Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GAZETE HABERTÜRK/ POLEMİK

        GÜLİN YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        Bedelliye parası yetmeyenler için alternatif olabilir mi?

        ‘Parası olmayan emeğini koysun ülke kazansın’

        Sosyal Güvenlik Uzmanı, Habertrük Gazetesi Yazarı Ali TEZEL

        KAMU hizmeti, 30 bin liralık bedelli askerliği fazlasıyla karşılayabilir. En kötü ihtimalle, 1000 TL maaş alan biri için, bedelsiz ya da çok cüzi bir bedel karşılığında çalışmayı öngören bir askerlik olsa, ya da Doğu ve Güneydoğu'daki öğretmenlik hizmetleri askerlikten sayılsa, kişibaşı 30 bin TL'yi bulur devletin kazancı. Sadece öğretmenlik değil, hekimlerin ve uzman personellerin de Doğu veya Güneydoğu'da bulunması istihdam politikaları açısından, ekonomiye katkı açısından hem yararlı olur hem de 30 bin TL'lik bedeli rahatlıkla karşılar. Hatta, yüksek teknoloji gerektiren işlerde kullanılan personellerin sağlayacağı katkı kişi başı 30 bin TL'nin çok üzerinde olur. Cebinde parası olmayanlar da emeğini, hizmetini sunarak askerlik görevini yerine getirmiş olabilir. Şu anki bedelli askerlikte bir gün dahi askerliğe gidilmiyor.

        Eskiden 21 gün de olsa askerlik görevini yapacaklar, işyerinden askerlik nedeniyle ayrılır kıdem tazminatını alır ve bedelli askerliğin bedelinin bir kısmını bununla öderdi. Artık özel sektördeki işverenin de baskısıyla, kıdem tazminatı ödememek adına bir gün dahi askere gitmeme kuralı çıktı ve bu 30 bin TL ödeyecek olanlar için de ciddi bir hayal kırıklığı oldu. Şu haliyle, ekonomik olarak bu bedeli ödeyebilecek olanlar için de sıkıntı, ödeyemeyecek olanlar için de. Ekonomik olarak bu bedeli ödeyemeyecek olanlar da emeğini ortaya döksün. Bir de şu var; askerde üretici değil tüketici olursunuz. Böyle bir kamu hizmeti seçeneği, askerliği üretici olarak devam ettirme hakkı verir ve ülke gelişir, insanlar tüketici olmak yerine üretici konumuna geçer.

        ‘Hayal kırıklığını gidermek için kamu hizmeti düşünülmeli’

        SARGEM Başkanı Doç. Dr. Önder AYTAÇ

        VİCDANİ ret, bedelli askerlik, profesyonel askerlik ve kamu hizmetini ayrı ayrı düşünmekte yarar var. Bunun ilk aşaması da bedelli askerlik. AB ülkelerinin hepsinde askerlik yerine kamu hizmeti söz konusu. Örneğin Almanya’da askerlik 9 aysa, kamu hizmetini 14 ay yapıyorlar. Üniforma dışında başka meslekler de yapılıyor. Kamu hizmeti de, profesyonel ordu da derinlemesine konuşulması gereken iki konu. Eğer Türkiye bir 3. Dünya Ülkesi değilse. Var olan bedelli askerlik tasarısında hem bedelin hem de yaş sınırının fazla tutulmuş olması ciddi bir hayal kırıklığı yarattı. Kamu hizmeti bağlamında yeniden düşünülmeli.

        ‘Bu haliyle yamuk ve tutarsız kamu hizmeti dahil edilmeli’

        Zaman Gazetesi Yazarı A. Turan ALKAN

        30 yaş sınırı mâkul görünüyor ama 30 bin lira, iş hayatının başındaki gençler için çok büyük para. Bir nevi, "Bedelli bedelli diye kafa ağrıtıyordunuz, alın size bedelli. Parayı bastıran yırtsın askerlikten" durumu; oysaki gençler, iki taksitte 30 bin verebilecek olanlardan çok, zar zor da olsa tedarik edebilecekleri şöyle 15-20 bin civarında bir bedel kestiriyorlardı gözlerine; yani daha demokratik bir meblağ, daha göğüslenebilir bir bedel umuyorlardı. Tasarı, bu eda ile "Bedeli boşver yeğenim, gel paşa paşa askerliğini yap" diyor. 21 günlük temel eğitim şartı ise espri gibi... Muhariplik eğitimi 21 güne sıkıştırılabilir ise daha uzun sürelere ne ihtiyaç var diye sorarlar adama; böyle bir "draje" icat etmişsek, bu yararlı haptan yurtdışındaki "Dövizli" yükümlüler niçin istifade ettirilmez; haksızlık değil mi? Miktar yüksek, sınır makul ama tasarının felsefesi sakat: Bugüne kadar yapılan her bedel uygulaması gibi şimdiki de, Anayasa'nın 72. maddesinin yanağından manidar bir makas alıyor.

