Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Haftalardır konuşulan ceza infaz kanununda değişiklik teklifi ya da af yasası olarak da bildiğimiz kanun önerisi TBMM Genel Kurulu’nda görüşülüyor. Çok yakında da onaylanıp hayata geçecek.

        Bu teklif, çerçevesi belirlenmiş konularda denetimli serbestlik süresini artırmak ve tutukluluk süresini kısaltmak için hazırlandı.

        Kısaca tasarı cezaevlerini rahatlatmak amacıyla çıkarılıyor.

        Türkiye’de temel haklar ve özgürlükler meselesi çok derin ve katmanlı bir utanç vesilesi oldu hep.

        Düşünceyi açıklama özgürlüğü alanında maalesef hiçbir zaman parlak bir ülke olmadık ya da olamadık.

        Bizim politik kültürümüzde fikir beyanının suç sayılması tüm siyasal çevrelerce paylaşılan bir müşterek gelenek adeta.

        İfade hürriyetini her siyasal parti ve toplumsal kesim menfaatine göre yontuyor ve kendisinin özgürlüğünü karşı tarafın tutsaklığını istiyor. Çok üzücü ama gerçek bu.

        Bu gerçeğe rağmen TBMM’de oylanan mevcut düzenlemeyle tutuklu oranında azalma ve tutuksuz yargılamaların yaygınlaşmasının arzu edildiğine inanıyorum.

        TAM DA PAKETİN GÖRÜŞMELERİ SÜRERKEN…

        Ancak tam da bu paketin görüşmeleri sürerken stand-upçı bir genç yaptığı komedi gösterisi esnasında Atatürk ve Mevlana’ya hakaret ettiği gerekçesiyle gece yarısıevinden yaka paça alınarak kelepçelerle nezarethaneye götürüldü. Sonra da tutuklanarak cezaevinekonuldu.

        Bu tutuklamayla ilgili haberlere baktım… Hem muhalif hem de hükümete yakın medya organlarında hemen hemen aynı dil var. Tutuklamayı destekleyen manşetler atmışlar.

        Daha üzücü olan sabah akşam kendileri için özgürlük isteyen ve mevcut hükümeti yasakçı ve otoriter olmakla suçlayan muhalif medyanın neredeyse tamamının bu genç stand-up’çının yaka paça hapse atılmasından mutlu olmaları.

        MİLLİ MUTABAKAT

        Gördüğüm kadarıyla sadece T24 istisna bu konuda. Başka hiçbir dişe dokunur tepki göremedim. Türkiye medyasında adeta milli mutabakat var.

        Sosyal medyada da durum korkunç… Bir kısmını tanıdığım ve sürekli ‘AKP yargısı ifade özgürlüğünü bitirdi’ diyen kimi muhalifler neredeyse ‘Ömür boyu çıkarmayın bunu!’ diyecekler.

        AKP yargısı diye suçladıkları mekanizmayı bugün avuçları patlarcasına alkışlıyorlar gencecik ve üstelik seküler bir komedyeni tutukladığı için…

        Hele ekranlardan da bilinen ve kendine solcu diyen bir hukukçuyu bu stand-up’çının yaka paça tutuklanması da kesmemiş.

        Yaptığı espriye oradakikızlı-erkekli seküler kitlenin kahkahalarla gülmesine de çok bozulmuş.

        Onlara da aynı hakaretleri ediyor. Kamera görüntüleri olsa onların da kimlik tespitinin yapılıp tutuklanmasını isteyecek.

        Halbuki oradakiler dindar ve muhafazakar gençler olsa bu sözde muhalifler bu kadar öfkelenmezler. ‘İşte şeriatçılarrrr! İşte gericilerrr! diyerek o gençleri kategorize eder ve mutlu olurlar.

        Fakat salondakiler seküler ve Batılı yaşam tarzına sahip 20’li yaşlardaki gençler olunca çıldırıyorlar.

        Muhtemelen o gençlerin hepsi AK Parti’nin sıkı muhalifi. Ama birileri gibi Atatürkçü değiller. O nedenle atın hepsini içeri…

        Çok yakın bir zaman önce gözaltına alınmış sonra bırakılmış ama yakın çalışma arkadaşı tutuklanmış bir gazeteci bile aşırı öfkeli şekilde bu tutuklamayı haklı buluyordu.

        Muhalifler böyle de iktidar cephesi farklı mı?

        Hiçbir konuda olmayan söylem birliği bu konuda var. İktidar kanadından da tek bir karşı çıkış yok bu tutuklamaya.

        GÖZALTINA ALINAN PINAR FİDAN VE…

        Buna benzer başka bir hadise de birkaç hafta önce yaşandı hatırlarsanız. Alevi ve solcu kimliğe sahip genç bir kadın stand-up’çı Pınar Fidan Alevilere hakaret ettiği gerekçesiyle karakola götürüldü.

        Alevi bir genç kadın komedyen, Alevilere hakaretten tutuklanmak istendi. Hem de muhaliflerin destek çığlıklarıyla. Fidan neyse ki tutuklanmadı ama sosyal medyada dövülmekten beter edildi.

        YOUTUBE’DA YEPYENİ BİR KOMEDYEN KUŞAĞI VAR

        Ben söz konusuhadiselerden önce bu iki genç komedyeni de tanımıyordum.

        Pınar Fidan’ın karakola götürülmesinden sonra Youtube’da o dünyayı ve benzer isimleri inceledim ve şunu gördüm: Türkiye’de 30 yaş altı yani 90’larda doğmuş yepyeni bir komedyenler ve stand up’çılar nesli var. Erkek-kadın sayısı yarı yarıya.

