Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dün New York Times yaklaşan seçime dair ilk anketini açıkladı. Amerika’daki bütün muhalifleri sevindiren rakamlara göre Joe Biden görevdeki Başkan Donald Trump’ın 14 puan önünde gözüküyor. Üstelik yüzde 50’yle önde. Üniversite mezunu kadınlar, siyahlar ve LatinX gibi azınlıklar arasında da farkı iyice açtı. Sadece New York Times anketinde değil, Trump’ı destekleyen Fox News anketinde de Biden açık farkla önde.

        Trump için tek kötü haber bu değil. Kendi seçmen tabanının belkemiği oluşturan beyazlar da Başkan’ın son zamanlardaki performansından memnun değil. Çok değil belki ama 65 yaş üstü beyaz seçmenin beşte ikisi Trump’ın Corona ve ırkçılık meselesini iyi idare edemediğini düşünüyor. 45 yaş altı beyazların çoğunluğu “Siyahların Hayatı Önemlidir” hareketine sempati duyarken, daha yaşlılar biraz daha mesafeli. Ama yine de ABD’nin yüzde 70’e varan bir kesimi George Floyd’un öldürülmesinin süregelen ayrımcı politikaların devamı olduğunu düşünüyor. Trump’ın ırkçı söylemi bu açıdan da marjinal gözüküyor.

        Ama bütün bunlar Amerikan Başkanı’nın Kasım ayında değişeceğine mi işaret ediyor?

        REKLAM

        İKİ ÖNEMLİ AYRINTI GİZLENDİ

        O kadar emin değilim.

        Kuşkuculuğumun sebebi anket şirketlerine olan güvensizliğim. Türkiye’de son yıllarda kaç anket seçmeni nasıl yanlış yönlendirip kamuoyunu farklı beklentilere soktu, hatırlayın. Benzer şekilde 2016 seçimlerinde de Hillary Clinton’ın açık farkla Trump’ı geçip ABD’nin ilk kadın başkanı olacağını gösteriyordu anketler.

        Kuşkusuz Trump zor durumda. Ekonomik sıkıntı, protestolar, COVID-19 salgınının bitmemesi dezavantaj. Oğul Bush en zor anında, Amerika’yı haksız yere savaşa sokmuş ve boşu boşuna genç insanların hayatını tehlikeye atmışken, şehit cenazeleri görüntüleri arasında ikinci kez seçildi ama.

        Trump’ın hala popülerliğini koruduğu alan ekonomi. NYT anketine katılanların yüzde 50’si ona ekonominin gidişatıyla ilgili olumlu not veriyor. Gazete her ne kadar Trump’ın seçimi kaybetmesini isteyip anketin sadece olumsuz yanıtlarını öne çıkarsa da önümüzdeki aylarda sadece ekonomi sayesinde Trump’ın avantajlı olabileceğini satır arasında belirtiyor.

        Trump’ın kuvvetli olduğu bir başka nokta üniversite mezunu olmayan erkek seçmenler arasındaki popülerliği. Özellikle işçi sınıfının yoğun olarak yaşadığı, fabrikaların, sanayi bölgelerinin olduğu Michigan, Pennsylvania gibi eyaletlerde 2016’da Clinton’a seçime mal olmuştu bu kitlenin oyu. ABD’de seçimi kararsız birkaç eyaletin belirlediği düşünülürse Trump’ı destekleyen bu eğitimsiz erkek seçmenler sayesinde Beyaz Saray yolu yeniden açılabilir.

        Son seçimlerden bu yana ABD’nin tıpkı Türkiye gibi önceden ön görülmesi zor bir ülkeye dönüştüğünü unutmamak gerekir. O yüzden seçime dört buçuk ay kala son dakikada sürpriz olması muhtemel; bugün yapılan bütün tahmin ve analizlerin çökmesi de.

        REKLAM

        RATING’İ HALA VAR

        Ancak üzerinde durulması gereken en önemli nokta sadece anket sonuçlarına bakarak Trump’ı bir kalemde silmenin acelecilik olabileceği. 2016’da Amerika’daki rüzgarı, işsiz sınıfın bıkkınlığını, eğitimsiz kitlenin biriktirdiği öfkeyi okuyamamıştı medya. 2020’de toplumun nabzını ne kadar iyi tuttuğu konusunda da kuşkularım var.

