaming” internet üzerinden televizyon programı ya da filmleri kendi istediği zamanda izleme kanallarına merak duyanlar Amazon’un Prime uygulamasına yurt dışından da abone olmuşlardı ama sistemin tüm avantajlarından faydalanmaları mümkün olmadığı gibi bu üyelik için aylık olarak da yaklaşık 70 TL civarında bir ücret ödemek gerekiyordu ve Prime’ın alışverişlerde ücretsiz ve aynı gün içinde teslimat uygulamasından faydalanmaları olası değildi.

        Amazon Türkiye, prime uygulamasını birkaç gün önce devreye aldı ve Türkiye Prime’a dahil olan 20. ülke oldu.

        Ben de Amazon Prime Türkiye’nin nasıl işleyeceğini ve diğer ülkelerdeki Amazon Prime’lardan farklı olup olmayacağını Amazon’un Prime’dan da sorumlu Başkan Yardımcısı ve Amazon Prime’ın 1 numarası olan Jamil Ghani ile konuştum.

        Jamil Ghani aslında Cemil Gani.

        Pakistan asıllı. Yarı Kübalı.

        Dönemin tipik “dahi” çocuklarından biri.

        Harvard Business School’daki eğitiminin ardından

        TOGG’un danışmanlığından aşina olduğumuz Boston Consulting’da başlayan çalışma hayatında hızla yükselmiş bir isim.

        Çok genç yaşta Disney’in global pazarlamasının başına geçmiş.

        Sonrasında ABD’nin perakende devi Target’ta kıdemli başkan yardımcılığı görevini yürütüp pazarlama ve nesnelerin interneti uygulamalarından sorumlu olmuş.

        PayPal’ın başdanışmanlığını yürütmüş.

        4 yıla yakın süredir de Amazon’da Başkan Jeff Bezos’un yardımcısı.

        Ghani ile Amazon’un Chime uygulaması üzerinden görüştük.

        Amazon’un Seattle’daki merkezindeki ofisinden bağlandı, ben de kızımın odasından:)

        COVİD MUTSUZ ETTİ

        Öncelikle konumuz tabii ki COVİD 19’du.

        Jamil Ghani salgının e-ticaret sistemlerine yaradığını söylemem ve ABD’de başta New York, sonrasında California ve şimdilerde Florida ve Teksas’ta etkili olan salgının Seattle ve Washington eyaletini fazla etkilemediğini belirtmem üzerine “Doğru ama ben bir yandan Seattle’dayım ama bir yandan da ailem Florida’da ve ben aslen Floridalıyım. Yani aklım orada. Hele hele bütün bu olan biten arasında 4 hafta önce 2. çocuğum oldu. Yani bu salgın e-ticaretin hızlı büyümesine neden olsa da aslında hiç kimse bu işten memnun değil ve bir an önce işlerin normale dönmesini istiyoruz. Öyle ki çocuklarımla bile görüşemiyorum. Biri 4 yaşında diğeri 4 haftalık çocuklardan uzak kalmak mutlu edici bir şey” değil diye başladı söze.

        REKLAM

        ÜÇ KENTTE AYNI GÜN TESLİMAT

        Amazon’un başkan yardımcısı ile 30 dakikalık röportajımızı ailevi meselelerle harcamak istemediğim için hemen sorularımı sıralamaya başladım.

        İlk merakım üyesi olduğum ama film izlemek dışında pek kullanmadığım Amazon Prime’ın tam olarak ne vaat ettiğini sormak oldu:

        “Amazon prime müşterilerimize sunduğumuz farklı hizmetleri tek çatı altında toplayan ve bu hizmetlerden çok daha iyi koşullarda yararlanmalarını sağlayan bir sistem. Bir abonelik ücreti ile özellikle alışverişlerinizde büyük imkan sağlıyor. Tüm ürünlerde öncelik hakkınız var, belirli ürünlerde üyelere özel indirim hakkınız var, üyelere özel kampanyalardan faydalanma hakkınız var. Ve tüm alışverişlerinizde aynı gün teslimat yapılıyor. Yani sabah ısmarladığınız bir ürün öğleden sonra elinizde oluyor.”

        “Ama sadece 3 şehirde” diye ekliyorum.

        “Evet şimdilik 3 şehirde. İstanbul, Bursa ve adını bir türlü söyleyemediğim ‘Kojeli’de.”

        “Kocaeli” diye düzeltiyorum.

        Gülüyor.

