Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hiç kimse farkında değil ama önceki akşam İstanbul’un çok önemli bir konuğu vardı. Hiç kimseye görünmeden geldi, hiç kimseye görünmeden de ayrıldı. İstanbul bu yaz Sarah Jessica Parker’dan Nicolas Berggruen’e pek çok ismi ağırladı ama hiçbiri önceki akşam Mikla’da yemek yiyen Alexandria Ocasio-Cortez kadar heyecan verici değildi. Amerika’da bilinen adıyla AOC bu topraklarda pek tanınmadığı için hiç görünmeden geldi, hiç görünmeden gitti.

        New York’un Bronx bölgesinden Temsilciler Meclisi’ne seçilen AOC şu anda Amerika’nın en ünlü politikacısı. Ülkede “Occupy Wall Street” hareketiyle esmeye başlayan sosyalist rüzgarların siyasetteki yansıması. Bir rock yıldızı kadar ünlü ve o ne yaparsa takip edecek kadar sadık bir kitlesi var. Anayasa Mahkemesi kadınlardan kürtaj hakkını geri aldığında Demokrat Parti arasında en sağlam çıkışı yapan oydu.

        Bir önceki seçimde başkan adayları AOC’nin desteğini almak için yarışa girdi, o ise elbette Bernie Sanders’ın arkasında durdu. Fazla merkezde durmaya çalışan Joe Biden’ı sola çeken, özellikle çevre ve iklim konusunda birçok reformun yapılmasını sağlayan kişi de o. Birkaç sene önce kamuoyuyla paylaştığı “Green New Deal” bugün ABD’de geleceğin iklim standardı olarak kabul ediliyor. Geçtiğimiz günlerde Biden’ın geçirdiği geniş çaplı paket de AOC’nin yasa tasarısından izler taşıyor.

        REKLAM

        BELKİ BAŞKAN OLUR

        İdeal bir dünyada AOC’nin Amerikan Başkanı olmasını isteyen çok büyük bir kitle var. Union Square’de şimdi yerine banka şubesi açılan bir cafe’de barmen olarak çalışırken siyasete tabanda başladı, adım adım bir yerlere geldi. Buradan sonra da en tepeye çıkması sadece idealist Z kuşağının hayali olmayabilir.

        Tabii AOC tüm popülerliğine rağmen kutuplaştırıcı da bir figür. Merkezdeki Amerikalılar onu fazla solcu buluyor, Amerikan sağıysa onu düşman olarak görüyor. Her akşam Fox News’da ona sallayanlar var. Kim ne derse desin “Keşke bizde de bir tane benzeri olsa,” dedirtecek bir politikacı AOC. Politikanın illaki yalan ve çıkar sanatı olmadığını gösterir gibi.

        AOC’yi beğenenlerden, kendi deyimiyle “asi duruşunu” hayranlıkla takip edenlerden biri de Mikla’nın kurucusu ve Türkiye’nin dünyaca ünlü şefi Mehmet Gürs. Önceki gün telefonda AOC’nin kendi lokantasında yemek yediğini benden öğrendiğinde çok heyecanlandı. Espriyle karışık “Haberim olmadı, olsaydı da bir bilgi veremezdim zaten,” dedi. Haklı, zira dünyanın en iyi lokantaları arasında yer alan Mikla’ya sahte isimle rezervasyon yapan Hollywood yıldızları, Kuzey ülkelerin kraliyet ailelerinin üyeleri, CEO’lar geliyor ve hiç kimsenin ruhu duymadan yemeklerini yiyip gidiyorlar.

        Artık gündelik operasyonda yer almayan ve işi tamamen profesyonellere bırakan Mehmet Gürs’e düzenli olarak rapor gidiyor. Ama belli ki AOC herkesin radarının altından kaçarak İstanbul’a gelmiş, Mikla’da yemeğe gitmiş. Personel de fark etmemiş. Zaten Mikla kişisine göre muamele yapılan bir yer değil. Ancak kimse AOC’nin geldiğini fark etmediği için Mikla’da 1500 TL’lik üç seçimlik a la carte mönüsünden mi yoksa 2200 TL’lik yedi tabaklı tadım mönüsünden mi yediğini öğrenemedim. AOC’nin Kongre’deki basın danışmanı da İstanbul ziyaretiyle ilgili soruları yanıtsız bıraktı. Benim öğrendiğim Bronx’tan bir arkadaşının düğünü için İstanbul’a geldiğiydi.

        AOC’den bize kalan dünyanın en iyi Türk restoranlarının birinde yediği yemek ve sosyalizm hayalleri oldu.

        Güncelleme: AOC'nin İstanbul'a geldiği arkadaşı Türk asıllı Alexandria Lafci. Eşi Debo'yla 1 Eylül'de Ortaköy'de Feriye'de evlendiler. Ondan evvel de Boğaz'la tekne turuyla kutlama yaptılar. AOC hem düğünde hem de teknede bol bol dans etti.

        Diğer Yazılar