Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Özellikle ‘Komedi-Müzikalde En İyi Film’ dalında “Büyük Budapeşte Oteli”nin “Birdman”i devirmesi ile kalp atışlarını hızlandıran bir ödül töreni geçirdik. Ancak En İyi Müzik, En İyi Animasyon dallarında şoke eden sürprizler, bu ‘ikinci olasılıktı zaten’ tercihini normal kıldı. Dün gece verilen 72. Altın Küre Ödülleri’nde en büyük hayal kırıklığını, bir ödüle karşın “Selma” yaşadı. Film, büyük oranda “12 Yıllık Esaret” ivmesini yakalayamayacağını ispatladı. Peki “Çocukluk”un beklenen zaferi Oscar’a nasıl yansır?

        Oscar Ödül Töreni’nin, 2004’te Şubat sonuna çekilmesinden bu yana ödül sezonunda dengeler değişti. Bu 11 senede ‘Dramada En İyi Film’de dört, ‘Komedi-Müzikalde En İyi Film’de bir filmin Altın Küre galibiyetinin ardından Oscar zaferi görebildiği bir süreçteyiz. Bu dönemde Toronto, Telluride, Venedik, Cannes gibi festivallerin belirleyici olduğunu gördük.

        BERLIN FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİ UMURSANMIYOR MU?

        Örneğin 2006’dan bu yana dokuz ‘En İyi Film’ ödülünün sekizi Eylül’de düzenlenen Toronto Film Festivali’nde prömiyer (Amerikan, dünya veya Kanada) yapan bir filme gitti. Bu istatistikte zamanla Telluride dublesi de önem kazandı. Bu yıl ise 2014’ün Şubat ayında Berlin Film Festivali’nde ana yarışmada bulunan “Çocukluk” (“Boyhood”) ve “Büyük Budapeşte Oteli”nin (“The Grand Budapest Hotel”) Altın Küre zaferi nasıl açıklanabilir? Artık Oscar lobisinin bir sene önceden başlayacağı gerçeğine dikkat çekerek mi? Eylül’deki Toronto kanadının devre dışı kalacağına parmak basarak mı? Yoksa 93 kişinin münferit kararları olarak mı?

        Açıkçası dün gece sahiplerini bulan Altın Küre Ödülleri’nde iki ana film kategorisi bu soruların zihnimizi meşgul etmesini sağladı. Sözü geçen eserlerin Berlin’de ‘Jüri Büyük Ödülü’ ve ‘En İyi Yönetmen Ödülü’ne ulaşmaları da ayrı bir istatistik. Zira genelde Cannes ve Venedik’teki ödüller, Hollywood tarafında ‘entel’ bulunur ve önemsenmez. Kısacası 15 Ocak’ta adayları açıklanacak 87. Oscar Ödülleri’nin son düzlüğünde konuşulacak konular fazlalaştı.

        ‘BIRDMAN’İN OSCAR ZAFERİ ‘ANNIE HALL’ İSTATİSTİĞİNDEN GEÇİYOR

        Bu noktadan sonra neler olur? “Birdman”in aday olmaması gibi bir şey düşünülemez elbette. Ancak Fox Searchlight’ın filminin “Annie Hall”un (1977) 27 sene önce yaptığını tekrarlaması mümkün mü? Onu bilemeyiz. Zira ‘Komedi-Müzikalde En İyi Film’ dalında Altın Küre’ye aday olup, ödülü kazanmadan Oscar’da ‘En İyi Film’ zaferine ulaşan tek film var. O da Woody Allen’ın eseri. Ayrıca ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi Özgün Senaryo’ ve ‘En İyi Kadın Oyuncu’yu da eklemişti bu başarıya.

        Bu bağlamda da aslında “Çocukluk”un ağırlığı daha da hissediliyor. Bu ayki SAG, PGA ve Eleştirmenlerin Seçimi ödülleri bir hayli kritik. Onlarda da Linklater zaferle dönerse, mesafe daralacak. Bu noktada ‘En İyi Yönetmen’de 2004-2014 arasındaki ’10 yılda altı uyuşma’ istatistiği devreye girebilecek.

        TWC BU DURUMU LEHİNE ÇEVİRMEK İSTEYECEK

        Aslında Weinstein Kardeşler ya da TWC’ye yarayan bir durum ortaya çıktı. Savaş arka planlı, muhafazakar azim hikayesi “The Imitation Game”, ‘En İyi Yönetmen’siz bir zafere doğru ilerleyebilir. Burada sıfır çekmesi fark etmeksizin “Çarpışma”nın (“Crash”, 2004) yolunu izleyebilir. Ama SAG veya BAFTA’dan birinde şok galibiyet alması gerekiyor. “Selma” ise şanslarını tüketti. Bu ay sürpriz birkaç ödülle zaten yarışta yenilgiye alışık Paramount’ı tatmin eder mi bilinmez.

        Bence Harvey ve Bob’un istediği bir gece geride kaldı. “Birdman” ve “Selma” ağır yara aldı. Bu noktada da onların devreye girip lobileri ve kampanyaları hızlandırmaları lazım. Misal Oscar’da ödül gelmeyecek olsa bile ‘En İyi Yönetmen’ dalına giriş bile bir gösterge. “Büyük Budapeşte Oteli”nin arkadan hızla gelmesi ise aslında 2. Dünya Savaşı’yla dirsek teması kurmanın sonucu.

        POLİTİK BİR GECE

        Gecede en çekişmeli iki dalda beklenen rekabet yaşandı. ‘En İyi Senaryo’da “Birdman” ile “Büyük Budapeşte Oteli”, ‘En İyi Yönetmen’de Iñárritu ile Linklater arasındaki yarış şaşırtmayacak şekilde sonuçlandı. Esas sürpriz ‘En İyi Müzik’ ve ‘En İyi Animasyon’ dallarında yaşandı.

        Johan Johansson, Altın Küre’nin bu dalda farklı memleketlerden isimleri seçme arayışını devam ettirip, “Yıldızlararası” (“Interstellar”), “Birdman” ve “Kayıp Kız”ı (“Gone Girl”) solladı. Zaten çok güçlü bir kategoriydi. Sanki “Ejderhanı Nasıl Eğitirsin”e (“How To Train Your Dragon”, 2010) ödül vermeyen HFPA, günah çıkarttı. Tüm bahislerde, tahminlerde üçüncü sırada gözüken bu film, “Lego Filmi” (“The Lego Movie”, 2014) ve “Süper Kahraman 6”yı (“Big Hero 6”, 2014) sollayabildi. ‘Yabancı Dilde En İyi Film’de ikinci sıradaki “Leviathan”ın (“Leviafan”, 2014) zaferi de ‘olası sürprizler’ arasına eklenebilir.

        Tüm bu detayların Oscar yarışına nasıl yansıyacağını Çarşamba günkü Oscar aday tahminleri yazımda değerlendireceğim. Ancak törende ‘Je Suis Charlie’ eylemine katılım ve Kuzey Kore’nin sanal saldırısına yapılan iğneleyici gönderme siyasi bir gece geçirmemizi sağladı. Michael Keaton’ın Streep ile Koreli bir kadın oyuncunun fotoğrafını çekmesi ise geriye bir görüntü bırakacak.

        Diğer Yazılar