Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Amerikan tarihinin en uzun seçimi bugün nihayet yeni bir seçimle sonuçlanıyor. Gerçi tam sonuçlanıyor mu, ondan da emin değilim. Kafanız karıştı mı? Amerikan Anayasası’na göre halk doğrudan Başkan’ı seçmiyor, her eyaletin nüfusa oranla belli sayıda temsilcisi olduğu Seçiciler Kurulu’nu belirliyor. İşte 538 kişilik Seçiciler Kurulu bugün kimin yeni Amerikan Başkanı olacağına karar verecekler.

        Normal şartlarda Seçiciler Kurulu’nun üyeleri temsil ettikleri eyalette en fazla oy alan adayı seçecek, dolayısıyla bu seçim de bir formalite gibi gözüküyor olabilir. Ancak Donald Trump’ın –ve anladığım kadarıyla sadece onun– belki bir son dakika mucizesi beklentisi olabilir. Amerikan basınının “İnançsız Seçici” dediği üyeler son anda eyaletlerindeki seçim sonuçlarını aksine o verebilir mi?

        Kim bu kurul üyeleri?

        33 eyalet ve Washington, D.C.’de kanun kurul üyelerini seçim sonucuna göre oy vermeleri yönünde bağlıyor bağlıyor, 17 eyalette ise böyle bir şart yok ancak teamül gereği seçim sonucunu değiştirecek yönde tercih yapmıyorlar üyeler. Zaten bu kurul üyelerinin kim olduğunu da eyaletleri kazananlar belirliyor; çoğu zaman akademisyenler ya da Başkan’ın seçim kampanyasına yüklü bağış yapan yakınlar bu kurul üyeleri. Ancak 2016 yılında yedi kişi kaideyi bozdu ve eyalet sonuçlarından farklı oy kullandı. Sonucu değiştirmese de bu seçimin tarihi öneminden dolayı hiç fire verilmemesi bekleniyor.

        REKLAM

        Trump’ın her yolu tıkandı.

        Bilindiği gibi Trump kaybettiği seçimi kazanmak için haftalardır her yolu denedi ama her yol tıkandı. Eyalet yöneticilerine sosyal medyadan çağrı yaptı yaptı, Beyaz Saray’a davet edip seçim sonucunu tanımamaları için baskı yaptı, şaibe iddialarıyla ilgili mahkemeye başvurdu ama tek bir kanıt gösteremedi. Üç yargıcı kendisinin atadığı Anayasa Mahkemesi de Trump’ın seçim sonucunu değiştirme girişimlerini reddetti, o da bu sefer Mahkeme üyelerini “korkak”olmakla suçladı.

        Son bir ihtimal Seçici Kurul üyelerinin aklını çelmek istiyordu ama bu fantezinin gerçekleşme ihtimali yok gibi. Bazı eyaletlerde seçim sonucundan farklı oy kullanan kurul üyeleri için cezai yaptırım var zaten.

        Başkan ne zaman belli olacak?

        Bugün Türkiye saatiyle 18:00 gibi bazı eyaletlerdeki kurul üyeleri oy kullanmaya başlayacak ve canlı yayınlanacak. Joe Biden’ın kazanması için çok önemli olan California’daki kurulun oy kullanmasıysa bizim saatimizle sabaha karşı.

        Ancak Salı sabahı Joe Biden yine de yeni Amerikan Başkanı olmayacak. Kurulun kullandığı oylar 6 Ocak’ta Temsilciler Meclisi’nde sayılacak, sayım bittikten sonra Kongre üyelerinin yazılı itiraz hakları bulunuyor ama bu seçenek bugüne kadar sadece iki kere sonucu değiştirmeyecek şekilde kullanıldı.

        Kongre’nin kurul oylarına rağmen seçimin sonucunu değiştirmesi mümkün. Ama hem Temsilciler Meclisi’nde hem Senato’da salt çoğunluk gerekiyor: Temsilciler Meclisi’nde zaten Demokratlar çoğunlukta, Senato’da da Biden’ın Başkan olduğunu kabul eden Cumhuriyetçiler var.

        Joe Biden nihayet 20 Ocak’ta göreve başlayacak. Ama Donald Trump hala kaybettiğini kabul etmeyecek.

