Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Vaka sayıları arttıkça tüm sınıfların açılması ile ilgili olasılık azalıyor. Bakıyorum veliler ümitsiz, çocuklar moralsiz.

        Açıkçası her yer açıkken okulların kapalı olmasını mantıksız buluyorum. Okullar kapalı iken çocuklar güvende mi? Sokaklar çocuk kaynıyor, restoranlarda kafelerde dip dibe çocuklar oturuyor.

        Bence okul çok daha kontrollü olur minikler için, hayatın geri kalan alanlarını tenhalaştırıp okulları açmamız gerekiyor diye düşünüyorum.

        Milli Eğitim Bakanlığının kademeli geçişine itirazlarım var.

        Geçen hafta da yazdım.

        Neden anaokulları açılıyor, diğer sınıflar bekliyor?

        Birlerle birlikte ikilerin açılması çok daha doğru olurdu._Birinci sınıfın yarısında pandemiye yakalanan geçen senenin birleri bu senenin ikileri oldular. Uzaktan eğitim asla aslı gibi olmuyor. Şu an ikinci sınıf olan bir çok öğrenci hala doğru düzgün okuyup yazamıyor.

        Bu öğrenciler için uzaktan eğitim devam ama anaokulları açılıyor.

        Anaokulu çocuğu sadece oyun oynamaya gider. Elbette çok önemli ama daha elzem sınıflar kapalı iken onları açmak niye? Bizim zamanımızda zorunlu dahi değildi okul öncesi eğitim.

        Üstelik ana okul çocuğu minicik olduğu için en çok onların velileri endişeli zira bu grup tuvalet ve yemek gibi ihtiyaçlar için yardıma ihtiyaç duyar dolayısıyla öğretmenlerin fiziki temasının en fazla olacağı grup bunlar.

        Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un açılacak sınıflarla ilgili kararı yeniden değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Buradan kendisine sesleniyorum: Anaokulları yerine ikilerden başlayarak diğer sınıfları açın…

        Okullar oradaki vaka sayılarına göre açılmalı

        Okullar oradaki vaka sayılarına göre açılmalı
        0:00 / 0:00

        İşin başka bir boyutu da Türkiye’nin dört bir yanındaki okullarla ilgili aynı anda aynı kararı almak.

        Tüm okulların aynı kefeye konmasının yanlış olduğu kanaatindeyim.

        Mesela vaka sayısı yok denecek kadar az iller ve ilçeler var ama bu il ve ilçelerde de okullar kapalı.

        21’inden sonra oralarda da kademeli bir geçiş olacak.

        Halbuki vaka kotası uygulaması getirilse çok daha doğru olmaz mı?

        Böylece en azından çevresinde neredeyse hiç vaka olmayan yerleşim yerlerindeki çocuklar okullarından mahrum kalmaz…

        Ben eğitim sistemimizin böyle bir fleksibiliteyi hayata geçirme kapasitesinin olduğunu düşünüyorum.

        Türkiye korona vaka sayısının çok farklılıklar gösterdiği coğrafyalara sahip olan büyük bir ülke.

        Yalnızca İstanbul ya da Ankara’dan ibaret değil. Son günlerde vaka sayıları giderek artan Diyarbakır ya da Kayseri’den de ibaret değil.

        Sağlık Bakanlığı’nın bölge bölge verdiği vaka sayılarına baktım.

        Mesela Trakya’da günlük vaka sayısı son derece az.

        Son rakamlara göre yeni vaka 18’di. Yani Batı Marmara’da 18 yeni tanı konmuş ama o bölgenin tümünde okullar kapalı. Vaka sayısı sıfır olan yerleşim yerlerinde de çocuklar okula gidemiyor.

        Koskoca bir coğrafyadaki okulları kapatmak için bu çok düşük bir rakam değil mi?

        Keza Doğu Karadeniz’de de yine iki gün önce yeni vaka sayısı 32 idi. O kadar geniş bir alan için bu sayı da gayet az. Üstelik vakaların nerede olduğu biliniyor.

        İllere ve ilçelere nüfusa oranla bir sınır getirilse ve okullarla ilgili düzenlemeler buna göre yapılsa hem bir adaletsizliğin önüne geçilmiş olur hem de az vaka sayısı sayesinde okullarını açan bölgeler diğer bölgelere bir başarı hikayesi anlatacağı için pandemi ile mücadelede bir şevk, bir rekabet unsuru doğar.

        Sophie'nin Seçimi

        Sophie'nin Seçimi
        0:00 / 0:00

        Okulların açılması ile ilgili kafamı kurcalayan bir konu daha var.

        İstemeyen veli mazeret bildirerek çocuğunu okula göndermeyecek.

        Bu kadar önemli bir konuda inisiyatifi velilere vermek doğru mu? Böyle bir açık kapı bırakmak, okulları açma kararının bu kararı verenleri de korkuttuğu gibi bir izlenim doğuruyor. Sorumluluk almak istemiyorlar algısı yaratıyor.

        Öte yandan velileri de tuhaf ve çok zor bir karara zorluyor. Aklıma çocukları arasında seçim yapmak zorunda kalan Sophie’nin seçimi filmi geldi…

        Bence velilere böyle bir sorumluluk yüklememek gerek…

        Sanırım okullarla ilgili temel endişemizin altında çocuklara güvenmememiz yatıyor.

        Onları laf dinlemez, kurallara uymaz varlıklar olarak görüyoruz. Halbuki çocuklar doğru bir dille anlatılınca her şeyi anlarlar, pırıl pırıl dünyalarında yeniliklere bizlerden çok daha kolay adapte olurlar.

        Emin olun okuldaki pandemi kuralları onlara güzel bir şekilde, ikna ederek anlatılırsa biz büyükleri utandıracaklardır…

        Okullardan değil esas sokaklardan korkun…

        Diğer Yazılar