Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        COVİD-19 virüsü nasıl bir toplumda yaşadığımızı anlamamız için hepimize iyi bir ayna oldu.

        Hatta her ülkeyi anlamak için bakılan sosyal medyasından çok daha iyi çözümleyici şekilde gerçekleri önümüze koydu.

        Salgının ilk anına Avrupa ülkelerinden bazıları hazırlıksız yakalandı, aldırmazlık, boşvermişliğin kendisine maliyetini kısa sürede öğrendi; var olan entelektüel hafıza aylaklığın zararını çabuk kapattı.

        Bazıları ise kaygılı topluma sahip olmanın faydasını ilk kez gördü; zaten var olan tereddütlü toplum virüs ile birlikte daha içe kapanık hale gelmesi işini kolaylaştırdı.

        Ancak şu da bir gerçek ki toplumlar kaygı içinde daha uzun süre yaşayamaz.

        Pandemi bizi virüs kapmadan yaşam sürdürme toplumu haline getirmiş olsa da bir noktadan sonra inkar ve isyanı da beraberinde üretir...

        TEK ÇARE AŞI

        Nitekim bu eşiğin sınırına gelip dayandık...

        Salgının tek başına tıbbi bir mesele değil, sosyal, hatta ekonomik sorun olduğunu bir daha anladık.

        Bunu aşmanın yolu ve şu an için gösterilen tek çıkış modeli olarak karşımıza konulan aşı...

        Sorun da zaten kısıtlı miktarda üretilen bu aşıya hangi ülkenin ne kadar zamanda ve nasıl ulaşacağı önemli bir sorun...

        Çünkü her ülkenin acil olarak nüfusunun iki katı kadar aşıya ihtiyacı var; nedeni de aşının etkisini iki doz yapılması halinde gösteriyor olması.

        REKLAM

        TOPLAM 120 MİLYON DOZ

        Türkiye’yi ele alırsak, bazı nedenlerle aşı yaptırmasında sakıncalı olanlar, doğal yoldan virüs kapıp antikor oluşturanlar ayrıldığında geriye kalanlar dahi ciddi bir yekun oluşturuyor.

        Bir ara bu rakamın 60 milyon civarında olabileceğinden söz edilmişti.

        Bu da 120 milyon adet aşı demek...

        Türkiye Faz-3 çalışmaları da devam eden BioNTech ve Sinovac ile anlaşma imzaladı...

        ÖDEYEBİLME KAPASİTESİ

        Asıl mesele de bunlara ödenecek bedelde yatıyor.

        Çünkü birçok ülke bu bedeli ödemekte zorlandığı için Dünya Sağlık Örgütü ve BM’nin farklı birimlerinin başlattığı, “Aşıya her insanın ulaşması gerekir” kampanyasından payına düşecek miktarı bekliyor.

        Çoğu ülke de Türkiye gibi var olanı alıyor...

        Fiyatları belki tek başına bir şey ifade etmiyor gibi gözükebilir ama 120 milyon adede vurulduğunda bir Euro dahi olsa sonuçta 120 milyon Euro demektir.

        Nitekim BionNTech aşısından 300 milyon adet ısmarlayan AB, Özlem Türeci ve Uğur Şahin’in laboratuvarına finansal destek sağladığı gerekçesiyle tanesini 15,5 Euro’dan alacağını açıkladı.

        İki doz yapılması gerektiği için aşının maliyeti 31 Euro’ya geliyor...

        ABD aynısını Pfizer’dan doz başına 19,5 Euro'dan alıyor; o da aşı başına 39 Euro'ya mal oluyor.

        BREZİLYA VE ENDONEZYA FİYATI

        Halk arasında Çin aşısı olarak dillere yerleşen Sinovac aşının fiyatı konusunda ise başlangıçtan buyana farklı fiyatlar ileri sürüldü.

        Ancak Türkiye gibi Faz-3 çalışmalarını yürüten Brezilya ve Endonezya mal oluş fiyatlarını 13,5 Dolar olarak açıkladı.

        Endonezya devlet şirketi Bio Farma, her doz için 200 bin Rupiah ödeyeceğini duyurdu ki, bu da doz başı 13,60 Dolara demek.

        REKLAM

        Dolayısıyla bir aşı için ödenecek fiyat 27,2 Dolar ödeyecek.

        MİLYAR DOLAR

        Türkiye hangi fiyattan aldı bilmiyorum...

        Endonezya üzerinden hesaplandığında dahi 40 milyon doz için ödemesi gereken para 1.88 milyar Dolar eder...

        Bugünkü kur üzerinden Türk lirası karşılığı ise 8 milyar 160 milyon lira demektir.

        BioNTech için de durum farklı değil...

        Eğer AB fiyatı uygulanıyor olsa 31 Euro’dan 4,5 milyon aşının bedeli 139 milyon 500 bin Dolar...

        Bugünkü kur üzerinden hesaplanırsa 1 milyar 283 milyon 400 bin lira...

        Kaldı ki bunun etkisinin 8 ayda bitip bir daha yapılması ihtiyacı da ayrı konu...

        AŞI SÜRECİ İYİ YÖNETİLDİ

        Bütün bunlara yazmamın nedeni aşı ile ilgili olarak maliyet, edinebilme ve getirebilme gibi işin çok daha ağır kısımlarının gözden geliniyor olması.

        Şurası açık ki Sağlık Bakanlığı ve aşı ile ilgili oluşturulan tüm kurullar önemli bir işe imza attı.

        Bu süreçte aşı ile ilgili ara değerlendirme de alındı, yani getirilen aşının etkisi ve güvenliği ile ilgili bir sorun olmadığı da bizzat Türk bilim insanları tarafından kanıtlandıktan sonra ithalat gerçekleştirildi.

        Birçok konuda eleştiri getirilebilir.

        Ancak aşı konusunda yürüttüğü süreç başta bazı aksaklıklarla karşılaşılmasından kaynaklı sorunlar olsa da doğru bir yöntemle aşıldı.

        Sağlık Bakanlığı ve ilgili birimlerin hem Faz-3 çalışmalarının başlaması, hem ilgili üreticilerle bağlantıların yapılması açısından önemli bir işe imza attı.

        Bunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın gösterdiği emeği de görmek gerekir; ciddi uğraş verdi...

        Dünyanın birçok ülkesi aşı bulmak için çabalarken unutulmamalı ki Türkiye yarın itibarıyla elinde ciddi miktarda aşı bulunduran ülke konumuna gelecek.

        Ardından da kendi ürettiği aşının üretimine geçecek ki bu konuda da önemli bir aşama kaydedildiği biliniyor.

        Umarım fayda sağlar ve yaz ayları ile birlikte nefes alırız...

        Diğer Yazılar