Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GAZETE HABERTÜRK/ POLEMİK

        GÜLİN YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        ‘Medyanın kadına masum değil vurgusu çirkin’

        Türk Kadınlar Bir. Genel Baş. Av. Sema KENDİRCİ

        DOĞRU ya da yanlış ne olursa olsun, fatura daima kadına kesiliyor. Öyle yaşarlar, böyle yaşarlar o onların bileceği şeydir. Ama eğer son çözümde daima kadın zarar görüyorsa bu gidişe de bir dur denmesi gerektiği çok ortada. Ve bunu kadına reva görmeye izin vermemek gerekiyor. Medya bu konuda bir haber verirken dilini çok dikkatli kullanmalıdır. Ben tavır olarak özel yaşama müdahaleye karşıyım ama eğer özel yaşamla ilgili bir haber mutlaka yapılacaksa bu kadar kadın ağırlıklı ve kadın odaklı verilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Nasıl bir gerekçeyle kadının iş akdi sona erdiriliyor? Acaba psikolojik baskıyla ya da tam tabiriyle mahalle baskısıyla işten ayrılmasına sebep olmuş olabilirler mi? Bunun çok ciddi şekilde araştırılması gerekiyor.

        ‘HABERLERDE KASIT VAR’

        Olaylarda medyanın kullandığı dile çok dikkat etmesi lazım. Çünkü sorun kadının kim olduğu değil ki. Eğer mesele özel yaşam ötesine geçebiliyorsa o zaman niye kadın? Neden kadına o kadar çirkin görünen şekilde vurgu yapılıyor? O haberde kasıt var, haberi işlemede kadına dikkat çeken bir bilinç var.

        ‘Kadın-erkek eşit olmadığı için cezalı hep kadın’

        İst. Baro. Kadın Hak. Merk. Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Aydeniz Alisbah TUSKAN

        BU ülkede kadınlar giydiğiyle, çektirdiği fotoğraflarla, hareketleriyle her alanda kontrol altında, baskı altında. Türkiye’de kadın-erkek eşitliği sağlanamadığı için bedeller kadına ödetilir, faturalar kadına kesilir. Bu hep böyledir, ilk cezalandırılan kadındır.

        ‘Ortada bir suç mu var ki kadın mağdur ediliyor?’

        KAMER Vakfı Başkanı Av. Nebahat AKKOÇ

        BEN bu olaydaki suçlama neydi onu da anlayamadım. Bengi Yıldız Bodrum’da bir barda bir kadınla oturmuş içki içiyor, niye bu konunun üstüne bu kadar gidildi asıl tuhaflık burada. Bu tuhaflığı konuşmadan sanki ortada bir suç varmış gibi “Niye kadına kesiliyor bütün faturalar?” noktasına gelemeyiz. Söz konusu kadınla aralarındaki ilişkinin ne olduğunu da bilmiyoruz, “aile ahbabı” dediler, olabilir de. İnsanların tepkisi sanıyorum Bengi Yıldız’ın Batman’da verdiği fotoğraf ve mesajlarla Bodrum’daki karelerin arasındaki çelişkiye. İnsanlara bu ters gelmiş olabilir. Ramazan ayı olması nedeniyle de hassasiyet gösterildi ama burada kanıtlanmış bir suç, suçlama yok. Evlilik kurumunu zedeleyecek bir ilişkiden de bahsedemeyiz. Buna rağmen kadının mağdur edilmesi hiç anlaşılacak bir şey değil.

        ‘Ortada iki mağdur var ikisi de kadın’

        Yazar Müge İPLİKÇİ

        BEN bu olaydaki son gelişmeler karşısında iki mağdur görüyorum: İki kadın. İkisinin de hayatı eskisi gibi olmayacak. İkisi de aynı insan yüzünden benzer acıları çekecek ve muhtemelen olaya neden olan kişi yerine birbirlerini suçlayacaklar. Hayat standartları maddi ya da manevi olarak kayba uğrayacak, kin ya da fedakârlık duyguları altında ezilecekler. Sevginin, aşkın, özgürlüğün ne anlama geldiğine kafa yoracaklar ve zaman zaman kendilerini aklayacak, zaman zaman da boğacaklar.

        ‘Bedel ödenecekse erkek de öder’

        Dicle Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Sosyoloji Böl. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mazhar BAĞLI

        MAALESEF çoğunlukla bedel ödeyen kadındır bizim ülkemizde. Namus cinayetlerinde de bu böyle. Namusu ihlal eden kadın gibi algılanır. Çok rahat bir çifte standart olduğunu söyleyebiliriz. Bengi Yıldız da bir bedel ödeyecek olabilir mi? BDP’lilerin bakış açısını bilmek gerekiyor bu soruya cevap verebilmek için. Genelde namus algısı kadının teninde temsil edildiği gibi bir algı var, bu çok yanlış bir duruş. Bedel ödenecekse kadın da erkek de öder, ya da hiçbiri ödemez, özel hayattır. Erkeğin kadından farkı yok.

        ‘Böyle bir sebepten işten atmanın, namus suçundan bir farkı yok’

        Eski KA-DER Başkanı Av. Hülya GÜLBAHAR

        B İR kadın bir erkekle denize girdi, bir şeyler içti diye neden işinden oluyor biliyor musunuz? Kadınların iş hayatında olmaları zaten geçici görüldüğü için. Kadının çalışması geçici bir durum, onun faturayı ödemesi kolay ama erkeğin öyle değil, erkeğin hayatı altüst olur ama kadın zaten evine dönmüş olur yani asıl olması gereken yere.

        ‘EN AĞIR FATURA’

        Topluma mayo giymenin, deniz girmenin, bir ahbapla bir şeyler içmenin gayrimeşru olduğu propagandası yapılıyor. Hem kadınlar hem de erkekler için. Ama hele ki kadınsanız, size daha ağır fatura ödetilerek işinizden olmanız, hatta toplum içine çıkamamanız isteniliyor. Bu yaşananlar da bir tür namus cinayetidir, namus suçudur. Kadınlarına karşı işlenen namus suçlarında bir örnek oluşturuyor bu dışlama ve yalnız bırakılma.

        Diğer Yazılar