Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Saatlerdir ne yapacağımı, ne yazacağımı şaşırmış durumdayım. İzmir’den, Ankara’dan, İstanbul’un çeşitli semtlerinden fotoğraf ve videolar telefonuma yağıyor.

        Sanki dışarıda bayram alışverişi var! Sırt sırta manavından, fırınına, marketinden kasabına adeta yağmalıyor insanlar. Caddelerde ambulanslar gidemiyor. Bu nasıl bir akıl tutulması?

        Fırınların, sucuların açık olduğu bu iki günde kimse açlıktan ölmez ama eminim bu gece binler enfekte oldu ve içlerinden yüzlercesi ölecek.

        Sokaklar çok daha tehlikeli artık…

        Güneşli bir haftasonu sokağa çıkmayı yasaklamak bence çok doğru bir karar fakat neden bu kararı açıklamak için akşam saatleri beklendi? Gündüz açıklansa hazırlıklar daha sakin ve temkinli olmaz mıydı? Ya da uygulamaya geçtiği saatlerde ilan edilse? Yani kimse sokağa çıkamasa daha iyi değil miydi? Acil ihtiyaçlar için zaten fırın, eczane, sucu açık ve zaten haftalardır alarm durumunda yaşıyoruz…

        Acaba bu karar son dakika mı alındı?

        Bana gelen bilgiler bu yönde. Sağlık Bakanı basın toplantısı yaparken henüz böyle bir karar yoktu. Hatta Sağlık Bakanlığı ekibinin şaşkın olduğunu ve aylardır verdikleri mücadelenin heba olacağı endişesi taşıdıklarını söyleyebilirim.

        Buraya Ortaköy’den bir görüntü koyuyorum. Bunun gibi dört bir yandan gelen yüzlercesi var. Önümüzdeki hafta vaka sayısı maalesef tavan yapacak…

        *

        Havaalanı binaları dururken neden sıfırdan yapılıyor?

        Yeşilköy’de yapımına başlanan salgın hastanesinin Atatürk Havalimanı kompleksi ve Airport otelin dönüştürülmesi ile olmayacağı, yeni bina inşa edileceği ortaya çıktıktan sonra “Buna ne gerek var? Hazır bina varken yeni inşaat sadece israf demek. Böyle zor bir dönemde devlet bu harcamayı neden yapıyor?” minvalinde birçok yorum ve eleştiri geldi.

        Ben de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilköy ve Sancaktepe’de inşaatı başlayan hastanelerin haberini verdiğinde mevcut yapıların dönüştürüleceğini düşünmüştüm. İngiltere’de, ABD’de bunun örneklerini görüyoruz.

        Peki böyle yapmak ile yeni inşaat arasında sonuç olarak fark var mı? Masraf karşılaştırması yapabilir miyiz?

        Bu soruların cevaplarını araştırdım.

        Farklı bir amaçla yapılan bir binayı hastaneye dönüştürme süreci hiç kolay görünmüyor. Yeni prefabrik bina maliyetine yakın bir yıkım ve moloz atım masrafı çıkıyor.

        Fuar alanını dönüştürmek demek ise şayet donanımlı ve

        ihtiyaca cevap verecek bir hastane yapmak istiyorsanız boş araziye inşaat yapmakla aynı.

        “İngiltere fuar alanını şıp diye hastaneye çevirdi” diye bir karşı tez aklınıza gelebilir. Doğru, Londra’da dev bir alanın korona salgını için nasıl 4000 yataklı hastane haline geldiğini gördük.

        LONDRA’DAKİ HASTANE DEĞİL, SON DURAK

        Ancak Yeşilköy ve Sancaktepe’de yapılmak istenen hastanelerin detaylarını inceledim. Sonra da Londra’dakine baktım. Arada hiç benzerlik yok.

        İngiltere sağlık altyapısı olarak maalesef berbat durumdaydı. Bu krize çok hazırlıksız yakalandı. Yoğun bakım yatak sayısı olarak Avrupa’nın en gerilerinden biri. O nedenle o fuar alanına yapılan hastane yataklar yan yana dizilerek adeta bir ‘son durak’ olarak planladı. İzole etmeyi bir kenara bırakın pandemiyi daha da yaygınlaştıracak bir dev ortak alandan ibaret mekan yaşamlarından umut kesilenler için düşünüldü maalesef.

        SAĞLIK ALANINDA KENDİMİZE HAKSIZLIK YAPMAYALIM

        Sevgili okurlar Türkiye’nin demokrasi ve özgürlükler alanında İngiltere’ye kıyasla ciddi eksikleri olduğu ortada ancak sağlık altyapısı konusunda son yıllarda çok ciddi ivme kat ettik. Kendimize bu alanda haksızlık yapmayalım.

        8 GÜNDE 20.000 YATAKLIK SAHRA HASTANESİ

        Şu anda Türkiye Londra ya da New York ya da İtalya’daki gibi sağlık kapasitesi yetersiz bir durumda, eli ayağı bağlı, derme çatma çadır hastaneleri oluşturmaya çalışmıyor. Elimizdeki kaynakları soruşturdum, eğer istesek Londra’dakine benzer fuar hastanelerden 8 günde 20.000 yataklık yapılabilirmiş.

        Yeşilköy ve Sancaktepe’de yapılmaya başlanan 1000’er yatak kapasiteli hastaneler ise pandemi yani salgın riskine göre planlanıyor. Bunun için steril koridorlar, air lock denen hava kilitlemeli ön yoğun bakım girişleri ve çok hassas filtrasyonlu havalandırma sistemleri gerekiyor. İşin uzmanlarına sordum, bunu bir otel ya da başka bir binayı dönüştürerek ortaya çıkarmak mümkün değilmiş.

        *

        Sancaktepe şehir hastanesine ne oldu?

        Sancaktepe’de pandemi hastanesi yapılacağı söylenince aklıma ilk olarak 2013’ten beri gündemde olan ama artık neredeyse bir yılan hikayesine dönen şehir hastanesi projesi geldi.

        Şimdi inşaata başlanan yer orası mı? Şehir hastanesi yerine pandemi hastanesi mi kurulacak?

        Soruşturdum…

        Bu hastane şehir hastanesi için ayrılan arazinin içinde. Ancak tabi dev bir araziden bahsediyoruz. Onun sınırları dahilinde küçük bir alan pandemi hastanesi.

        Şehir hastanesi projesinin çalışmalara da başlanmış. O hastane boşalan askeri alanda yer alacak ve sınırları dahilinde bir millet bahçesi de yapılmak isteniyor.

        Diğer Yazılar