Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Yayına başladıktan neredeyse bir hafta sonra RTÜK’ten Selçuk Tepeli’ye “Hoş geldin,” cezası geldi. Habertürk’ün eski yayın yönetmeni, büyük tartışmaların ardından muhalefetin kalesi olarak bilinen Fox TV’nin ana haber bültenini sunmaya başladı yaz sonunda. İzleyiciler kanalla özdeşleşen Fatih Portakal’dan sonra ne yapacağını merak ediyorlardı. Kaygılardan biri “son kale” olarak gördükleri Fox’un düşüp düşmeyeceğiydi.

        Cezanın bu kadar çabuk gelmesinin amacı elbette göreve başlayan haber sunucusunu hizaya getirmekti. Çünkü daha ilk günlerinde Türkiye’nin gerçek derin devletine, her iktidar döneminde var olan müteahhitlere dokundu Tepeli. Sırf bu tercih bile asıl çürümenin yapısal olduğuna, gerçek muhalefetin sistemin kökenini eleştirmek anlamına geldiğine inandığını gösteriyordu. Sistem tehlikeyi anladı, hemen tepkisini verdi. Böylesi, bilgiye dayalı, seçmeni bilinçlendirmeye yönelik eleştiri Eyy Tayyip!” diye atılan sloganlardan ya da “Ne olacak bu hayat pahalılığı, kasapta et kaç para oldu!” tarzı yüzeysel habercilikten daha tehlikeli. Doğrusu bu tarzın tutup tutmayacağını, izleyicide karşılığının olup olmayacağını ben de merak ediyordum.

        REKLAM

        KİTLELERİ PEŞİNDEN SÜRÜKLEYECEKTİ

        Fatih Portakal’ın Fox’u bırakırken aklından ne geçiyordu, gerçekten bilen var mı merak ediyorum. Çünkü kamuoyuna açıklanan gerekçelerle sonrasında yaşananlar birbiriyle çelişiyor. Portakal’ın açıklamalarını takip ettim, yaklaşık yarım saatlik YouTube video’sunu izledim ama yine de anlamadım, ikna olmadım.

        Ayrılık haberi geldiğinde aklıma ilk gelen bunun maddi bir anlaşmazlık olabileceğiydi. “Zaten iyi kazanıyordu,” dediler. Rating televizyonun tanrısı olduğu için dizilerden bile daha fazla izlenen bir televizyoncunun çok kazanması doğal; hakkıdır. “Ali Kırca paraları almak istiyordu belki de,” dedim bu sefer. Çünkü ne kadar çok izlenirse izlensin medyada artık o çok sıfırlı, yabancı kurdan ödenen maaşlar yok.

        “Resmi açıklama”ya göre Portakal’ın yorulmuş. Evinin drone’la izlenmesinden, sürekli hedef gösterilmesinden bunalmış ve İzmir’e çekilip sakin bir hayat yaşamak istiyordu. Bu ülkede hapse atılan, ölüm tehditleri atlatan, suikast tehlikesi geçiren birçok simge gazeteci yorulmadı da daha birkaç yıldır hedef olan Portakal nasıl hemen yoruluverdi? Herkesin yapısı farklı, biliyorum, ama bu da ikna edici bir gerekçe değil.

        Fatih Portakal, son kez Fox ekranda göründüğünde “Söyleyecek sözüm bitti,” dedi. Kendi ifadesi. Ama “twitre”den şakımaya devam etti; her konuda söyleyecek bir sözü var. Yetmedi YouTube kanalı kurdu: ailesine vakit ayırıp kendisini dinleyeceğini söyleyen, sözü biten bir gazeteciden beklenenden çok daha mesai harcıyor bu kanala. Bu arada çok da sığ ve yüzeysel, söylemeden edemeyeceğim. (Muhalif Portakal’ın ilk gazeteci konuğu Akif Beki’ydi, bu arada.)

        REKLAM

        En kötüsü beklenen kitleler arkasından gelmişe benzemiyor: 448 bin takipçisi, izlenme sayısı da 20 binle çok nadir 200 bin arasında. Dünkü çocuk ya da YouTuber değil ki, yeni başlamış olsa da diziden daha fazla rating alan biri. Matematik tutmuyor.

        Bugünden bakınca, Portakal’ın vedasını iktidar baskısı ya da yorgunluktansa gazetecilerde çok sık görülen bir ego patlamasına bağlıyorum ben. Zaten hiç habercilik yapmıyor, genelde slogan atıyordu. Gaza gelmeye ve gaz veremeye meyilli muhalif mahalle de ona bir parti lideri muamelesi yapıyordu. Bu alkış yanıltıcıdır oysa, gazeteci hep yalnız yürümek zorunda olduğunu bilmeli.

        ÇITA YÜKSELİYOR

        Kitleleri arkasına almaya, toplumsal lider olmaya en uzak kişi Selçuk Tepeli. Şahsen tanıdığım ve birlikte çalıştığımız için biliyorum bunu. Ama Eylül ayından bu yana Fox Ana Haber birinciliği yine kimseye bırakmıyor. Yine dizilerden daha fazla rating alıyor ve günü tepelerde bitiriyor.

        Bu sefer slogan yok, bu sefer kitleleri peşine takma misyonu yok. Üstelik daha da prestijli. Sığ, yüzeysel tespitlerdense bilgiye, habere aç bir kitle varmış işte Türkiye’de, bunu gördük.

        Aslında Fox Haber’de yaşanan Türkiye’deki medya tüketimiyle ilgili bir değişim.

        Slogan haberciliği bir başka kuşağın alışkanlığıydı ve etkisini kaybediyor. Yeni dönemde Türk medyasının lokomotifi varoşa teslim olan, kitlelerin gazını almaya veya gaz vermeye yönelik bir dil değil, bilgi ve haber olacak galiba. En azından böyle olmalı.

        Bunun bazı işaretleri var. Habertürk TV’nin en çok izlenen haber kanalı olması bu yeni eğilimin sonucu. İyi okullarda okumuş, dünyayı iyi tanıyan “elit” gazeteciler ekranı ele geçiriyor. Show TV’de Ece Üner, Kanal D’de Deniz Bayramoğlu (ikisi evli bu arada), TV 100’de Ahu Özyurt, Olay TV’de Nevşin Mengü alışılmış kalıpları kırarak medyada çıtayı yükseltiyor.

        Fazla mı iyimserim?

        Diğer Yazılar