Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        28 Ekim’de Ankara’daydım. AK Parti’nin Türkiye Yüzyılı lansmanından sonra adeta birinci yüzyıla ışınlanarak Pembe Köşk’e gittim ve Lozan’ın 100. Yılı sergisini ziyaret ettim. Hem müzeyi hem de serginin detaylarını saygıdeğer büyüğüm İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker’den dinledim.

        Bu ziyaret aynı zamanda bir aile buluşmasıydı.

        Atatürk’ün ardında bir aile bırakmamış olması ve genç yaşta hayata veda etmesi nedeniyle Türkiye’nin kurucu ailesi sayılabilecek İnönü ailesi her Cumhuriyet bayramında Pembe Köşk’te buluşuyor.

        Bu yıl da Cumhuriyet bayramı arifesinde toplanmışlardı.

        Ziyaretimi organize eden İnönü’nün torunu sevgili arkadaşım gazeteci Zeynep Bilgehan, annesi eski CHP milletvekili Gülsüm Bilgehan, babası Mustafa Bilgehan ve kızları Ece de müzede beni bekliyordu. Daha sonra aramıza yakın zamanda dünya evine giren Can Bilgehan ve Naz İpekli de katıldı. Aile heyecanlıydı çünkü Naz ilk kez Pembe Köşk’ü ziyaret ediyordu.

        Aslında aile ile dostluğumuz Nişantaşı’ndaki Akçit Apartmanı’na dayanıyor. Hüsrev Gerede Caddesi’nin başında, Mithat Paşa’nın ikinci kuşak gelini Şen Akçit’in sahibi olduğu bu apartmanda uzun yıllar hem komşuluk hem de arkadaşlık ettik.

        REKLAM

        Cumhuriyet’in kurucu ailesi olmasına rağmen bunu hiçbir zaman bir imtiyaz olarak görüp menfaat elde etmeye çalışmayan Toker ailesinin mütevazı hayat tarzı beni her zaman etkiledi...

        Ziyarete döneyim…

        Özden Hanım eski bir geleneği sürdürerek benim için Mevhibe Hanım kurabiyeleri hazırlatmıştı. Tatlı ve tuzlu olarak iki farklı tabakta ikram edilen ve tek lokmada ağza atılan bu minik kurabiyelerin bir hikayesi var. Mevhibe Hanım özellikle bayramlarda gelen ziyaretçilere midelerini yormasın diye bu kurabiyelerden ikram edermiş. Çok konuşan ve konuyu siyasi mevzulara çekerek diğer misafirleri yoran ziyaretçilere ise iri lokumlar ikram edilirmiş. Lokumu ağzında evirip çevirmekle meşgul olan misafir fazla laf etmeye fırsat bulamazmış!

        İsmet İnönü ve eşi Mevhibe İnönü’nün konakladığı, Mustafa Kemal Atatürk’ün sıkça misafir olduğu, devrimlerin konuşulduğu uzun akşam yemeklerine ev sahipliği yapan Pembe Köşk, aradan geçen 100 yılda olduğu gibi korunmuş nadir müzelerimizden biri.

        Tavandaki kalem işlerinden kalorifer peteklerinin önündeki pirinç kaplamalara kadar her şey pırıl pırıl ve orijinal. Mevhibe Hanım’ın İzmir’den Ankara’ya taşıdığı el oyması masif mobilyalar üzerinde tek bir çizik dahi yok. Özden Hanım bu durumun evin hâlâ kullanımda olmasına bağlıyor.

        Özden Hanım ilerleyen yaşına rağmen son derece enerjik. Her gün sabah 9’dan akşam 6’ya kadar müzeyi ziyaret eden onlarca öğrenciye bizzat mihmandarlık yapıyor. Hatıralarıyla yoğrulmuş Cumhuriyet’in ilk yıllarını tüm detaylarıyla kendisi anlatıyor.

        YÜZÜNCÜ YILINA DOĞRU LOZAN

        Cumhuriyetimizin 99. yıl dönümünü ve Türkiye’nin yeni yüzyılını konuştuğumuz şu günlerde ülkemizin kuruluş senedi sayılan Lozan Barış anlaşmasının hangi şartlar ve ortamda imzalandığını öğrenmek son derece anlamlı.

        REKLAM

        İşte Pembe Köşk’teki sergi bize bu imkânı tanıyor. Çok önemli dokümanlar ilk kez gün yüzüne çıkıyor.

        Birinci tur görüşmelerde Türk heyetinin kabul etmediği ilk taslağın orijinal kopyası, sonradan üzerinde mutabakata varılan anlaşmanın tek kopyası, İsmet Paşa anlaşmayı imzalarken çekilen fotoğraf karesi, Hasan Saka’nın Lozan’da kullandığı deri çantası ve kartviziti, Türk delegasyonuna ait fotoğraflar, o günkü gazetelerde çıkan karikatürler, Lozan’da verilen yemeklerin orijinal menü kartları, Mevhibe Hanım’ın Lozan’da kullandığı eşyalar, oradan annesine ve kayınvalidesine yazdığı mektupların orijinalleri… Hepsini ve daha fazlasını sergide görmek mümkün.

        PEMBE KÖŞK’ÜN HİKAYESİ

        İsmet Paşa 1923 yılının eylül ayında bir bağ evi olarak alıyor bu evi. 1924’te tadilat başlıyor. 1925’te yerleşilen köşkte İsmet Paşa 1973’yılında vefat edene kadar yaşıyor.

        Girişteki odada bir zamanlar yaverler ve kalem muhas müdürünün çalıştığı Şam işi kakma sedefli çalışma masası ve katlanabilir oyun masası duruyor.

        Oradan Mevhibe Hanım’ın her ayın birinci ve üçüncü çarşambası kabul günü düzenlediği odaya geçiliyor. "Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun eşi Leman Karaosmanoğlu o ziyaretlerin en popüler figürlerinden biriydi" diye anlatıyor Özden Hanım.

        Sağ tarafa daha sonradan bir balo salonu ve bilardo masasının bulunduğu ek bölüm inşa edilmiş.

        22 Şubat 1927’de Ankara’nın ilk balosu bu salonda verilmiş.

        Büyük yemek odasında ise yüzyıl başına ait bir plakçalar ve radyo, küçük bir oturma grubu ve el yapımı porselenlerle dolu vitrinler yer alıyor.

        SERGİDEN VE MÜZEDEN PARÇALAR

        Pembe Köşk’te İsmet İnönü’nün asker üniformaları, günlük eşyaları, 1924’te Armand Constantinople tarafından dikilen frak, Stalin’in hediye ettiği ve zincirlerini kıran işçilerin resmedildiği özel satranç taşları, ilk şeker fabrikalarının numuneleri için hazırlanan kristal şekerlikler, Mevhibe Hanım’ın piyanosu, İbrahim Çallı’nın fırçasından çıkan İnönü tablosu, salondaki büyük yemek masasında döneme ait porselen yemek takımı ve Christofle gümüş çatal bıçak seti, İran Şahı Pehlevi’nin 1934’te Türkiye’ye yaptığı ziyaret esnasında Mustafa Kemal Atatürk ile verdiği poz, Lozan Barışı’nın 15. Yıldönümünde Atatürk’ün İnönü’ye hususi olarak yazdığı mektup dikkat çeken parçalar arasında yer alıyor.

        Anlatacak daha çok detay var ama bizzat gidip kendiniz tecrübe edin derim. Sergi 27 Kasım’a kadar açık kalacak.

        Diğer Yazılar