        Mana şudur: “Bakmayın Anayasa’nın hak ve ödev dediğine, askerlik azîm bir meşakkattir, ver parayı görmeyeyim seni!" Ah para, gözün kör olmasın e mi; neler yaptırıyorsun hükümetlerimize! İşin doğrusu, -eğer çıkarabileceksek!-, askerlik meselesini yeni Anayasa’da ta kökünden tutarlı bir çözüme kavuşturmaktır. Nasıl olabilir, meselâ şöyle olabilir pekâlâ: Hali hazırda, "Vatan hizmeti, her Türk'ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetler'de veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir." çerçevesini getiren 72. madde kaldırılır, yerine "Milli güvenliğe katkı yükümlülüğü" başlığı altında, "Her vatandaş, milli güvenlik hizmetlerine katkıda bulunur; isteyenler bu katkıyı bizzat askerî birliklerde muhariplik eğitimine katılmak yoluyla yaparlar; kalanların durumu kanunla düzenlenir" hükmü getirilir. Böylece askerlik hizmetinde gönüllülük esası benimsenmiş olur ki, doğrusu da budur; fiilen muhariplik yapmak istemeyenler ise belirli süre kamu hizmeti veya bedel benzeri makul borçlandırma usulleriyle milli güvenliğe katkıda bulunurlar. Mesele biter ve tutarsızlık kalmaz. Sadede gelelim; tasarının kanunlaşmasına kadar geçen süre zarfında kamuoyu baskısı ile bedel miktarının daha aşağılara kadar düşeceğini tahmin ediyorum ama işte apaçık görünüyor, tasarı yamuk ve tutarsız duruyor. Bari yamukluğu yeni Anayasa’ya taşımayalım.

        ‘Kamu hizmeti yerine askere gitmek daha iyi’

        Emekli Tümgeneral Armağan KULOĞLU

        BEDELLİ askerlik isteyenlerin amacı ne, neden istiyorlar? Kurulu bir düzenleri olduğunu, bu düzeni bozmak istemediklerini, hayatlarında bir mesafe aldıklarını ve askerlik yaparlarsa bu düzenin bozulacağını ifade ediyorlar. Peki kamu hizmeti gelirse de aynı şey olmayacak mı? Yine hayatlarında kesinti olmayacak mı? Ha askerlik, ha kamu hizmeti. Maksat askere gitmemek mi yoksa işlerinin bozulmasını önlemek mi? Kamu hizmeti konusu uygun değil, askere gitmeleri daha iyi. 40-45 yaşında dahi olsalar askerde onlar için muhakkak bir uygun hizmet vardır. İlla Suriye sınırına girip PKK ile mücadele etmelerine gerek yok. Bir sürü geri hizmet var, ulaştırma var, levazım var, karargâh hizmetleri var... O bakımdan yaşları ileri olanları piyade yapmayalım ama bu görevelerde istihdam edelim deseler daha doğru olurdu. Ama kamu hizmeti konusu kesinlikle geçerli değil.

        ‘Çoğunluk bu parayı verecek, kamu hizmeti gelmez’

        USAK Bilim Kurulu Başkanı, Habertürk Gazetesi Yazarı Prof. Dr. İhsan BAL

        BAŞBAKAN bir çerçeve açıklamış olsaydı, belki olası değişikliklerden bahsedilebilirdi. Ama net çizgiler açıklandıktan sonra geri adım atılacağına inanmıyorum. Dolayısıyla ücrette indirim veya kamu hizmeti seçenekleri tamamen kaldırılmıştır bana göre, çok fazla değişiklik olmayacaktır. Benim bu açıklama yapılmadan önce kamu hizmeti seçeneğini savunmamdaki ana neden, gelir dağılımındaki eşitsizlik. İnsanların geleceklerini sürekli kredi alarak tasarlamaları, geçimi önemli miktarda zor hale getiriyor. Askerliğin zorunlu olması büyük bir yanlış olarak ortada dururken, bedelli mi olsun yoksa bedelsiz mi yanlışın ikinci safhası aslında. Zengin veriyor, fakir veremiyor tartışması başlıyor ardından da. Ben önemli miktarda bir kesimin bu parayı verebileceğini düşünüyorum. Yüksek olsa dahi, sağdan soldan borç alarak bu parayı ödeyecekler. Bu tartışmalar bence şunu gösteriyor, askerlik söz konusu olduğunda hep retorik bir tavır hâkimdi. "Askere gideriz, yaparız" vs şeklindeki bu tavrın artık o kadar da hâkim olmadığını, gerçeği yansıtmadığını görüyoruz. Bedelli çıktığında herkes çok zor şartlarda da olsa katlanacak ve parayı yatırma peşinde koşacak. Ben çevremden hiç duymuyorumki" Bedelli olur mu, ben gidip vatan görevimi yerine getireceğim" diyen. Bedelliden çoğunluk yararlanmak istiyor ve kamu hizmeti ya da bu bedelin aşağı çekilmesi gibi seçenekleri konuşmak için artık çok geç olduğunu düşünüyorum.

        Diğer Yazılar