        Birkaç gündür ana akım medyada hemen herkes Trump’ın hafta sonu Tulsa’da yaptığı mitingdeki düşük katılımla dalga geçiyor. Bir milyon kişi beklenirken 6 bin 200 kişinin katılması hakikaten de dalga geçilesi bir durum. Ama 7.7 milyon kişi mitingi Fox News’dan canlı izledi. Hatta kurulduğundan beri en çok izlenen haber kanalı olan Fox News tarihinde hiçbir Cumartesi bu kadar çok rating almamıştı. Bu seneki ulusa sesleniş konuşmasından sonra Tulsa mitingi Trump’ın en çok izleyici toplayan ikinci hitabı oldu. Fox News bu izleyici sayısının ne anlama geldiğini açıklamak için bir de kıyas veriyor: NFL seçmeleri 8 milyon, en çok izlenen Demokrat Parti tartışması 7.7 milyon kişi tarafından izlenmişti. Trump’ın kitlesi belki COVID-19 riskinden dolayı kapalı spor salonuna gitmedi ama onu ekran başında yalnız bırakmadı.

        Elbette Trump’ın bir rating sihirbazı olarak kendisine oy vermeyenlerin nefretini çekerek de çok izlendiği ortada. Ama Tulsa mitinginin rating’ini Başkan’ın uzun zaman sonra sahaya inmesinden dolayı sadık kitlenin desteği olarak yorumlamak daha doğru.

        Yıkılan bir heykelin ardından

        Yıkılan bir heykelin ardından
        0:00 / 0:00

        Benim yaklaşan seçimlere dair bir endişem daha var: Az zamanda çok yol alınan ilerici politikaların ters tepebilme ihtimali. Sekiz senelik Obama döneminde ABD’deki hava sanki 50 yıl ileriye atlanmış gibiydi, ama sonunda bütün ilerlemeyi geri çevirircesine Trump geldi.

        Birkaç haftadır da ABD’de özellikle ırkçılık konusunda ciddi bir uyanış yaşanıyor. Heykeller yıkılıyor, askeri üslerin bile isimlerinin değiştirilmesi tartışılıyor, hatta kölelikten dolayı siyah halka tazminat verilmesi bile gündemde. Şu anda toplumun çoğu da bu ilerlemeden hoşnut.

        Ama toplumlara ne kadar güvenilir?

        Herhangi bir ülkede ilerlemenin ağır bir işleyişi olmasının nedeni insanların çoğunun orta yolcu, sandıklarından daha da muhafazakar ve tedbirli olmalarıdır. Tepeden inmediği sürede değişimler vakit alır. Yer yer çok ilerleme de ters tepebilir.

        New York’taki “Museum of Natural History” müzesinin önündeki Theodore Roosevelt heykelinin kaldırılacağı açıklandı. Amerikan tarihin en önemli dört başkanından bir olduğu için Rushmore dağına suratı kazınan Roosevelt’in New York’taki heykeli epey tartışmalı. At üstündeki Başkan’a bir yerli Amerikalı, bir de siyah eşlik ediyor. Onlar yürüyor, Başkan atın üstünde. Beyaz Başkan’ın diğerlerine karşı üstünlüğünü simgeliyor, dahası diğer iki insanın üzerinden o halkın atın yanında yürütülen köleler olduğunu vurguluyor heykel.

        REKLAM

        Tıpkı Güney eyaletlerindeki köleliği savunan, katliam yapan komutanların heykellerin yıkılması gibi Roosevelt heykelinin de kaldırılacak olması ilericiliği savunanlar için bir zafer. İlerlemenin bir yolu durmak bilmemektir ama. Nitekim birkaç gündür özellikle heykeller konusunda da böyle oldu. Bu işin diğer Amerikan başkanlarına da sıçrayacağını görmek mümkündü.

        Bugünlerde Washington’da Beyaz Saray’ın önünde yine bir çatışma yaşanıyor. Bu sefer göstericilerin hedefi Lafayette Square’deki Andrew Jackson heykeli. ABD’nin yedinci başkanı Jackson da köle sahibiydi, dahası binlerce Amerikan Yerlisini zorla yerinden etmişti. Protestocular böylesi bir figürün Beyaz Saray’ın tam karşısında konumlanmasına itiraz ediyor. Haksız bir itiraz değil, ama nereye kadar?

        George Washington da köle sahibiydi mesela. Thomas Jefferson sadece köle sahibi değil, bir de köleleriyle cinsel ilişkiye giren bir Başkan’dı. Bütün bu gerçeklerle toplumun yüzleşmesi zaman aldı. Sıra onların da heykellerine gelecek mi?

        Her türlü kutsal figürün tartışmaya açılmasından yanayım. Ama gündelik siyasete nasıl etkisi olacağı konusunda bir şey diyemem. Çünkü insanların çoğunluğu zannettiğimiz kadar ilerici ya da açık görüşlü değil, öyle görünenler dahi. Beyaz Amerikan halkının vicdanına da güvenilir mi, emin değilim.

        Korku siyasetinin prim yaptığını bilen Fox News günlerdir bu senaryoları kaşıyor örneğin. Aşırı ilerleme dört buçuk ay içinde ters tepecek mi, gerçekten merak ediyorum.

        Diğer Yazılar