Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Uluslararası Enerji Ajansı’nın yayımladığı “2050’ye Kadar Net Sıfır: Küresel Enerji Sektörü için Bir Harita” adlı rapor, hükümetlerin ve şirketlerin petrol, doğal gaz ve özellikle fosil yakıtlarla enerji üretimini durdurmamaları halinde, iklim krizinin önüne geçmenin mümkün olmadığını bilimsel olarak ortaya koyuyor.

        Ancak, krizi durdurma görevi sadece hükümetlere ve şirketlere düşmüyor.

        Bizim de, yani bireylerin de vazifeleri bulunuyor.

        Söz konusu krizin, bireysel seçimlerimizi değiştirmeden çözülmesinin neredeyse imkansız olduğu üzerine basa basa vurgulanıyor.

        *

        Raporda ağırlıklı olarak enerji sektörü hedef alınıyor.

        Neden enerji sektörü?

        Çünkü enerji sektörü, iklim değişikliğine ve küresel ısınmaya yol açan sera gazlarını, insan eliyle en fazla artıran sektör.

        Öyle ki tek başına sera gazı salımlarının %75’inden sorumlu.

        Eğer iklim krizini kontrol edilebilir bir soruna dönüştürmek istiyorsak, bu sektörü yeniden düzenlemek, insanlık tarihinin en büyük görevlerinden biri olacak.

        Bilim insanları, kontrol edilebilir sorun seviyesini 1,5 derecelik küresel ısınma olarak kabul ediyor.

        2050’ye kadar enerji sektöründen ve mümkünse diğer sektörlerden salınan karbondioksiti net sıfıra ulaştırmaksa, küresel ısınmayı 1,5 derecede tutmanın ya da buraya geriye çekmenin ilk adımı olacak.

        *

        Fakat raporda bir kötü, bir de iyi haber var.

        Kötü haber, küresel ısınma şu anda 1,2 dereceye ulaşmış durumda.

        O yüzden, karbondioksit salımını bu derece azaltmak, bizim üretimimizden tüketimimize, ulaşımımızdan elektriğimize tamamıyla bir dönüşüm anlamına geliyor.

        İyi haber ise, bu değişimin sağlanmasının mümkün olduğu..

        Teknik uygulanabilirlik, maliyet verimliliği ve sosyal kabulü artırırken, ekonomik büyümeyi ve enerji kaynaklarını koruyacak bu plan, 2050’de — biraz uğraştırıcı da olsa — net sıfıra varmamızı sağlayabiliyor.

        *

        Uluslararası Enerji Ajansı, net sıfıra ulaşmanın, sadece ülkelerin değil, bireylerin de bu konuda bilgilenmesi ve kendisi ile değiştirmesiyle mümkün olacağının tekrar tekrar altını çiziyor.

        Hatta net sıfır planının neredeyse % 8’inin direkt, % 55’inin de hükümetlerin ve finansal kurumların desteğini gerektiren bireysel değişimler olduğu belirtiliyor.

        *

        Anlayacağınız..

        Siz, biz, hepimiz bireysel değişimlere gitmek zorundayız.

        Aşırı ve verimsiz enerji kullanımımızı azaltmalı, ulaşım seçeneklerini değiştirmeli, düşük oda sıcaklıklarına alışmalı, lambaları söndürüp enerji tasarrufunu alışkanlık hâline getirmeli, bisiklete binmeli, yeni kaynaklara talebi azaltmalıyız.

        Bu tür değişiklikler, yapabileceklerimizin yalnızca birkaçı.

        Bunları başarırsak, çözüme yüzde 25 oranında katkı sağlayabiliriz.

        Yüzde 75’lik kısmı ise, hükümetlere ve şirketlere düşüyor.

        Yok, aynı zihniyetle yaşamaya devam edersek, adım adım değil, artık gümbür gümbür sesini duyuran küresel iklim felaketinden kurtulmamız mümkün olmayacak belli ki..

        Gerçekler ortada çünkü..

        Diğer Yazılar