"Uzaktan eğitim" diye bir şey yok, kendimizi kandırmayalım!
Pandemide aynı yanlış yapılmamış, bu ülkenin gençlerinin hayatından iki buçuk yıl çalınmamış gibi şimdi de yine sene sonuna kadar üniversiteler kapandı.
Evet, üzüntümüz çok büyük, felaketin boyutları devasa, millet olarak acı çekiyoruz, kahroluyoruz ama yaralarımızı saracak çözüm bu değil, olamaz...
Uzaktan eğitim dendiğine bakmayın.
Yok böyle bir eğitim!
"Uzaktan eğitim" kavramı bir hayalden ibaret.
Hakikaten inanamıyorum…
Bu ülkenin üniversite öğrencileri sene sonuna kadar kampüslerde olmak yerine evlerinde, kafelerde, sokaklarda olacaklar…
Deprem felaketinin faturasını o günahsızlar ödeyecek.
Yazık değil mi?
Covid salgını paniği ile ilk kapanan yerler okullar ve üniversiteler olmuştu.
Gelişmiş dünya bunun yanlış olduğunu birkaç ay sonra gördü, zira bilim netti: Okullar ve üniversiteler en son kapanacak ilk açılacak yerlerdir, diyordu.
Buna rağmen Türkiye’de tüm okullar ve üniversiteler kapalı kaldı.
O dönem medyada neredeyse tek başıma haykırdım, yalvardım, gelecek nesillerimizi heba etmeyin, dedim.
Koca koca eğitimciler, profesörlerin saldırılarına maruz kalmak, deli muamelesi görmek pahasına dünya genelindeki uygulamaları ısrarla hatırlattım.
Ancak dinlemediler…
Üniversiteler bu vahim yanlışa çok uzun süre devam etti.
İlk ve orta dereceli okullar ise Mahmut Özer Milli Eğitim Bakanı olana kadar…
Hakkını teslim edeyim gelir gelmez önceliğini okulları açmaya verdi Özer.
(Mahmut Bey’in selefi Sayın Ziya Selçuk’a haksızlık etmeyeyim, o da hep okulların açık kalmasından yana oldu ama maalesef sözünü dinletemedi-na)
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’i alkışlıyorum…
Bakın Sayın Özer şimdi de farkını ortaya koyuyor. 71 ilde öğrenciler önümüzdeki hafta ders başı yapıyor.
Deprem felaketinin vurduğu 10 ilde ise duruma göre 1 Mart'tan itibaren eğitim kademeli olarak yeniden başlayacak..
Milli Eğitim Bakanlığı’na sordum, il il, ilçe ilçe mahalle mahalle geziyorlarmış.
Bu felakette 10 ilde 20 bin 868 okul binası içinde yıkılan bina sayısı sadece 24.
En azından bu sevindirici bir rakam fakat hasarlı binalar var elbet. Bakanlık tüm binaların hasar tespit çalışmalarını şubat sonuna kadar tamamlayacak.
Sonra bakılacak, nerelerde eğitime geçilebilir yerel bazda değerlendirilecek, 1 Mart'ta sorun tespit edilmeyen yerler açılacak, sorun olan yerlerdeki öğrenciler için açılan okullarda ikili eğitim yapılacak noktalar da belirlenecek.
Sevgili okurlar yeniden ayağa kalmak, ivedilikle yaralarımızı sarmak zorundayız. O nedenle Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu hızlı refleksini kutluyorum.
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile YÖK’ün önceliği gençler değil mi?
Peki, ya YÖK ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Kredi ve Yurtlar Müdürlüğü?
Bu kurumların önceliği gençler değil mi?
Bu felaketin yükünü nasıl onların sırtına verebilirler? Üniversitelerin kapılarını yurtları kullanmak adına nasıl kapatabilirler? Bu taşıyacakları çok ağır bir vebal…
Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve YÖK Başkanı Sayın Prof. Dr. Erol Özvar’a sesleniyorum…
Gençlerin en önemli ihtiyaçlarından olan eğitim ihtiyacını ülke olarak sağlamak zorundayız. Bu bir temel insan hakkı.
Siz desteklemeseniz, teşvik etmeseniz Sayın Cumhurbaşkanı bu kararı almaz.
Rica ediyorum yapmayın…
Gençlere yönelik hassasiyetini bildiğim Tayyip Erdoğan’a yalvarıyorum…
Lütfen bu yanlıştan dönün…
Evet acımız ve zararımız çok büyük ama sizin de çok iyi tanıdığınız bu millet, depremzede vatandaşlarımızın barınması için seferber olur…
Yaz otellerinin tamamını açın, prefabrik evlerin yapımını hızlandırın ama ne olur üniversitelileri aylar boyu okulsuz bırakmayın…
