Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Salih Esen..

        Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı ve 43 yıllık Esen Plastik Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı..

        Dolayısıyla büyük bir tecrübeye sahip..

        2 Mayıs’ta yürürlüğe giren “döviz kredilerine sınırlama” meselesi, her işadamı gibi Esen’in de dikkatini çekti ve görüşlerini kamuoyuna aktarmak istedi.

        Ben de, kendisinin 14 maddede özetlediği düşüncelerini sizlere aynen iletiyorum.

        Salih Esen diyor ki..

        *

        1- Her şeyden önce böyle bir sınırlama ya da yasaklama serbest piyasa ilkelerine uymamaktadır.

        2- Böyle bir uygulamaya geçilmeden önce hiçbir iş dünyasını temsil eden kuruluştan görüş alınmamıştır. (EBSO dahil)

        3- Sadece bir kriter vardır bu uygulamada, o da 15 milyon dolar kriteridir. Yasak koyan, 15 milyon doların altında borcu bulunan şirketleri KOBİ olarak kabul etmekte ve bu şirketlerin borçlarını yönetemediğini varsaymaktadır, ki bu yanlıştır.

        4- 15 milyon doların üzerinde borcu bulunan şirketlerin büyük şirket olduğu ve borcu yönettikleri varsayılmaktadır, ki bu da yanlıştır.

        5- Yine yanlış bir varsayım: “Şirket zor durumda ise bu döviz borcundan kaynaklanmaktadır.” Bir şirketin zor duruma düşmesinde, tecrübelerime istinaden söylüyorum, bu olasılık diğer olasılıkların yanında yüzde 10 bile değildir.

        6- Bu kriterin mutlaka şirketlerin sermayeleri ile, borçluluk oranıyla, nakit rasyolarıyla, karlılıklarıyla ilişkilendirilmesi gerekmektedir.

        7- Düşünün, aynı sektörde iş yapan firmanın biri döviz borcundan dolayı sıkıntılı, diğeri ise döviz borcundan dolayı sıkıntı duymamaktadır. Siz bu yasa ile iyi yönetilen şirketi kötü yönetilen ile aynı kefeye koymak suretiyle cezalandırmış bulunmaktasınız.

        8- Sanayici iseniz, mutlaka girdilerinizin bir kısmı ya da bizim sektörümüzde olduğu gibi büyük bir kısmını (petro kimya ürünü) ithal etmek zorundasınız.

        Dolayısıyla dövize ihtiyacınız bulunmaktadır.

        Döviz cinsinden borçlanamayacak firmaya, bu; “faaliyetini durdur, küçül” anlamına gelecek bir davranış biçimidir.

        ************

        Haksızlık yaratır

        9- Yine düşünün, aynı sektörde çalışan iki firmadan birinin borçluluk oranı düşük ve 15 milyon doların altında, diğeri ise borç batağında (kötü yönetim nedeniyle ve piyasa gerçeklerine uygun satış yapmaması nedeniyle) ve borcu 15 milyon doların üzerinde. Ancak bu şirkete herhangi bir kısıtlama yok. Bu anlayış kabul edilecek bir şey değildir.

        *

        10- Uygulamada halen belirsizlikler mevcuttur. Şöyle ki; son 3 yılda yapılan ihracattan elde edilen gelire ihraç kayıtlı satışlar dahil midir, hariç midir? Belli değildir. Yine uygulama yürürlüğe girmesine rağmen, firmaların bu bildirimlerini bankalara nasıl yapacakları bilinmemektedir.

        *

        11- Hiçbir firma kur oynaklığının bu denli yüksek olduğu, enflasyon-cari açık sarmalının hiç gündemden kalkmadığı, siyasi ve jeopolitik risklerin öngörülemediği bir ortamda döviz ile borçlanmak istemez. Borçlanıyorsa bu işinin gereğidir.

        ************

        Büyümeyi daraltır

        12- Döviz ile borçlanma kur riski almaksızın TL ile borçlanın denmektedir. Eximbank’ın bile TL kredi kullandırmadığı bir ortamda bankalardan TL cinsinden kredi ya spot olarak ya da en fazla 1 yıl vadeli olarak bulunmaktadır. Bu kadar kısa vadeli kredi ile yatırım yapmak, büyümek mümkün değildir.

        *

        13- Bu karar sağlam adımlarla büyümeye çalışan, düşük borçlanma oranlarına sahip firmaların gelişmesini ve faaliyetlerini daraltmasına neden olabilecektir.

        *

        14- Şayet gerçekten firmaların faaliyetlerine en az risk ile devam etmeleri isteniyorsa, BDDK’nın bankalar için getirmiş olduğu bir takım yükümlülüklerin, Ticaret Bakanlığı tarafından şirketler için de benzeri bir takım düzenlemeler ile yapılabileceğini unutmayalım. Böylelikle firmaların sermayeleri ile orantılı iş yapabilmeleri sağlanabilirdi. Böylesi, günü kurtarmak adına yanlış bir takım kararlar da alınmazdı.

        ************

        Bir darbe de teknolojiden

        - Cep telefonlarıyla mesajlaşma yüzünden Türkçe’yi kullanmada yetersizlik ve eksiklik oluşmuş.

        - Eyvah! Zaten 200 kelimeyle konuşuyorduk, o da şimdi 100’e düştü desenize..

        ************

        Gençler şaşırttı

        Gençlerin bu yıl en beğendiği aşk şiiri hangisiymiş biliyor musunuz?

        Özdemir Asaf’ın ‘Lavinia’ isimli şiiri..

        Peki, geçen yıl en fazla hangi şiiri beğeniyorlarmış?

        Ahmet Arif’in ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ şiirini..

        *

        Vallahi bravo gençlerimize..

        Bu tercihleriyle beni hem şaşırttılar, hem de mutlu ettiler.

        Diğer Yazılar