Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İSTİSNASIZ bütün partiler, illerin geçmiş oy davranışları ve milletvekili sayısı üzerinden yoğun bir hesap içinde.

        Hesabın odağında ise kim nerede, hangi şekilde bir ittifak yaparsa daha fazla milletvekili çıkaracağı var.

        Hatta birçok kişi de bu hesap üzerinden aday olup olmamayı ölçümlüyor.

        Çünkü ittifak halinde çıkarılacak milletvekili sayısı ile her partinin kendi kimliği ile seçime girmesi halinde D’Hondt sistemi uygulanacağı için ciddi farklılık ortaya çıkıyor.

        Geçmiş seçimler temel alındığında 24 yerde her iki ittifak açısından da kaybetmeyi göze almayacak ölçüde artık oy var...

        Bundan dolayı, her iki taraf da bu 24 ilde liste ittifakı içinde seçime girmeleri halinde önemli kazanç elde edeceğini biliyor.

        Altılı Masa’nın bileşenleri de hem parti merkezlerinde, hem de karşılıklı olarak görüş alışverişlerinde liste ittifakının nerelerde, hangi partilerle ve ne şekilde yapılırsa daha faydalı olacağına ilişkin verilerini paylaşıyor.

        Aktardıklarına göre yapılan tüm simülasyonlar mega kent diye nitelenen Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa gibi hem seçim bölgesi, hem de milletvekili sayısı çok olan illerde liste ittifakı fayda getirmiyor.

        Çünkü örneğin İstanbul'da neredeyse %3’ten az oyla bir milletvekili çıkarma olanağı bulunuyor.

        REKLAM

        MECLİS’İ ALAN KAZANIR

        Asıl üzerinde durulan ise Cumhurbaşkanlığı seçimi…

        Kamuoyu yoklamalarına bakıldığında hiçbir ittifak ilk turda seçimi kazanma şansını elinde bulundurmuyor.

        HDP’nin de kendi adayını çıkarma konusundaki kararlılığı zaten ilk turda kazanma hedefini her iki tarafta da etkiliyor.

        Kaldı ki dördüncü veya daha fazla adayın çıkma ihtimali de kapıda duruyor.

        Durum böyle olunca ilk turda birlikte yapılacak milletvekili seçimi tamamlandığı için sandıktan önde çıkan Cumhurbaşkanlığı seçiminde avantaj elde edecek.

        Mesele burada da bitmiyor, iki seçim bir yıl sonraki yerel seçime de etki edecek.

        Dolayısıyla Parlamento'yu alan Cumhurbaşkanlığı'nın icraatlarına da önemli etki yapacağı için yerel seçimi de etkileyecek.

        360 ALTINDA KALIRSA

        Bu nedenle her iki tarafta da yoğun bir şekilde Parlamento’da 360 üzerinde sayıda milletvekiline sahip olmanın yöntemi aranıyor.

        Altılı Masa’nın da içine girdiği en büyük açmaz burada karşısına çıkıyor.

        Cumhurbaşkanlığı’nı kazanması ve Parlamento’da 360 çoğunluğuna ulaşamaması durumunda nasıl bir yöntem uygulayacağına ilişkin modeller tartışılıyor.

        Ancak böyle bir tabloda muhalefette kalacak partilerin de Cumhurbaşkanı’na sağlanan bu kadar yüksek olanakları kullanmasının önüne geçmek için parlamenter sisteme geçişi savunacağı aşikar.

        Kaldı ki bugünden AK Parti içinde başkanlık sisteminin kendileri açısından iyi olmadığını, parlamenter sisteme geçilmesi gerektiğini savunan çok kişi var…

        MİLLETVEKİLİ OLMAK İSTİYOR

        Her ne kadar İYİ Parti’den bir ara geçiş formülü olarak cumhurbaşkanı yardımcısının tek olması, o görevin de Akşener’e başbakan yetkileriyle verilmesi gibi bir formülü dile getirenler olmuş.

        REKLAM

        Ancak dün İYİ Parti Grup Başkanı Tatlıoğlu’na da sordum, liderler turunda böyle bir önerinin kendileri tarafından hiç dile getirilmediğini belirtmekle yetindi.

