Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        9 yılda 10 milyonluk seçmen artışı makul mü?

        HABERTÜRK Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı dün “Seçmen sayısı mehteran bölüğü gibi” başlıklı yazısında 2002 yılından bu yana hızla artan seçmen sayısına dikkat çekti:

        “Seçmen sayısındaki “yüksek” artış bazı kafalarda kuşku uyandırdı. 2002’den bu yana yaklaşık 10 milyonluk bir artış. Yaklaşık yüzde 25. Bakın seçim dönemlerine göre seçmen sayısı nasıl şekillenmiş:

        2002 41.407.027

        2004 (yerel) 43.552.931

        2007 42.533.041

        2007 (ref.) 42.629.733

        2009 (yerel) 48.006.650

        2010 (ref.) 49.446.269

        2011 50.189.930

        Türkiye’nin 1990-2004 yılları arasındaki nüfus artış hızı yaklaşık yıllık yüzde 1.7’yle dünyadaki en yüksek oranlardan biri. Bu yüzden de bende çok büyük bir kuşku yok. Bakıyorum, her yıl ilköğretime başlayan öğrenci sayısı da 1 milyon 200 bin civarında. Yani yıllık 1 milyonun üzerinde seçmen artışı bana çok da anormal gelmiyor. Kafaları karıştıran ise 2001’den 2007’ye kadar artmayan, hatta bir ara azalan seçmen sayısının nasıl olup da birdenbire arttığı. Buna yanıt vermesi gereken kurum YSK. Ama onlar da topu MERNİS’e atıyorlar. MERNİS ise İçişleri Bakanlığı’nın kontrolünde. Anlayacağınız ülkede kimse kimseye güvenmiyor. İnşallah birileri bu şüpheyi dağıtacak bir şeyler yapar.”

        Biz de “Seçmen sayısındaki bu artış makul mü? Bu grafiği nasıl okumak gerekir?” diye istatistik uzmanlarına, araştırmacılara sorduk. İşte farklı görüşler...

        Gülin YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        ‘Ölmüş kişiler bile seçmen olarak gösteriliyor, sistemde hata var’

        Konsensus Araştırma Şirketi Sahibi MURAT SARI:

        En son nüfus sayımı Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından 2000 yılında yapıldı. Daha sonra Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADKS) diye bir sistem çıkardılar ve bu sistemi İçişleri Bakanlığı’na bağladılar. Bir dönem haneli sayım yapıldı, o sayımın gerçek sonuçları tam ortaya çıkmadan seçim o sayım üzerinden yapıldı. Bu sorumluluk tamamen İçişleri Bakanlığı’na ait, çünkü Devlet İstatistik Enstitüsü (bugünkü adıyla Türkiye İstatistik Kurumu) onun taşeronu gibi çalışıyordu.

        SAYIM SORUNLU

        2002’den sonraki seçimde bir baktık, ADKS başladıktan sonra, seçmen sayısı arttı. Daha doğrusu 2002 ile 2007 arasında çok büyük bir değişiklik yok, hatta düşüş bile var. 2007’ye baktığımız zaman ADKS devreye girdi. 2007’deki sayımlarda da mahalleleri karıştırdılar, köyleri karıştırdılar, şu kadar kişiyi saydık dediler ama karışıklıklar çıktı. Daha sonra bunu nasıl takip etmeye başladılar belli değil. Mesela ben evimi taşıdım, muhakkak gidip kendimi muhtara yazdırmam yerine bir faturayı götürüp bir yere beyan etmem gerekiyor. O fatura üzerinden beni takip etmeye başladılar. Ben iki ayrı evde oturuyorsam, iki ayrı evde yazılmış olma olasılığım çok yüksek. Sonrasında nüfus cüzdanı seri numarasına göre bu çiftlemeleri teke indirdiler ama ne kadar başarılı oldukları soru işareti. Burada benim kafama takılan en kritik nokta; Eylül 2010 referandumunda oy veren 49 milyon seçmen var. Türkiye’deki genç nüfus artışı bu kadar yüksek değil. Bugün 12 Haziran’da oy kullanacak 52 milyon seçmen var. Aradan dokuz ay geçmiş, dokuz ayda 3 milyon seçmen artışı var. Bunun tek sebebi var olan veriyi yavaş yavaş tamamlamaları. Dokuz aydaki seçmen artışı 3 milyon olamaz.

        Ben 2004 seçimlerinde bununla ilgili bir çalışma yaptım. Bir belediye başkanı ile bir bölgede çalışıyorduk, o belediye başkanı kazandı ve sonrasında benden oy vermeyen kimseleri tespit etmemi rica etti. Bu araştırma sonucunda gördük ki, boş bir ev, bomboş duruyor orada. Kimse yaşamadığı için kimse oy kullanmamış ama evi dikmişler ve o ev için bir isim yazılı, adamcağız ölmüş vs.

        Mesela biz anketlerde soruyoruz, anketlerde yüzde 11-12 civarında seçime katılmama oranı elde ediyoruz ama seçime gidiyorsunuz bir bakıyorsunuz bu oran yüzde 23-24 civarına çıkmış. İnsan bu oranlar konusunda yanılabilir ama en fazla yüzde bir, yüzde beş yanılır. Oysa neredeyse iki katı bir fark görüyoruz, iki katı bir yanılma olmaz. Fatih Altaylı çok doğru bir yere değinmiş, çok isabetli bir tespit yapmış.