        “Niye bu üç il ve Türkiye’de lojistik firmalarına bu kadar güveniyor musunuz, ya edemezlerse?” diye soruyorum.

        “2 yıldır bunu denediğimiz için güveniyoruz. Çok iyi lojistik firmaları var Türkiye’de ve nerede ne yapacağımızı biliyoruz. Bu yüzden bu üç ilde günlük ve ücretsiz teslimat sözü veriyoruz. 50 TL’yi aşan alışverişlerde tabii. Bu üç ilin de aralarında olduğu 8 ilde ise herhangi bir harcama limiti olmaksızın ertesi gün teslimat garantisi verebiliyoruz.” Önündeki notlardan okuyor, “Ankara, İzmir, Antalya, Manisa ve Bolu’da.”

        PRIME GLOBAL DEĞİL YEREL BİR UYGULAMA

        REKLAM

        “Bunlar sadece Türkiye’deki mağazanızı mı kapsıyor yoksa Amazon Prime kapsamında diğer ülkelerdeki mağazalarınızdan ne bileyim Amazon.de veya Amazon.co.uk’den de alışveriş yapabilir miyim?” diye soruyorum.

        “Ne yazık ki hayır. Prime üyelikleri ülkelere özel. Siz Türkiye’den üye olduğunuz zaman Türkiye’nin imkanlarından faydalanıyorsunuz. Bu her ülke için böyle.”

        Tabii Amazon Prime sadece alışveriş için kullanılan bir uygulama değil.

        “Herhalde alışverişten ibaret bir şey değil Amazon Prime” deyince epey uzun bir yanıt alıyorum.

        Perakende deneyimlerini, Whole Foods’la birlikte günlük tüketim ürünlerine girişlerini anlatıyor.

        Whole Foods’un Türkiye’ye de gelip gelmeyeceği soruma yanıt alamıyorum. Anladığım kadarı ile şimdilik böyle bir planlama yok.

        Asıl merakım ve tahmin ediyorum sizin de merak ettiğiniz konu alışverişten öte video ve oyun servisleri.

        NETFLIX’TEN FARKI NE?

        “Netflix’ten önce girmenize rağmen özellikle video servislerinde geri kaldınız. Şimdi arayı hızla kapatmaya mı çalışıyorsunuz ve tabii en önemli merakım şu: Netflix’ten daha öte ne vereceksiniz müşterilerinize?”

        Yanıtı ilginç:

        “Evet biz 2000’lerin ortasında video uygulamalarına girmeye başladık. Tabii bu dünya sadece Netflix’ten ibaret değil. Netflix gibi daha onlarca global veya yerel on demand yani isteğe bağlı video uygulaması yapan küçüklü büyüklü firmalar var. Biz onlardan biri değiliz. Amazon Prime sadece bir on demand video servis sağlayıcısı değil. Kocaman bir sistem. İçinde alışveriş var ki bu çok önemli bir iş, oyun platformları var, oyuncular için Twitch gibi çok önemli bir uygulama var. Pek çok servisimiz var. Video sadece bunlardan biri ve video uygulamalarında da çok güçlüyüz. İçerik olarak en zengin özel içerik bizde. Spordan habere, yaşam tarzına, filmlere, TV dizilerine ve programlarına kadar çok çok çok geniş bir içerik var ve bu her gün daha da gelişiyor. Ücretsiz oyun uygulamalarımız ve Twitch gibi oyun paylaşım ve izletme özelliklerimiz başka bir platformda yok. En azından bizdeki kadar kullanıcı dostu ve üyeler için ücretsiz biçimde yok. Video içeriğimizi geliştirme hızımız herkesin üzerinde üstelik. Biz kimsenin peşinden koşmuyoruz. Biz hızlı yapmak değil doğru ve olması gerektiği gibi yapmak gerektiğini düşünüyoruz. Doğru yapmadıktan sonra hızlı yapmanın bir anlamı kalmaz. Asıl olan işi olması gerektiği gibi yapmak.”

        REKLAM

        Disney’in de bu işe gireceğini ve elindeki içerik nedeniyle önemli bir oyucu olacağını söylüyorum.

        “Dediğim gibi çok oyuncu var ve daha da olacaktır. Ama yine dediğim gibi biz sadece video sunan bir sistem değiliz ve içerik geliştirilebilen bir şey. Bizim spor, belgesel içeriklerimiz rakiplerden üstün ve bize özel çok fazla şey var. Sürekli de üretiyoruz.”

