Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Uluslararası İzmir Fuarı bu yıl biraz daha farklıydı.

        Fuarla birlikte eş zamanlı olarak “Terra Madre Anadolu Fuarı” da dünyaya tanıtılmaya çalışıldı.

        Fuara ben de “Terra Madre” yerine “Toprak Ana” denilmesini tercih edenlerdenim.

        En azından her iki isim de birlikte kullanılabilirdi.

        Ama neyse, bugünkü konum bu değil.

        Bahsettiğim Anadolu Fuarı’nın bünyesinde pek çok başka etkinlik de oluşturuldu.

        Anadolu yemekleri ve mutfağı vitrine çıkarılırken, İzmir Büyükşehir Belediyesi de önemli bir çalışma gerçekleştirdi.

        Ki, ben bu çalışmayı gerçekten beğendim.

        İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinden İztarım A.Ş., fuarı fırsat bilip “İzmirli” diye bir marka ortaya attı.

        Belediye Başkanı Tunç Soyer’in en büyük heyecanı bu markaydı.

        “İzmirli” markasını fuara katılanlara duyuracak ve dünya piyasasıyla buluşturacaktı.

        Neydi bu “İzmirli” markası, neleri içeriyordu, onun için neler planlanıyordu, şöyle sıralayayım.

        *

        Soyer’in öncelikli hedefi, küçük üreticiyi ihracatçı haline getirmekti.

        Bunun için İzmir’de bir çoban haritası çıkarıldı.

        4 bin 658 çobanın kapısı tek tek çalındı.

        Her çoban ne kadar süt sağıyor, ne kadar gelir elde ediyor, ailesinde kaç kişi yaşıyor öğrenildi.

        Ve sütleri satın alınmaya başlandı.

        Yaklaşık 18,5 milyon liralık süt satın alındı.

        Manda sütünden manda kaymağı, keçi sütünden keçi dondurması, koyun ve keçi sütünden çok değişik peynirler üretildi.

        Her birini ihracata yöneltecek çalışma başlatıldı.

        Ambalajlardan tasarımlara kadar her ayrıntı sağlandı.

        Böylece, çobanların ürettiği sütten elde edilen mamullerle onların ihracatçı olmalarının ilk adımı atılmış oldu.

        *

        İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “İzmirli” markası hamlesi tabii ki sadece süt ürünleriyle sınırlı kalmadı.

        Süt ürünlerinin yanı sıra üreticiden alınan et ve bitkisel ürünleri de “İzmirli” markasında işleyerek üretime başladı.

        Süt ürünleri kategorisinde peynir, yoğurt, tereyağı, dondurma, pastörize süt, uht süt ürünleri, et ürünleri kategorisinde sucuk, pastırma, kavurma, hamburger köftesi, ızgara köftesi, bitkisel ürünler kategorisinde ise karakılçık unu ve karakılçık makarnası satışa sunulmak üzere hazırlandı.

        *

        Bu atılımlar ve özellikle de tarıma yönelik girişimler nedeniyle bu yılki fuarı daha çok beğendim.

        Söz konusu hareketliliğin içinde yaratılan “İzmirli” markası, aslında sadece bir marka oluşturma amacını gütmüyor.

        Onun altında başka hedefler de yatıyor.

        Mesela, küçük üreticilere ve kooperatiflere destek olma niyeti taşıyor.

        Mesela, yoksullukla ve iklim dostu üretim yöntemlerini kullanarak kuraklıkla mücadele etmeyi planlıyor.

        Mesela, sağlıklı ürünleri tüketiciyle buluşturarak da gıda güvenliğini sağlamayı arzuluyor.

        Bu derin sorumlulukları üstlendiği ve İzmir Fuarı’na bu yıl farklı bakış açısı getirdiği için başta Başkan Soyer olmak üzere katkısı olan herkesi kutluyorum, alkışlıyorum.

        Devamını getirebilirlerse ülke tarımına yeni bir örnek ve yeni bir model daha kazandırmış olurlar.

        Diğer Yazılar