Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Okumayı seven çocuklar ve sırasını bekleyen büyükler için Bu hafta ne okusak?

        Size ilk olarak bir masal anlatacağım. Ama alışık olduğunuz masallardan değil... Küçük bir köyde yaşayan Pablo Fırçatüy’ün gayet güzel ve huzurlu bir hayatı vardır. Ta ki bahçesindeki maydonozların esrarengiz bir şekilde kaybolduğunu fark edene dek... Fırçatüy, maydonozlarını bahçesine izinsiz taşınan bir tavşanın yediğini keşfedince çok öfkeleniyor ve onu kovmak için elinden geleni yapıyor. Gelin görün ki adı Tukur olan bu tavşan her şeyi yanlış anlayıp duruyor. Fırçatüy kapısının önüne çöp mü boşalttı; yeni mobilyalar geldi sanıyor. Yuvasına su mu boca etti; “Yüzeyim istiyor herhalde” diyor. Eh, bu durumda Pablo’nun ondan kurtulması gitgide imkânsızlaşıyor. Bu hikâyenin sevdiğim yanı, her şeyi önce Fırçatüy’ün, sonra da Tukur’un gözünden anlatması. Yani kararımızı her iki tarafı ayrı ayrı dinleyip veriyoruz. Belki ikisi de haklıdır ve bunu bir fark etseler beraber yaşamanın sandıklarından çok daha güzel bir şey olabileceğini görecekler, kim bilir. “Empati şart” inancındaysanız, seveceksiniz. (Mutlu Tavşanlar, Marie Nimier, Redhouse Kidz)

        AŞK

        Bir çocuk kitabında aşkın ne işi var demeyin, bu kitapta aşk anlatılıyor. Hem de üç kahramanı olan bir aşk... Dağ ve Deniz adlı iki dev, billur sesli bir denizkızına âşık olursa neler olur? Bu hikâyenin ilham kaynağı, Portekiz’in Algarve bölgesinde yer alan ve göz alıcı falezleri, dev kaya formasyonları, muhteşem doğal güzellikleriyle ünlü Rocha Plajı ve hakkındaki efsaneler... Yazar ve çizer Catarina Sobral, en sevdiği kumsalın ilham verdiği bu efsaneleri yeniden yorumluyor. 2014 Bologna Çocuk Kitapları Fuarı’nda En İyi İllüstrasyon Ödülü kazanan kitapta sanatçının temel renkler ve basit çizgilerle en zor konuları bile olağanüstü bir ustalıkla anlatabilme yeteneğine hayran oluyoruz. (Denizkızı ve Âşık Devler, Catarina Sobral, Sarıgaga)

        KORKU

        İçinde çokça gotik unsur barındıran tatlı mı tatlı bir macera. Eh, bazı yerleri azıcık korkunç olabilir ama merak etmeyin, sadece okurken daha fazla zevk almanıza yetecek kadar... Kendi adıma ben hikâyeye bayıldım, size de anlatayım: Grubb, on iki yaşlarında bir baca temizleyicisi. Kızdırmaktan çok korktuğu patronu Bay Smears’ın emirlerini yerine getirmek, bir de bacalara sığabilsin diye abur cuburdan uzak durmak zorunda. Gelin görün ki bir gün bir hata yapıyor ve bütün hayatı bir anda değişiyor! Patronun gazabından kaçmak için önüne çıkan iri, siyah sandığa saklanıveriyor. Bekliyor, bekliyor, bekliyor... Sandığın at arabasına konduğunu, yola çıktıklarını anlıyor. Sonra bir havalanma hissi... Cesaretini toplayarak sandığın kapağını açıp da havada süzüldüklerini görünce nefesi kesiliyor! Oysa bu daha başlangıç. Onu neler bekliyor neler... (Alistair Grim’in Tuhaflıklar Müzesi, Gregory Funaro, Doğan Egmont)

        FANTASTİK

        Sekiz yaşındaki Nuh’un bir sürü problemi vardır, o da bunlardan kurtulmak için kaçmaya karar verir ve her şeyi ardında bırakarak evi terk eder. Bir süre sonra olağanüstü özelliklere sahip bir ağaçla karşılaşır. Konuşan bir saatin, odalar arasında koşuşturan bir kapının ve sürekli hareket halindeki döşemelerin bulunduğu bu ağaç, aslında sihirli bir oyuncakçı dükkânıdır. Ama Nuh’un problemleri değişmemiştir. Gerçeklerden uzaklaşmak ve yaşadığı acıları unutmak için atıldığı bu macera, düşünmekten kendini bir türlü alıkoyamadığı o korkunç “şey”le yüzleşmesine yardımcı olacak, oyuncak ustasının kuklalar aracılığıyla anlattığı hikâyelerle kendi yaşamını sorgulayan Nuh evine geri dönecek midir? Ünlü yazar John Boyne’dan, sürprizli bir evrene açılan çağdaş bir masal. Çocuk klasiği Pinokyo’ya ve ustası Gepetto’ya da bir nevi saygı duruşu. (Ormanın Kalbindeki Çocuk, John Boyne, Tudem) Hanno çikolataya düşkün olduğu için yaşıtlarına göre biraz şişman. Bu yüzden bazı sınıf arkadaşları onunla dalga geçiyor. Çok üzülen Hanno da gitgide okuldan soğuyor ve içine kapanıyor. Fakat bir gün çok garip bir şey oluyor ve Hanno’nun karşısına miniminnacık küçük bir ejderha çıkıyor! Hanno’nun yanından ayrılmak istemeyen bu minik ejderha, korkularının üzerine yürüyen Hanno’ya her adımda eşlik ediyor. Ve birlikte çok büyük işler başarıyorlar... (Hanno ve Küçük Ejderha, Irina Korschunow, Final Kültür Sanat)

        Diğer Yazılar