        YEREL ÜRETİM YEREL OFİSLERİN İŞİ

        Bunun üzerine Türkiye’de iyi bir dizi üretim sektörü olduğunu hatırlatıyorum ve “yerel içerik” üretip üretmeyeceklerini, Türk prodüksiyon firmaları ile işbirliği yapıp yapmayacaklarını, Türk oyuncularla anlaşmalarının olup olmayacağını soruyorum.

        Şahane bir kahkaha atıyor.

        “En merak edilen soru bu galiba ve bu sorunun bende yanıtı yok. Bu bizim yerel yöneticilerimizin işi. Yani buna Amazon Türkiye’yi yönetenler karar verecek. Ama ben şu kadarını söyleyebilirim. Bütün dünyada yerel içerik üretiyoruz. Yerelin önemini biliyoruz. Etkisini biliyoruz. Türkiye’nin bu konudaki gücünü de biliyorum. Ama yine de bu soruya ben yanıt veremem. Buna Türkiye’deki arkadaşlarımız karar ve yanıt verebilir” diyor.

        YA SANSÜR İSTENİRSE

        “En azından buna yanıt verebilirsiniz” diyerek sorumu soruyorum: “Netflix’in Türkiye’de bazı sansür uygulamalarına maruz kaldığını muhtemelen duymuşsunuzdur. Giderek muhafazakarlaşan bir ülkede size de gerek yerel içerikle ilgili, gerekse sunduğunuz uluslararası içerikle ilgili sansür talepleri gelecektir. Buna hazırlıklı mısınız?”

        Biraz duruyor. “Açıkçası biz politik bir duruşu olan bir şirket değiliz. Elbette değerlerimiz var ama politika ile ilgimiz yok. O kadar farklı politik sistemlere sahip ülkelerde iş yapıyoruz ki politik olma durumumuz yok. Bu konuda ancak şunu söyleyebilirim. Biz her türlü iyimizde o ülkenin kültürel ve sosyal değerlerine saygılı davranmak zorundayız ve öyle yapıyoruz. O ülkenin gelenekleri ve yasaları bizi bağlar ve sınırlar. Tabii ki evrensel doğrulardan ve ilkelerimizden taviz vermeyiz ama çatışma kültürü bizim şirkete ait bir şey değil. Burada da zannederim yerel ofisimiz daha doğru şeyler söyleyecektir.”

        REKLAM

        İÇERİKLER YEREL

        Amazon’un tüm video içeriğine Türkiye’den ulaşılıp ulaşılamayacağını da soruyorum bu arada.

        “Tüm ülkelerde durumumuz benzer. Yani şöyle. Bazı içerikler global. Bazı içerikler ise yerel. Yani ülkelerin ulaşabildiği içerikler değişiklik gösterebiliyor. Herkesin her içeriğe ulaştığı bir yer yok. Ama içeriğin büyük bölümünün global olduğunu söylemem mümkün. Yine de bazı içerikler bazı ülkelerde olmayabiliyor. Bu biraz kültürel bir durum. Biraz da ekonomik.”

        “O halde yurt dışı üyelik sahibi olup VPN’le bağlananlar sistemden çıkmamalı.”

        “Denesinler. 1 ay ücretsiz denesinler ve baksınlar. Eğer tatmin olmazlarsa orada kalsınlar ama Türkiye üyeliği de alsınlar bence. Çok ucuz ve avantajı çok fazla.”

        TÜRKİYE’DEN MEMNUNUZ

        Yeniden alışveriş meselesine dönüyoruz.

        İşin o tarafını çok önemsiyor belli ki!

        Ben de Jamil’e şunu soruyorum:

        “Amazon Türkiye’de umduğunu bulamadı, çıktı çıkıyor falan denilirken siz Prime uygulamasını Türkiye’ye taşıdınız. Türkiye’den çıkma niyetiniz yok mu?”

        “Bu dedikodular nereden çıktı ben bilmiyorum. Duymadım da ama Türkiye’den çok memnun olduğumuzu söyleyebilirim. Avrupa’daki 6. büyük operasyonumuz Türkiye’de. Bu az bir şey değil. Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya’dan sonra 6. sıradasınız. Bu ciddi bir şey ve gelişme hızında çok öndesiniz. Böyle bir pazardan niye çıkalım. Tam aksine genişlemek istiyoruz.”

        Bir sonraki sorum Amazon Prime üyeliği üzerine.

