Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ‘Eski rekortmenlerin reklama ihtiyacı vardı, şimdikilerin yok’

        Marmara Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman ALTUĞ

        GEÇMİŞTE bazı cengaver kişiler reklam çabası içine girer, toplumdaki saygınlıklarını pekiştirmek isterlerdi. Bunların çoğu da müteahhitti. Çünkü müteahhitler stopaj yoluyla vergi verirler, özellikle kamu müteahhitlerinden zaten otomatik vergi kesildiğinden onlar için rekortmen olmak önemliydi. Vergi dairelerine gider, kim önde kim arkada diye kontrol ettirirlerdi. Bir lira fazla verir ve vergi rekortmeni olur çıkarlardı, bu da onları birkaç sene idare ederdi. Bu kişilerin arasında çok sayıda kulüp başkanı da vardı. Ama bugün vergi rekortmeni profili de değişti. Bunun nedeni de, kamu ihalelerine girenler artık tüzel kişi kurumlar, yani şirket olarak giriyorlar. Bu da bir vergi pazarı oluşturdu, müteahhitlerin bu konudaki ısrarı kayboldu. Eskiden “En kral benim, en büyük benim” yarışı vardı, şimdi öyle bir yarış kalmadı.

        ONLAR NEREDE ACABA?

        Zaten gerek de yok, sonuçlar belli. Kazanç daha çok menkul sermaye sahiplerinde, hisse senedi alım satımı yapanlarda. Bunlar da kamuoyunda adı açıklansın istemeyen kişiler. Müteahhitler olsa övüne övüne çıkar söylerlerdi. Şimdikiler “Hiç kimse bilmesin ne kadar vergi verdiğimi” diyorlar, belki borcu var, alacaklılar üstüne düşecek. Bir de şu boyutu var, bazıları “Biz sende daha fazla para var zannediyorduk” diyor, işbirliğinden çekiliyor. Bu bir reklamdır, büyük patronların da reklama ihtiyacı yok. Ne kadar gösterirlerse o kadar bağış istiyor herkes, bu da bir gerçek. Ama eskiden rekortmen olmanın bir havası vardı. Bugün de inşaat sektöründe bir sürü havalı isim var, onlar nerede acaba?

        ‘Vakıfların ölçüsüz taleplerine karşı arazi oluyorlar’

        Bloomberg HT Ekonomi Direktörü Prof. Dr. Kerem ALKİN

        DOĞRUSUNU söylemek gerekirse her geçen gün akrabaların musallat olmasından korkanların sayısı artıyor. Dünyanın değişen konjonktürü içinde insanlar eskisi kadar deşifre olmaktan hoşlanmıyorlar. Vergi rekortmeni olarak ortaya çıktıklarında çeşitli vakıf ve dernekler tarafından önemli bir bağışçı olarak ilan ediliyorlar. Bu ölçüsüz yardım kampanyalarına maruz kalmamak için ve musallat akrabalarla muhatap olmamak için biraz arazi olma eğilimi var.

        ‘Mafyadan kaçıyor bile olabilirler!’

        Vergi Uzmanı Sezgin ÖZCAN

        BU gizlemenin çok çeşitli sebepleri olabilir. Kimse borç istemesin istiyorlar, eşinden dostundan akrabasından gizliyorlar. Belki biraz polisiye olacak ama mafyadan, ondan bundan da çekiniyor olabilirler. Her sene bu ismini açıklamak istemeyenler oluyor, bu sene de bir hayli var. Hiçbirine de gidip “Niye saklanıyorsun?” deme şansım olmadı, ama varsayımlarım bunlar.

        ‘Rekortmensin, yardım et demesinler diye’

        İstanbul Üniversitesi İktisat Fak. Prof. Dr. Kaya ARDIÇ

        GERÇEKTEN çok ilginç, bu değişim benim de dikkatimi çekiyor. Eskiden böyle değildi. Bu insanlar iki güdüyle böyle davranıyor: Bizim toplumumuz da zengin görünmek istememe gibi bir eğilim var. Bunun bir nedeni de eş, dost, vakıf, dernekten korunmak: Gelecek, “Koskoca vergi rekortmeni oldun, bize de bir parça yardım et” diyecekler. Bunlara karşı bir tür defans alıyorlar, isimlerini gizlemeyi bir korunma kalkanı olarak kullanıyorlar. İkincisi de gerçekten mütevazı oldukları için. Ön plana çıkıp “Vergi rekortmeniyim” diye bağırmamak için. Ben bu durumu bu iki nedenle açıklayabiliyorum.

        ‘Alçakgönüllülüklerinden isimlerini açıklamıyorlar’

        İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk BATIR

        BEN bu kişilerin isimlerini açıklamamasını “saklanmak” olarak nitelemiyorum. Devlete verilen vergi anayasal bir ödevdir; bu kişiler bu ödevi yerine getirirken bununla övünmek istemiyorlar. Borçludan kaçmak, alacaklıdan kaçmak gibi bir motivasyon yok altında. “Ben kamuoyunda duyulmak istemiyorum” kaynaklı bir alçakgönüllülük.

        Diğer Yazılar