Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir şehir efsanesine göre uçuş görevlileri kendi aralarında yolculardan “Düşman” diye bahsedermiş. Doğru mu değil mi, bilmiyorum, ama son yıllarda havayollarının yolculara yönelik tavrı her geçen gün buna inandırıyor. Daralan koltuklar, artan rötarlar, güvenlik aramaları derken bir zamanlar epey gösterişli bir macera olan uçak yolculuğu artık sefalete döndü.

        Bunu bile bile American Airlines’ı arayan bir yolcunun uçuş öncesi merhamet beklemesi ancak saflık olabilir. New York Times’ta okudum: Amerika’da bir yolcu bineceği uçağın Boeing 737 Max 8 tipinde olduğunu görünce arayıp biletini değiştirmek istemiş, havayolu ise bunun mümkün olmayacağını söylemiş. Normal şartlarda tuhaf bir istek olabilir, ama yolcu da paranoyasında haksız değil. Uçuş boyunca tedirgin olmaktansa…

        Çünkü son beş ayda Boeing’in bu en popüler modeli düştü. Lion Air’e ait uçağın düşmesinin ardından Etiyopya Havayolları’na ait uçak da düşünce gözler Boeing firmasına çevrildi. Modelde sorun olup olmadığı tartışılıyor şimdi. Bu süreçte de başta Etiyopya Havayolları olmak üzere Cayman, Çin, Endonezya ve son olarak da Türk Hava Yolları havadaki Boeing 737 Max 8 tipindeki uçaklarını yerde bekletme kararı aldı.

        AMERİKA UÇAKLARI İNDİRMİYOR

        Amerika’da faaliyet gösteren ucuz havayolu Southwest filosundaki 34 uçakla 737 Max 8 sahiplerine öncülük ediyor. THY’nin filosunda 11 tane var. American Airlines ve Southwest yükselen tepkilere rağmen bu tip uçakları havada tutmaya devam ediyor, bu uçakların hizmete girmesini onaylayan Amerika’nın Federal Havacılık İdaresi (F.A.A.) de yayınladığı bildiride bu yönde bir girişim olmayacağını duyurdu.

        Aynı anda havadaki uçakların yüzde 5'le 10’u Boeing 737 Max 8 modeli. Son yıllarda havacılıkta değişen trendlerin etkisiyle tek koridorlu bu uçak ivme kazandı, epey popüler oldu ve Boeing’e sipariş yağdı.

        Çok da uzun olmayan bir geçmişte havacılıkta büyük uçakların ana merkezlere yolcu taşıyacağını, buradan da yolcuların aktarma yaparak son varış noktalarına ulaşmaları hedefleniyordu. Ancak aktarma yapmak bir işkenceye dönüşünce (özelikle 11 Eylül’den sonra) yolcular direkt uçuşla gidecekleri yerlere varmayı tercih etti. Bu da 737 Max 8 modelini yaygınlaştırdı. Airbus ise bu süreçte dev uçağı A380’ın üretimini durdurdu; artık biten bir dönemin simgesi olarak.

        Boeing hisseleri kazanın hemen ardından yüzde 5değer kaybetti, çünkü araştırma sonuçlanana kadar arka arkaya düşen bu iki uçakta üretici hatasının olup olmadığı merak ediliyor. İddialardan biri Boeing’in uçaklara yüklediği yeni yazılımına pilotlarına aşina olmadığı, eğitimi tamamlanmadan uçuşa çıktıkları.

        İşin aslı soruşturma tamamlanınca ortaya çıkacak ama Boeing’in üzerinde bir şüphe bulutu oluştuğu da ortada. Türk Hava Yolları korkulara rağmen kısa dönemli karlılığı değil, yolcusunun memnuniyetini ön planda tutan bu kararı aldı. İyi şirketler böyle kriz anlarında aldıkları kararlarla farklarını belli eder sonuçta.

        THY’nin yaptığını Amerikan şirketi neden yapmıyor peki?

        TRUMP İÇİN SEÇİM KOZU

        Çünkü son yıllarda Federal Havacılık İdaresi tarafından çok şımartıldılar da ondan. Müşteri memnuniyeti değil, karlılık ön planda. Dahası Amerikan havayolu şirketleri sürekli artan petrol fiyatlarından, 11 Eylül’ün yarattığı zarardan şikayet edip ağlayıp duruyorlar ve yolcuyu canından bezdiren kararları için hep aynı bahanelere sığınıyorlar. Ancak petrol fiyatları düştüğünde, 11 Eylül’ün etkisi bittiğinde bile daha fazla parayı önemsemeye devam ediyorlar. Satın aldıkları siyasetçiler sayesinde de her türlü denetimden muaf gibiler adeta. Canlarını sıkacak, ceplerini acıtacak herhangi bir kararın geçmesini engelliyorlar. Bu gibi şirketler için insanlar sadece birer karlılık birimi, can güvenlikleri ya da rahatlıkları önemli değil.

        Şimdi de strateji Boeing 737 Max 8’i dayatmaya devam ederek konuyu unutturmaya çalışmak. Üstelik arkalarında bu sefer iş dünyasından yana bir başkan da var.

        Hatırlayın, “Önce Amerika” diyen Donald Trump’ın en büyük pazarlık kozlarından biri Boeing. Türkiye’yle sahte kriz çıkarttı, Boeing’e uçak siparişi verdiğimizde kriz çözüldü mesela. Tam bir sahtekar emlakçı işte, gördüğünü çarpıveriyor. Amerikan şirketlerinin büyümesi, iş yapması önceliği. Bu durumda da Boeing’in zarar görmesini istemez. Hele hele önümüzdeki sene seçime gidecekken… Sonuçta seçmene Amerikan şirketlerinin karlılığını, büyümesini, bunun mimarının da kendisi olduğunu kanıtlamak isteyecek. Boeing feda edilemeyecek kadar büyük bir “asset” şu anda Trump için. Bu işin sonu Türkiye’ye uçakları uçurma tehdidine kadar varabilir, söylemedi demeyin.

        Diğer Yazılar