        “Ben ve benim gibi pek çok Türk müşteriniz Prime üyeliğini yurt dışından sürdürüyor ve yıllık 120 dolara yakın bir ödeme yapıyor. Onlar yerel prime’a otomatik olarak mı geçecek yoksa az önce söylediğiniz gibi isteğe bağlı olarak mı. Yani ip adresine bakarak direkt Türkiye Prime’a yönlendirilme olacak mı?” diye soruyorum.

        REKLAM

        “Hayır” diyor “İsterlerse geçecekler ve ben geçmelerini tavsiye ederim. 1 aylık bedava deneme veriyoruz. Baksınlar ve uygun görürlerse geçsinler diyoruz. Türkiye’deki uygulamalardan faydalanmak için geçmeleri lazım. Türkiye’ye özel kampanyalar, özel ürünlere özgü özel indirimler, hızlı ve bedava teslimat uygulamalarından faydalanmak için geçmek gerek. Üstelik çok daha ucuz. Niye geçmesinler ki!” yanıtını alınca “7,9 TL çok ucuz . Neredeyse 10’da biri. Bu fiyat tanıtım ve müşteri çekme fiyatı mı, sonra bindirim olacak mı?” diye ekliyorum.

        “Hayır. Bu kalıcı fiyat. 1 dolara yakın bir paraya tekabül ediyor ve hep bu düzeyde kalacak. Türkiye şartlarına uygun bir fiyat olsun ve çok abonemiz olsun diye böyle uygun gördük. Bu düzeyde kalacak. Artmayacak. Tanıtım fiyatı falan değil” diyor.

        48 SAAT SÜPER İNDİRİM

        “Yurt dışında Prime uygulamanızda yılın 2 günü süper indirim var. Pek çok ürünü neredeyse 5’te bir, bazen 10’da bir fiyatına satıyorsunuz. 48 saatlik bir süre kampanyalar Amerika’ya mı özel yoksa Türkiye’de de olacak mı?”

        Şahane bir kahkaha atıyor. Zaten güler yüzlü ve neşeli bir adam Jamil ama bu kahkahası benim de güldürüyor.

        “O indirim 48 saat değil 24 saat ama haklısın. 48 saate yayılıyor gibi. Bu sadece Amerika’da değil her yerde var ve tabii Türkiye’de de olacak. Süper indirim günü. Bazı önemli alışverişleri için bu günü bekleyen müşterilerimiz var. Türkiye’de de bu olacak.”

        “Peki böyle günlerden sonra da aynı gün teslimat işi yürüyor mu? Mesela Kara Cuma ya da Sevgililer Günü gibi günlerde teslimat sözünü verebiliyor musunuz?”

        “Bak bu iyi soru” diyor. “Bazı özel günlerde aynı gün teslimat zor olabiliyor. Ama bunu da zaten sipariş sırasında müşterimize söylüyoruz. Bugün veremeyebiliriz ama yarın mutlaka elinizde olur diyoruz. Ender oluyor ama oluyor. Fakat müşterimiz biliyor bunu. Başından söylüyoruz.”

        “Anladığım kadarı ile Prime uygulaması ile müşteri bağlılığını sağlamak gibi bir niyetiniz var” demem üzerine şiddetli bir itiraz geliyor.

        “Asla. Biz bir müşteri bağlılık programı sunmuyoruz. Bu bir hizmet ve kolaylık programı. Her türlü servisimizde kolaylık sağlıyoruz üyelerimize. Bağlılık sağlama niyetimiz yok. Beğenmeyen, memnun olmayan gider. Biz ekstra servis ve kolaylık sağlamak istiyoruz.”

        REKLAM

        *

        Değerli okurlar. Türkiye’de gazeteciliğin geldiği ve getirildiği noktada bu yazıyı yazmak gerçekten zor.

        Avantacı gazeteciler yüzünden toplumu bilgilendirme, yenilikleri duyurma konusunda bir şeyler yapmakta zorlanıyorum.

        Çünkü bu işleri beleş gezi, parasal menfaat karşılığı yapan o kadar çok gazeteci müsveddesi var ki, insan yazmaya çekiniyor böyle konuları.

        Açıkçası ben bile “Yazsam mı yazmasam mı, bu röportajı yapsam mı yapmasam mı?” diye çekindim.

        Ama çevremdeki insanların, özellikle gençlerin Amazon Prime’ın Türkiye’ye gelişi ile ilgilerini görünce “Abdestinden emin olanın namazından şüphesi olmaz” diyerek yazmaya karar verdim.

        Diğer Yazılar