Ürkütücü iki konu
Her bayram siyaset yazmamaya ve konuşmamaya özen gösteriyorum.
Bunun yerine bayramların ruhuna uygun davranmak daha insani geliyor bana.
Biraz da tüm zamanı politik tartışmalarla geçen zihinlerimizin dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Mola vermek iyidir.
Biraz durup düşünmek, içine girilen koşturmacaya ara verip, olanı biteni daha iyi anlamak için ideal zamanlar aynı zamanda bayramlar.
Bu bayram iki şeyi daha iyi anladım.
İlki, akılalmaz hızla geçen zaman.
İkincisi, her yönüyle politize olmaya başlayan yaşamlarımız.
ZAMAN HIZLANDI, HAFIZA ZAYIFLADI
Pazartesi’den Cuma’ya nasıl gelindiğini fark edemiyoruz artık.
Günler saat gibi geçiyor adeta. Haftalar gün, aylar ise hafta gibi geliyor bize.
Daha geçen hafta Ankara’ya gittiğinizi düşünürken, meğer bir ay geçtiğini takvime baktığınızda anlıyorsunuz.
Öylesine hızlı ki her şey, durup muhakeme yapmaya, olanları anlamaya, ne yaptığını ve nereye gittiğini düşünmeye vakti yok insanların
Bu yüksek hızla beraber hafızalar da zayıfladı sanki.
İnsanlar olayları, söylenenleri, yaşananları hızlıca unutuyor. Normal. Öylesine hızlı yaşıyoruz ki hayatı, hafızamıza kaydedilmiyor sanki birçok şey.
Ürkütücü gelmiyor mu size de?
NEDEN HER ŞEY POLİTİZE OLUYOR?
Bu akılalmaz hızlı geçen zamanı, bir de politize olan yaşamımızı düşündükçe ben şahsen daha çok ürküyorum.
Diyelim ki şehir hayatı, dijital devrim, teknoloji zamanı hızlandırdı.
Peki neden her şey akla zarar biçimde politize oluyor?
İnsani değerler, milli duygular, dini hassasiyetler, manevi kavramlar, hassas duygular, en basit yaşam kesitleri, sıradan olaylar… kimsenin durduramadığı biçimde politize oluyor, siyasi bir tartışmanın parçası oluveriyor bir anda.
Hiçbir şeyi siyasete bulaştırmadan tartışamıyoruz.
Baharın gelişiyle çiçek açan ağaç fotoğrafı paylaştığınızda, gün batımının güzelliğini yayınladığınızda, insanlar buna bile politik bir yorum yapabiliyor.
Akıl alır gibi değil.
Bir dakikalığına durup düşünseler, aslında yaptıkları şeyin delilik olduğunu görecekler belki de.
Ama olmuyor.
DOSTLUKLARI BİTİREN SİYASET
Hiçbir şey söz, hiçbir cümle insanların içinde bulundukları politik savrulmanın ne denli tehlikeli bir boyutta olduğunu anlatamıyor insanlara.
Sanatın, kültürün, edebiyatın, müziğin, tarihin, felsefenin konuşulamadığı, konuşulsa da illa ki bir siyasi tartışmanın parçası haline getirildiği hastalıklı bir ruh halinde çoğu insan.
Lanet olası politize olma hali dostluklarımızı, arkadaşlıklarımızı bitiriyor her geçen gün.
Bu bayram gününde aradığınız, sizi arayan insanların değişiminden anlayabilirsiniz bunu.
Telefon rehberinize bir bakın. Bir zamanlar sıkça aradığınız eski arkadaşlarınızın bir kısmıyla artık iletişim kurmadığınızı göreceksiniz. Sebebinin de farklılaşan siyasi görüşleriniz olduğunu da fark edeceksiniz.
Nice güzel dostluklar sırf politik nedenlerle bitmedi mi?
Hatıralar, ortak hikayeler, yürünen onca yol, politize olmuş ortamın sisiyle gözden, hafızadan silinip gidiyor.
Ne acı bir durum.
Daha acı olan ise bunun farkında olmayışımız.
Öylesine kaptırmışız kendimizi.
Bir dakikalığına durup düşünün. İçinde bulunduğunuz halden siz de ürkeceksiniz.