        S-400 yaptırımları ne anlama geliyor

        S-400 yaptırımları ne anlama geliyor
        0:00 / 0:00

        Washington’da yaygın bir Türkiye düşmanlığı yok, ama Washington’da Türkiye’nin Rusya ve Çin’le yakınlaşması ihtimaline karşı tedirginlik epey yaygın. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 savunma sistemi satın almasıyla 2019’da ABD’yle başlayan kriz geçtiğimiz günlerde yaptırım aşamasına geldi. ABD’nin ilk tepkisi bugüne kadar geliştirilen en kuvvetli silah olan F-35 programından Türkiye’yi çıkarmaktı. Donald Trump’ın Türkiye’nin, özellikle de şahsi ilişki kurduğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fazla etkisinde kalmasıysa hem rakiplerinde hem de kendi partisinde tepki toplamıştı. Dahası, Trump da bu S-400 meselesini çözmek için yapıcı bir adım atmadı, düzgün bir politika sergileyemedi.

        Nihayet yaptırımları kabul etti. ABD’de 60 yıldır her sene ordu bütçesine yönelik kanun tasarısı Kongre’den geçiyor, bu sene S-400 yaptırım kararıyla birlikte 2/3 çoğunlukla geçti. Kongre bu aşamada Başkan’a yaptırım konusunda epey bir seçenek sundu, Trump da içlerinden birkaçını 30 gün içinde seçmek zorunda.

        Washington’da konuşulanlara göre yaptırımlar arasından en hafif olanını seçecek. Büyük ihtimalle de Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’i şahsen hedef alacak bu yaptırım. Türkiye’nin bir sene içinde S-400’lerden vazgeçmesi halinde yaptırımların kaldırılması ihtimali de var. Zayıf bir ihtimal, ama böyle bir seçenek de bırakıldı.

        ARTIK TOP BIDEN’DA

        Trump’ın uygulayacağı yaptırımlar bir anlamda göstermelik. “Topal ördek” giderayak bu krizin çözülmesini Biden yönetimine bırakıyor. Türkiye’nin zaten hassas ekonomisi daha ciddi yaptırımlardan iyice zarar görmeye meyilli, ama hem Ankara hem de Washington yeni dönemde ilişkileri sıfırlayıp beyaz bir sayfa açmaktan yana.

        Biden yönetimiyle bu konuda bir uzlaşmaya illaki varılacak, çünkü Türkiye’ye yönelik S-400 yaptırımları aslında sadece Türkiye’yi hedef almıyor. ABD’nin Rus silah teknolojilerini almak isteyen müttefiklerine yolladığı bir gözdağı bu. Hindistan’ın Rusya’dan S-400 siparişi verdiği, Suudi Arabistan’ın da satın almayı düşündüğü belirtiliyor.

        Dahası, S-400 yaptırımlarıyla Türkiye’yi çok da fazla kendisinden uzaklaştıramaz ABD. Bu sefer tam korkulan olur, Rusya ve Çin’le ittifaka mecbur bırakır. O yüzden bir ara yol bulunacak.

        Bütün bunlar olurken dün bir de Trump’ın yasa tasarına veto tehdidi geldi. Kongre üyeleri böyle bir ihtimalin farkındaydı zaten, ama bu veto da sembolik gözüküyor.

        Zira kanun tasarısı aynen Kongre’ye dönecek, Trump’ın vetosuna rağmen önce Temsilciler Meclisi’nden aynen geçecek. Ardından da Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Senato’da kendi partisi Trump’a rağmen oy kullanacak gibi gözüküyor.

        VETONUN BİZİMLE İLGİSİ YOK

        Trump’ın vetosunun S-400’lerle ilgisi yok gibi gözüküyor. Özellikle Güneyli ırkçı komutanların askeri üslere verilen adlarının değiştirilmesine itiraz ediyor Trump. Bu mesele yaz boyunca ABD’yi saran “Black Lives Matter”protestolarında gündeme gelmişti, heykellerin kaldırılması gibi üslerin adlarının değiştirilmesini de göstericilerin taleplerindendi. Demokratlar da bu konuda geri adım atmadı.

        Bir diğer itiraz noktası yeni yasa tasarısının Afganistan ve Almanya gibi ülkelerdeki Amerikan askerlerinin çekilmesini yavaşlatması. Trump ayrıca bu kanun tasarısına hiç ilgisi olmamasına rağmen sosyal medya şirketlerini içerikten sorumlu tutacak bir düzenleme gelmesini de istiyordu. Bu da vetonun bir diğer nedeni, ama bütün bunlar bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren kısmı S-400 yaptırımları, onlar da mutlaka gelecek.

        Diğer Yazılar