Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Mehmet Sepil, Göztepe’yi satın aldığında ve yönetimi üstlendiğinde, Türkiye’deki örneklerinden çok daha farklı bir başkan olacağını sanmıştım. İngiltere’de aldığı görgü ve kültür, oradaki futbol kulüplerine olan yakınlığı, beni böyle düşünmeye sevk etmişti. Nihayet Avrupalı gibi davranan, Avrupalı gibi hareket eden, Avrupalı gibi yönetilen bir kulübümüz olacaktı.

        Avrupalı gibi derken kastım neydi? Şuydu:

        En azından transfer karmaşası yaşanmazdı.

        En azından takımın iskeleti kurulur ve ona sahip çıkılırdı.

        En azından, yönetimde sağlanan devamlılık takımda da sağlanabilirdi.

        En azından teknik adam kıyımına son verilirdi.

        En azından kulübe her alanda istikrar gelirdi.

        İSTİKRAR FELSEFESİ

        Açıkça, Mehmet Sepil kalitesinden ve çizgisinden ben “en azından” bunları bekliyordum. Türk futbolunun en ihtiyacı olan “istikrar” felsefesini, hiçbir baskı altında kalmadan Göztepe’ye yerleştirebileceğini umuyordum. Ancak ne yazık ki yanıldığımı anladım. Günler ve haftalar ilerledikçe, Sepil’in ilk zamanlardaki düşüncelerinden ve duruşundan eser kalmadı, o da aynı diğer kulüp başkanları gibi kısır döngüye yakalandı. Her başarısız sonuç, beraberinde Türk tipi kararları doğurdu. Teknik adamlar gönderildi, futbolcular alındı, satıldı, ne takım iskeleti, ne istikrar, ne de devamlılık sağlanabildi. Sepil ve yönetiminin diğer kulüp yönetimlerinden hiçbir farkı kalmadı.

        Mehmet Sepil (solda), Tamer Tuna
        Mehmet Sepil (solda), Tamer Tuna

        HATALARDAN DERS ÇIKARDI

        REKLAM

        Şimdi ise, kulüpte yeni bir sayfa açılıyor. Sepil’in 5 ay önce takım Avrupa sınırındayken hiç görüşmeden gönderdiği Teknik Direktör Tamer Tuna, yeniden göreve çağırılıyor. Süper Lig’den düşme korkusu yaşayan Göztepe’yi, Tuna’nın kurtarması isteniyor. Tabii ki istenebilir, eski hocayla yeniden anlaşma yapılabilir. Burada bir problem yok. Hatta sevindirici bir taraf var, o da Tuna ile 3.5 yıllık sözleşme imzalanmış olması. Ben uzun vadeli çalışmalardan, devamlılıktan ve istikrardan yana olduğum için, Göztepe’nin bu yeni sayfasında en çok bu imzaya sevindim. Göztepe yönetimi belki klasik hatalardan ders çıkardı ve bu defa doğru yolu buldu diye düşündüm. 3.5 yıllık imzanın gelenekselleşebileceği umudunu içimde yeşerttim.

        Tabii ki mühim olan imza atmak değil, o imzalara ve sözlere sahip çıkabilmektir. Umarım iki taraf da sözleşmelerini bilinçli yapmışlardır ve gereğini sonuna kadar yerine getirirler. Ve umarım, bari bu sefer Sepil hakkında yanılmam.. İzleyip göreceğiz bakalım.

        ***

        Hatice’den önce, Hatice’den sonra

        Acun Ilıcalı'dan boşanarak İtalyan DJ Guido Siena ile aşk yaşamaya başlayan Şeyma Subaşı, verdiği cesur pozlarla dikkat çekiyormuş, benzer pozlarıyla ünlenen şarkıcı Hatice de “Benden sonra herkese bir cesaret geldi, uzaktan uzaktan görüyorum” demiş.

        Öyleyse bundan sonra magazin dünyasındaki gelişmeleri “Hatice’den Önce, Hatice’den Sonra” diye ikiye ayıralım ki, bu tip faaliyetlerin hangi döneme ait olduğunu bilelim!..

        Diğer Yazılar