Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        AHMET Vefik Paşa’nın 1876’da İtalyanca kökünden alıp Osmanlıca Lügatine eklediğinden bu yana yaşamımızın en önemli veri kaynağıdır.

        Aslı, konaklama odaları bulunan aşçı dükkânı anlamına gelir…

        Birkaç gündür farklı gerekçelerden dolayı akşam yemeklerini lokantada yemek durumunda kaldım.

        Çoğunlukla da Ankara’nın en önemli merkezlerinden olan içinde çok sayıda lokanta barındıran Maidan bölgesinde gerçekleşti.

        Her gittiğimde tablo değişmedi, saat 21.00 olmadan lokantalarda oturacak masa kalmadı.

        Ekonomik krizin bu denli yüksek olduğu, restoranda kişi başına 500 lira ödemeden çıkılamadığı bir dönemde bu denli kalabalık nasıl oluyor?

        IMF’İN TAHMİNİ

        Masada bunu konuşurken içimizden biri IMF’in o gün yayınlanan yeni verilerini okumaya başladı.

        IMF de o an çevremizde yaşananları teyit eder şekilde Türkiye’nin büyüme tahminini %2,7’den %4’e yükseltmişti.

        IMF 2023 için öngörüsünü de 3’ten 3,5’a çıkarmıştı…

        Başka bir kurum olsa dersiniz ki Türkiye ile işleri vardır.

        Ancak hükümet ile çok sıcak bir ilişkisi olmayan IMF olunca eleştirecek bir yanı da kalmıyor.

        Sabah büroya dönünce IMF’in geçmiş tahminlerine baktım.

        RAKAMLARIN YALPASI

        REKLAM

        Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki işi para olan IMF de bu dönemde ciddi gel git yaşamış…

        Bunun da Rusya-Ukrayna savaşışının veya Çin’deki durgunluğun etkisinden kaynaklandığı söylenebilir.

        Ancak daha üç ay önce verdiği rakamları tam tersi yönde sunmak da adı Uluslararası Para Fonu olan bir kuruluş için başarı sayılmasa gerekir.

        Çünkü 2021 için büyüme tahminini %9’dan 11’e çıkarmış, 2022 ve 2023 için de %3,3 öngörmüştü.

        Ardından bu rakamı 2022 için 2,7’ye çekti; bu kez de 4’e çıkardı.

        KERTERİZ ALAMAYIP, ROTAYI KARIŞTIRMIŞ

        Bu sadece Türkiye için de değil, Almanya, Fransa, İngiltere verilerinde de benzer tutumu var.

        Anlaşılan o ki dünyadaki bu denli dengesizlik, ister istemez IMF uzmanlarının da rotasını şaşırtıyor; sürekli yeni kerteriz almak zorunda kalıyor.

        Gelelim meselenin diğer yanına…

        Lokantaların bu denli kalabalık oluşuna…

        ONLAR DA GİDEMEYECEK

        Tam bunları konuşurken, uzun süredir piyasaların durumu, güven endeksleri üzerine çalışmalarda bulunan ekonomi alanında Türkiye’nin önemli isimlerinden Prof. Dr. Hurşit Güneş aradı.

        IMF’in verilerini uzun süredir ciddiye almadığını belirtti, lokantalar konusundaki tespiti ise önemliydi:

        “Türkiye’nin lokantaya gidebilecek gelir düzeyini henüz kaybetmemiş kesiminin, yani Türkiye’nin ürettiğinin %77’sini tüketen %10’luk kesimin bulunduğu Çankaya bölgesinde bu durumla karşılaşıyorsunuz. Kısa süre sonra bu varsıl %10’un sayısı da azalacak, onlar da gidemez olacak veya daha az gider hale gelecek.”

        SERVET EŞİTSİZLİĞİ ARTIYOR

        Gelirdeki uçurumdan çok daha büyük makasın servette meydana geldiğini belirtirken konut fiyatlarından örnek verdi.

        REKLAM

        “Asıl servet eşitsizliği yükseliyor” dedi.

        Ankara’da bir yıl önce 800 bin liraya satılan dairenin bugün 3 milyon civarında alıcı bulur hale gelmesine dikkat çekti.

        Özellikle gayrimenkul ve dayanıklı tüketim mallarında ortaya çıkan bu ani yükselmenin gelecek yılın Mart ayından sonra hızla aşağı ineceği tahmininde bulundu.

        Nedenini de seçime bağladı.

        Türkiye’nin bu yılın son, gelecek yılın ise ilk çeyreklerinde ekonomide görülecek sıkıntının çok daha ağır olacağına vurgu yaptı.

        Aşağıda bulunan Merkez Bankası’nın verilerine dayalı tabloları yolladı.

        TABLOLARIN DİLİ

        Aslında buna bakıldığında hükümet kanadından ileri sürüldüğü gibi ciddi bir ekonomik giriş söz konusu olmayacaksa tablo çok da umut vaat eden bir görüntü sunmuyor.

        Prof. Dr. Güneş de bu duruma dikkat çekip tüketici güven endeksinin Haziran itibarıyla çok daha düştüğünü belirtti.

        Elektrik tüketiminin ciddi bir düşüş yaptığını gösteren tablosu da dikkat çekiciydi.

        Prof. Dr. Güneş bunun sanayideki üretimin gittikçe düştüğünün de göstergesi olduğuna vurgu yaptı.

        Özetle, belki lokantalar doluluk gösteriyor ama tablolar aynı doluluğa işaret etmiyor.

        Yoksulluk aşağıdan yukarı doğru hızla ilerliyor.

        Belki orta ve üst sınıftakiler de bunu gördüğü için psikolojik olarak yarın bulup alamayacağına bugünden sahip olmanın telaşı içinde davranıyor.

        Diğer Yazılar