Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Çoğumuza iç politikada olup bitenin, aynı zamanda dünyada olup bitenlerle bağlantılı olduğunu kabul etmek zor geliyor. Bu etkileşimin karşılıklı olduğunu düşünmeye bile yanaşmıyoruz çoğu zaman.

        Bir kısmı da, bu iki alanı birbirinden ayrı kompartımanlar halinde görmeyi özellikle tercih ediyor.

        Çünkü ele aldığınız meseleyi, “o bunu dedi, şu bunu açıkladı” diyerek yahut adının açıklanması istenmeyen yetkililere dayandırarak izah etmek öyle büyük çabalar filan gerektirmiyor.

        İç politikayı dünyadan bağımsız konuşmanın konforu bu yönüyle vazgeçilmez. Ne gerek var bölgenizde ve dünyada ne olup bittiğini takip etmeye. Üstelik bir de bunun kendi iç dinamiklerinizle bağını anlamaya çalışacaksınız. Beyhude yorgunluk yani.

        BEKLENMEDİK OLAN NE?

        Tam da bu nedenle iç politikadaki pek çok gelişme bu konfor sahipleri açısından “beklenmedik” ya da “olağanüstü” diye karşılanıyor. “Nasıl da çıkıverdi ortaya birdenbire! Halbuki gidişat hiç bunu göstermiyordu” korosu böyle oluşuyor.

        Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın G20 dönüşünde İYİ Parti’ye yönelik çağrısı (teklifi değil) karşısında kamuoyunun önemli bir kesiminde ortaya çıkan tepkiler üç aşağı beş yukarı öyle.

        REKLAM

        Neyse ki yine onlara göre İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener “kesin” bir cevap vererek kapıları kapattı ve olup biteni anlama zahmetinden bir kez daha kurtulmuş olduk.

        TEKLİF VE TECRÜBE

        Şimdi şöyle mi anlamalıyız mesela.

        Demek ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, lise çağlarında MTTB’de şiir okuduğu günlerden Refah Partisi Beyoğlu ilçe başkanlığına, İstanbul il başkanlığından büyükşehir belediyesine ve başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına uzanan siyasi hikayesinde, teşkilatçılık, oyun kurmak, hamle yapmak ve karşı hamleleri hesap etmek konusunda hatırı sayılır bir tecrübe edinememiş.

        O yüzden uçakta meslektaşlarımızla sohbet ederken birdenbire aklına İYİ Parti’ye dair değerlendirme yapmak gelmiş. Bu da aslında pek çok meslektaşımıza göre bir teklifmiş ve fakat Meral Akşener bu teklifi reddetmiş.

        Ortada bir teklif bulunmadığını, ancak ortaya konulan çerçevenin siyaset dediğimiz işin “müzakere” ve “hamle” boyutuyla yakından ilgili olduğunu; nitekim değerlendirmenin muhatabı olarak Akşener’in de meseleye “evet” ya da “hayır” kıvamında yaklaşmayacak kadar tecrübeli davrandığını görmek ve anlamak bu kadar zor mu gerçekten.

        TÜRKİYE’NİN YERİ

        Şimdi işin en baştaki kısmına dönelim.

        Hani şu iç siyaset ve dış dinamiklerin uzak ya da yakın akraba olup olmadıklarına.

        Zahmet buyurup, bölgemizde ve dünyada ne olup bittiğine azıcık göz atar, oralarda memleketimize dair kimin hangi planları olduğunu ve hangi rolleri üstlenmemizi istediklerini; akabinde Türkiye’de var olan “devlet aklı”nın bunlara karşı ne gibi tedbirler aldığını ve kendi rolünü tayin etmekteki gayretini anlayabilirsek o zaman “birdenbire” karşımıza çıkanların sürpriz değil, uzun bir hikayenin parçası olduğunu görebiliriz.

        REKLAM

        Acaba Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin yeni hikayesinin dinamikleri üzerinden bir tarif yapıyor olamaz mı?

        Bunu anlayabilmek için cevap aramamız gereken başka sorular var.

        Gayet basit ama bir o kadar da büyük sorular.

        Türkiye’nin yeni hikayesi nedir? Bölgede ve dünyada nerede durması gerektiği üzerindeki tartışma, çatışma ve görüş ayrılıkları nelerdir?

        Bu yeni durum şekillenirken, iç siyasette nasıl bir değişim yaşanacak ve diyelim ki bugün filanca yerde duran bir siyasi hareket ya da parti, o gün geldiğinde başka bir yerde olabilecek midir?

        Bir cumartesi sabahı, yapılacak onca işiniz arasında zaman bulup bir kahve eşliğinde bu yazıyı okuyorsanız, size tek bir şey söyleyebilirim.

        Analiz ve eleştirinin yok olduğu bir yerde yazıp söyledikleriniz, olup biteni anlamaya değil, önüne duvarlar örmeye yarıyor.

        Tercih sizin…

        Diğer Yazılar