Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Salı günü, pazartesi akşamı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan "TL mevduata kur farkı" uygulamasını desteklediğimi ve bu hareketin dövizin çılgınca yükselişini durduracağını, yangını söndüreceğini yazmıştım.

        Nitekim öyle oldu.

        Elbette pazartesi açıklanan karar şapkadan tavşan çıkarmaktı ama bu, tam doğru zamanda doğru tavşanın şapkadan çıkışıydı.

        Yoksa Türkiye 1 dolar eşittir 25 TL seviyesine doğru gidiyordu ve ödemeler dengesi krizi yaşayacaktık. Bunu, Hakan Özerol gibi iktidara muhalif iktisatçı-finansçılar da söylüyor ve yeni uygulamanın kısa vadede doğru bir metod olduğunu ifade ediyorlar.

        Öte yandan iktidar medyasında doların yeniden Naci Ağbal döneminde olduğu gibi 7-7.5 TL seviyesine düşeceğini ileri sürerek heyecanlanan ve 3-4 gün önce yazdıklarını inkar edenleri görüyorum. Bunlar tamamen tutarsız tavırlar.

        Yahu daha geçen hafta yüksek kur-düşük faiz politikasının öneminden ve Türkiye'nin Avrupa'nın üretim üssü olacağından bahsediyordunuz.

        Çin gibi Türkiye de parasının değerini düşük tutarak bir imalat-ihracat mucizesi yaratacaktı. Bu sebeple ihracatta rekorlar kırıyorduk. Yüksek kur olmazsa cari fazla veren ülke olamayız diyordunuz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

        İşte zaten bu sebeple iktidar medyasının önemli bir bölümünün Erdoğan'ın en koyu destekçileri nezdinde bile itibarı ve inandırıcılığı sıfırın altına indi.

        REKLAM

        Naci Ağbal'a "Londra tefecileri ne istediyse onu yaptı" diyenler bugün dolarda Ağbal dönemi gibi 7 TL seviyesini istiyor. Tam bir yalpalama ve kendini inkar hali.

        Hükümete yakın medyada ne olursa olsun, içeriğini bile anlamadan savunma refleksi geliştiğinden bu tür saçmalıklar çok yaşanıyor. Sürekli inanmadıklarını yaza yaza bu noktaya savrulan çok kişi var.

        Bir felsefe yok, bir düşünce yok, bir inanç yok, bir dünya görüşü yok. Sadece şuursuzca pozisyon almak var. Berat Albayrak'ın istifa ettiği dönemde bir günde 180 derece değişip anti-Albayrak çizgisine gelenleri görmüştük. Aynı şekilde Ağbal gidince de bu kez onu kötülediler.

        Bunlar, Tayyip Bey "1 dolar’ı 20 TL yaptım ve kuru sabitledim" deseydi de savunacaklardı, hazine garantili dolara bağlı mevduat olayını da savunuyorlar, Erdoğan eğer Çiller gibi yüzde 50 net faizli süper bono da çıkarsa savunacaklardı...

        İktidar medyasının kesinlikle kendi içinde bir reform süreci yaşaması şart.

        Ben geçen yazımda devletin MGK kararıyla hayata geçirilen yeni ekonomik düzeni gereği mevcut rejimin doları 13-14 arası bir seviyede tutmak isteyeceğini yazmıştım.

        Maaşını TL kazanan bir insan olarak şahsen 1 doların 7 TL olmasıyla satın alma gücüm yükseleceği için bu durumdan çok memnun olurum. Kişisel olarak ben doların fiyatının düşmesini elbette tercih ederim.

        Öte yandan 1 dolar 7 TL olursa hükümetin benimsediği ihracat yönelimli ve sürekli cari fazla veren iktisat politikaları çöp olur. İthalat coşar ve cari açık patlar. Nitekim ihracatçı birlikleri de doların 13-14 arası bir seviyede istikrar kazanmasını arzuladıklarını söylüyorlar.

        Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de TRT'de verdiği mülakatta MGK kararıyla resmen benimsenmiş cari fazla verilen modelin devam edeceğini söyledi.

        Buradan anlaşılıyor ki eğer bu finansal ürün çok tutarsa ve dolar 10-11'lere inerse TCMB rezerv olarak onları toplayacak ve yeniden 13-14 arası seviyede optimum bir nokta yakalanacak.

        Bazı iktisatçıların dediği gibi arka kapı satışlarıyla dolar 12’lere indiyse de bunun şeffaf şekilde açıklanması gerekir.

        Diğer Yazılar