Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Suriye iç savaşının konsantre edilmiş hali diye tanımlayabiliriz...

        Çünkü 7 yıllık savaşın tüm kötülükleri küçücük İdlib’e sığmayı başardı.

        Rusya da “7 Eylül Tahran Zirvesi’nden önce olmaz” beklentilerini boşa çıkarıp, operasyonun düğmesine dün bastı.

        Bunun için de 4 Haziran 2011’de Suriye iç savaşının fitilinin ateşlendiği Cisr eş-Şuğur’u seçti.

        Uygur’u Pekin’den kurtarmayı amaçlayan El Nusra odaklı Türkistan İslam Partisi, bölgedeki aşırı muhalif gruplarla birlikte bombalanan bölgeyi elinde tutuyordu.

        AMAÇ BASKIYI ARTTIRMAK

        Cisr Eş-Şuğur, Müslümanlar ile Bizans’ı ayıran Roma Köprüsü nedeniyle Arapça’da “Sınırlar Köprüsü” anlamına geliyor.

        Adının anlamını bu dönemde de koruyor…

        Çünkü Rusya sadece bu kentle kalmadı, El Nusra odaklı güçlerin yerleştiği İdlib’in güney bölgelerinin hepsini vurdu.

        Oysa beklenti Cuma günü Tahran’da yapılacak Türkiye-Rusya-İran devlet başkanları zirvesine kadar bir harekatın olmayacağı yönündeydi.

        Rusya’nın beklemeden vurması “Operasyona direnenlere karşı baskıyı arttırma çabası” olarak okunabilir.

        Yani karar alınsın veya alınmasın hedefinden vazgeçmeyeceğini göstermek istedi.

        Kremlin Sözcüsü Peskov da dün üslerine saldırı düzenleyenlere saldırının kaçınılmaz olduğunu söylemesi açık ilanıydı.

        Şimdi soru şu:

        ABD’nin birlikte hareket ettiği Fransa ve İngiltere’nin hoşlanmadığı; İran’ın ise İdlib’in Kuzey doğusunda hareketlendiği operasyon ne sonuç doğurur?

        Defalarca belirttim; Moskova ve Şam terör örgütlerini diğer bölgelerden pazarlıkla taşıyarak İdlib operasyonu için gerekçe yaptı.

        DÖRT FAZLI OPERASYON

        Bölgeyi zaman zaman yerine de giderek gözlemleyen ORSAM’dan Oytun Orhan’ın da desteklediği görüşe göre Moskova ve Şam yeni bir aşamaya geçti ve 4 fazlı İdlib planının ilk kapağını açtı...

        İran’ın da desteklediği ilk iki fazdaki hedef İdlib’in güney bölgesinin ele geçirilmesi…

        Astana sürecine tabi ülkeler arasında bu konuda bir mutabakatın varlığı seziliyor.

        Hedef, M-4 otoyolunun güneyinde kalan alanı Nusra güçlerinin kontrolünden çıkarıp, Şam’a teslim etmek...

        Moskova böylece üslerinin olduğu Lazkiye’de sırtını sağlama dayama amacında.

        İkinci faz, Yayladağı’nın güneydoğusunda kalan Rusya’nın dün bombaladığı Cisr Eş-Şuğur ile kuzey batısı…

        Üçüncü faz için öngörülen ise İdlib’in Halep’e doğru uzanan kuzeydoğu bölgesi…

        İran milis güçlerinin hakim olduğu Zahara bölgesinin güneyinde kalan bölge aşırı uçlardan arındırılacak.

        Dördüncü aşamada ise İdlib kent merkezinin olduğu alanda Şam güçlerinin hakimiyeti sağlanacak.

        ABD’NİN YPG KAYGISI

        Türkiye meydana gelebilecek göçü İdlib’in kuzeyi ve Cinderes’in altında oluşturduğu yeni kamp alanlarında durdurma çabasında.

        Sınıra tanklar birlikleri dahil yığınak yaparken, sığınmacı da olsa teröre iyice bulaşık hale gelmiş 3 milyon insanı içeriye almak istemiyor.

        Bu konudaki hazırlıklarını yapmış bekliyor…

        Bununla birlikte İdlib operasyonu en çok ABD’yi kaygılandırıyor…

        Nedeni de bu bölgede toplanmış El Nusra güçlerinin operasyon ile etrafa saçılması; YPG bölgesinde yeni çatışmaya yol açması.

        Devamında Şam rejiminin İdlib’de yaptığı gibi “teröristlere karşı mücadele” adı altında YPG bölgesine yönelmesi…

        ABD, Şam rejimine İdlib’de sınır çekmek için, Başkan Trump’ın alevlendirdiği ateşi düşürerek Ankara ile çözüm üretmenin yolunu arıyor.

        İdlib, süper güçlerin Doğu Akdeniz sahasındaki güç oyununun en önemli parçası haline gelmiş bulunuyor…

        ***

        DOLAR TAMAM DA LİRA NE OLACAK?

        Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, dövizdeki artışa yönelik alınacak önlemleri sıralarken, dövizle gayrimenkul alımı kira ödemelerini de hedefine koydu.

        Bakan Albayrak, “AVM’lerdeki dükkânlarda, gayrimenkullerde döviz ile kiralama ve satışın önüne geçmek için” hazırlayacakları kanun teklifini Meclis’e sunacaklarını açıkladı…

        Açıklama etkisini kısa sürede gösterdi ve bazı AVM’ler “Kiralarda dolar kurulu 3.80’e; yani yılbaşındaki fiyatına sabitlediklerini” açıkladı.

        Ticaretin sağlıklı devamı açısından önemli bir adımdı.

        Ancak önceki gün açıklanan enflasyon rakamları daha ağır bir sorunu ortaya çıkardı.

        O da matbu kira sözleşmelerindeki “ortalama enflasyon oranında kira artışı yapılır” hükmü…

        Yani yıllık TÜFE ve ÜFE oranları toplanıp, ikiye bölünerek elde edilecek oran…

        Diyelim ki kira artışınız bu aya denk geldi hesap ortada:

        TÜFE %17.90 +ÜFE %32.13=%50.03/2= 25.01

        Büyük kentlerde ortalaması 2000 liraya denk gelen ev kirası için yapılacağınız artış 500 lira…

        Özel sektör çalışanı bir yana, kamu görevlisinin maaşındaki yıllık artış %25 olmadı…

        Demem o ki dolar tamam da çok daha geniş kesimleri ilgilendiren lira ile kira artışına da çare üretilmeli…

        Diğer Yazılar