        Bunları Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Beyazıt Öztürk ya da Ata Demirer gibi zannetmeyin. Eski tarz popülist komedyenlerden farklılar. Bu kuşak ikonoklast yani putkırıcı bir kuşak.

        Yukarıdaki komedyenler gibi olmayan ama putları kırmak konusunda hiçbir zaman cesur olamamış Yılmaz Erdoğan gibi de değiller.

        Müjdat Gezen, Ferhan Şensoy ya da Metin Akpınar gibi belli tabulara laf eden ama başka tabuları Türk halkına benimsetmek amaçlı mizah yapanları zaten saymıyorum.

        HİÇBİR KESİMİN TABUSUNU TANIMAYAN BİR KUŞAK

        Bu gençler mevcut siyasal iktidarın tabularını tanımıyor fakat muhalif kanadın özellikle de CHP geleneğinin de hiçbir tabusunu kabul etmiyorlar.

        HDP’nin tabularına karşı gelen genç Kürt komedyenler de var. Alabildiğince özgür mizah yapıyorlar.

        Kendi kuşaklarından da müthiş izleyici çekiyorlar. 90’larda özellikle 1995 ve sonrası doğanlarda kendine ait jargonlar oluşuyor.

        Hepsini tek tek izledim. Aslında video örnekleriyle bu kuşağı sizlere tanıtmak istiyordum.

        Fakat Türkiye'ninbu tuhaf cadı avı ortamında isim isim bu komedyenlerden bahsetmekte tereddüt ediyorum.

        ONLARI SİZE ANLATMAKTA TEREDDÜT EDİYORUM

        Benim iyi niyetle örnek vermemi ihbar kabul edip yine birileri hem muhalefet hem iktidara yaranmak için onları tabulara dokunduğu şakalardan ötürü tutuklamaya kalkabilir mi?

        Hem muhalefet hem de iktidar medyası böyle bir şeye alkış tutar da ben de bu delilik ortamına katkıda mı bulunurum?

        Öte yandan bu gençlerin yaptıklarının hepsini beğenmedim. Kimilerini ben de çiğ ve basit buldum. Hiç gülmedim.

        Yeteneğini beğenmediklerimi ve rahatsız edici bulduklarımı da bir daha izlemedim.

        Fakat genç bir komedyeninyaka paça tutuklanmasını alkışlamak nasıl bir psikolojidir Allah Aşkına?

        Diyelim ki bir kişinin hatırasına hakaret edildiği düşünüldü. O zaman şikayet üzerine bir soruşturma başlar ama zaten ilgili yasa maddesinde istenen suç oranı tutuklamayı asla gerektirmiyor.

        Mevcut infaz düzenlemesiyle bu suçlardan en yüksekten ceza alanlar bile tahliye ediliyor. Atatürk ile ilgili kanun da aynı şekilde.

        O zaman nedir bu gece yarısıevinden yaka paça götürülüp tutuklama çılgınlığı?

        Savcılarımıza ve hakimlerimize sormak istiyorum buradan.

        En başta da HSK Başkanvekili Sayın Mehmet Yılmaz’a sormak istiyorum bu tuhaf vaziyeti…

        EKREM İMAMOĞLU BU TOPA GİRER Mİ?

        Kendini Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanı adayı gören Ekrem İmamoğlu bu büyük haksızlık konusuna girer mi? Hiç sanmıyorum. Bu mevzuda açıklama yapmayacağına emin gibiyim. Acaba yanılıyor muyum Murat Ongun?

        Söz konusu hem Atatürk hem Mevlana olduğu için solunum yetmezliği çeken bir genç, ömür boyu hapiste kalsa da İmamoğlu ses çıkarmayacaktır. Çift dikişli mayın tarlasına hiç girmek istemeyecektir.

        Siyaset sahnesine yeni politik partilerin liderleri olarak yeniden giren isimler de ses vermeyecek ve bu olayı yok sayacaklardır diye tahmin ediyorum. Acaba yanılıyor muyum Etyen Mahçupyan ve Gülay Göktürk? İki değer verdiğim entelektüele de sormak istiyorum…

        Dün 13 Nisan yani doğum günümdü.

        30’lu yaşlarımda Türkiye’nin özgürlükçü ve demokratik bir hukuk devleti olabileceği ve dolayısıyla orta gelir tuzağını aşarak kişi başı 25 bin dolar milli geliri yakalayabileceğine dair çok umutluydum.

        Şimdi ise maalesef bir zerre umudum kalmadı.

        Sadece kısa vade için de söylemiyorum. Orta ve uzun vadede de çok büyük bir sıçrama yapabileceğimizi sanmıyorum.

        Tam anlamıyla özgürlükçü ve demokratik bir hukuk devleti olabileceğimize ve orta gelir tuzağını aşabileceğimize inanmıyorum.

        Gençleri tabulara dokundu diye tutuklayan bir ülke orta gelir tuzağını da aşamaz.

        Toplumun hiçbir kanadında kendisi için istediği özgürlüğü karşı taraf için de isteyen kuvvetli bir hürriyetçi damar yok. 83 milyon içinde böyle bir damar marjinal bile denmeyecek kadar küçük.

        O yüzden barışile huzuru ve kişi başı 10-11 bin dolar milli gelir seviyesini korusak da bu bir başarıdır diye düşünüyorum artık.

        Öfkeyle ve tepkiyle değil uzun uzun düşünerek geldiğim nokta bu.

        Umarım yanılıyorumdur…

        Diğer Yazılar