        ‘Eski seçmen sayısı yanlıştı, ama şimdiki rakamlar doğru’

        Konda Araştırma Şirketi Genel Müdürü BEKİR AĞIRDIR:

        Bu artışın demografik olan kısmı var, olmayan kısmı var. 2002’deki seçmen listeleri 2000 nüfus sayımına göre yapıldı; halbuki 2007 ve 2010’da yapılan seçmen listeleri Adrese Dayalı Nüfus sistemine göre yapıldı. Dolayısıyla şu veya bu sebepten –asker kaçağı, siyasi nedenler vs.nüfus sayımında yer almayan kişiler de artık seçmen listesinde. 2007 ve 2009 yıllarında yine bu araştırmalar yapıldığında biz Konda olarak nüfusa göre seçmen yanlışı ya da seçmene göre nüfus yanlışı var dedik ama herkes meseleyi kasıtlı bir hata üzerinden değerlendirme eğiliminde olduğu için sağlıklı tartışılamamıştı. Eski sistemde memurlar evleri dolaşarak sayım yapmışlardı ve evde olmayan x kişi, seçmen listesinde gözükmüyordu. Ama şimdi yeşil kart, ikametgâh, diploma, hastanelerdeki e-devlet uygulaması sayesinde sisteme kaydolmamış insanlar da sisteme dahil oldu. Yani aslında şimdi doğruya doğru gidiyoruz. Dolayısıyla 10 milyonluk bu artışın 5 milyon civarı bu sene ilk kez oy kullanacaklar, diğer 5 milyon ise daha önceden sisteme dahil olmayanlar. Düzeltmeler yapıldığı için doğruya yaklaşıyoruz.

        ‘18 yıl önce doğum patlaması yaşanmış olabilir’

        ODTÜ Fen Edebiyat Fak. İstatistik Böl. Öğr. Üy. Doç. Dr. BARIŞ SÜRÜCÜ:

        Bu konuyla ilgili yorumda bulunabilmek için öncelikle alt başlıkları bilmek lazım. İlk olarak demografik istatistike bakmak gerekli. Araştırılması gereken bir konu var ortada. İstatistiki olarak makul bir artış var mı, yıllık bazda popülasyon artışıyla 18 yaşındaki seçmenlerin artışıyla bir paralellik var mı, hepsinin istatistiki analizinin yapılması gerekiyor. TÜİK’in elinde bu anlamda veriler varsa size direkt söyleyeceklerdir, “Şu yılda şu kadar doğum oldu, 18 yıl önce bir doğum patlaması oldu, seçmen sayısı da buna bağlantılı olarak arttı” vs. şeklinde. Bir de Adrese Dayalı Nüfus sistemi geçen seçimlerde tamamlanmamış olabilir, acaba bu seçimde mi tamamlandı? Bu da bir etken. TÜİK’in her şeyi açıkça belirtmesi gerekiyor. Veriler ortadaysa sorun zaten yok ama enflasyon vs. gibi gizli veriler varsa ve açıklamazlarsa biz sadece sübjektif yorumlar yaparız.

        ‘Sayım sistemi değişti, her şey allak bullak oldu’

        A&G Araştırma Şirketi Sahibi ADİL GÜR:

        Türkiye Adrese Dayalı Nüfus Sayım sistemine geçtikten sonra eski verilerle yeni veriler arasında çok büyük bir fark çıktı. Sadece seçmen sayısında değil, açıklanan nüfus bile 3 milyon fazla sayıldı denildi, sonra geriye alındı. Bunun en önemli nedeni Türkiye’de nüfus ve seçmen sayımının metodolojisinin değişmesidir. Acaba böyle bir zafiyet var mı, bunu bilebilmemiz mümkün değil. Ama temel neden metodun değişmesidir. Dolayısıyla eski verilerle yeni veriler allak bullak oldu. Hangisi doğrudur, hangisi sağlıklıdır derseniz açıkçası o konuda kendimi yetkin hissetmiyorum. 12 Haziran’da bakacağız sandıklara bu seçmenler gelecek mi, gelmeyecek mi?

        ‘Böyle bir artış normal değil, mümkün de değil’

        Ankara Üni. Fen Fak. İstatistik Böl. Başkan Yrd. Prof. Dr. FAHRETTİN ASLAN:

        Seçmen sayısındaki böylesi bir artış son derece anlamsız. İstatistiki anlamda doğruluk payı hiç yok. Türkiye’deki nüfus oranı, nüfus artış oranı, seçmen artış oranı belli. Veriler ortada. Buna göre 2002’den bu yana 10 milyonluk bir seçmen artışı olması mümkün değil. Nüfus artış hızıyla seçmen artışı paralel gitmek zorunda, bu artış normal değil.

        ‘Seçmen sayısında artış yok’

        Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı ALİ EM:

        Seçmen sayısı 2007 yılında 42 milyon 571 bin 284, 24 Mart 2009 yerel seçiminde ise 48 milyon 49 bin 446’dır. Aradaki fark 5 milyon 478 bin 162’dir ve Adrese Dayalı Nüfus Kayıt sisteminden kaynaklanmaktadır. Seçmen kütüklerini MERNİS’ten alıyor ve günlük olarak güncelleştiriyoruz. 12 Haziran’da yapılacak seçimde 50 milyon 189 bin 930 kayıtlı seçmen var; yurtdışında bulunan 2 milyon seçmenin seçmen kütüğü ayrı. Devlet İstatistik Enstitüsü yayınına göre 31.12.2010 tarihi itibarıyla nüfus sayımı sonuçları 73 milyon 722 bin 988, 18 yaş altı toplam nüfus 23 milyon 312 bin 112. 73 milyondan 23 milyonu çıkarınca ortaya çıkan rakam seçmen sayısını doğrulamakta. Seçmen sayısında bir eksiklik, noksanlık, artış söz konusu değil.

        Diğer Yazılar