        Yakın çevresi de Akşener’in de böyle bir modele kapalı olduğunu belirtti.

        Nitekim geçmiş toplantıların birinde de DEVA Genel Başkanı Babacan, kendilerine İYİ Parti’den bu yönde sözler geldiğini iletince Akşener’in “Siz o söyleneni lütfen dikkate almayın…” dediği de biliniyor.

        Dolayısıyla cumhurbaşkanı yardımcılığı ile ilgili konu henüz kesinlik kazanmamakla 6 lider arasında SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu gibi milletvekili olmak istediğini masada açıkça dile getirenler de var.

        Büyük olasılık, 26 Ocak günü yapılacak zirvede bu konu da masanın gündeminde yer alacak.

        Belki de seçim sonrasında oy oranlarına göre karar vermek üzere bu mesele gündem dışına alınacak.

        Ancak asıl meselenin liste ittifakı konusu olacağı kayda geçirirken; ayrı girmeleri halinde oy bölünmesi nedeniyle parlamento çoğunluğunu elden kaçırma endişesini gerekçe gösteriyor.

        Altı partinin ittifakı söz konusu olunca, kimin kendi kimliği, kimin diğer partinin bünyesinde gireceği konuları da işin bir diğer tarafı...

        Ancak görünen o ki 6 parti de kendi kimliği ile başta büyükşehirler olmak üzere seçime katılma taraftarı.

        Cumhur İttifakı ise üç partili bir yapı olması dolayısıyla bunu daha rahat çözmüş.

        Görünen o ki eski sistem uygulanacak, ancak bazı yerlerde AK Parti ve MHP’nin liste ittifakı söz konusu olabilir.

        Yani güçlü oldukları yerlere göre bazı bölgelerde MHP’nin adayları AK Parti’nin, bazı yerlerde de AK Parti adayları MHP listesinde seçime girebilir.

        Her iki taraf da henüz karar verilmediğini, ancak liste ittifaklarına ilişkin simülasyon çalışmalarının devam ettiğini belirtiyor.

        Dolayısıyla elde kalem herkes 360 hesabı yapıyor…

        Altı yılda beş kat kaybettiler

        Altı yılda beş kat kaybettiler
        0:00 / 0:00

        SEÇİM yaklaştıkça yoğun talepten dolayı bazı kadroları bunalım geçiren iki parti var; AK Parti ve CHP…

        Çünkü seçmen talepleri ağırlıklı olarak bu iki parti üzerine yüklenmiş durumda…

        AK Parti’den hem hükümet hem de elindeki büyükşehirlerden, CHP’den ise uhdesindeki 11 büyükşehir belediyesinden yoğun bir talep fırtınasını kulislerde kısa süre oturan herkes görür.

        Aslında son dönem özellikle hükümet kesimi verdikçe, ardı da geliyor...

        Bunların arasında haklı talepler var...

        En iyi örneği de kamuda çalışan mühendisler…

        TBMM’de haklarını teslim etmeyen parti yok; hatta buna ilişkin bir adımın atılacağı da kayda geçiriliyor.

        Beklentileri de fazla değil, 6 yıl önce olduğu gibi doktorlar ve hakim-savcılar ile maaşlarının yakınlaşması.

        Bir de tablo yollamışlar; bakınca aslında haklı oldukları da ortaya çıkıyor.

        Her ne kadar göstergeleri 3600’den 4200’e çıkarılmış, ancak 600 puanın aylığa yansıması 118 lira, emeklilik durumunda ise 4 bin 238 lira.

        Bu paraların bugünkü ekonomi içindeki ağırlığı da ortada...

        Aradan geçen sürede maaşlarında iyileştirme olmayınca, 6 yıl önce hakim-savcı ve doktorlarla neredeyse aynı olan maaşları erimiş.

        Hakim savcıların 3 kat, doktorların ise 5 kat gerisine düşmüş.

        Şimdi ise bunun düzeltilmesini istiyorlar…

        Aşağıdaki tabloya bakınca haksız da değiller…

        Diğer Yazılar