Soma'dan çıkan en son ders

Eğer..

Çalışanların sağlığına zarar verebilecek hususları önceden belirleyip, gereken önlemleri alırsan..

İş kazası geçirmeden, meslek hastalığına yakalanmadan, sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlarsan..

Çalışanların ruhsal ve bedensel bütünlüğünün korunmasına dikkat edersen..

İşyerindeki sağlık ve güvenlik şartlarını yerine getirirsen..

Çalışanlara, bu tedbir ve talimatlara uyma zorunluluğunu şart koşarsan..

Devlet olarak ilgili düzenlemeleri hazırlar, uygular ve devamlı denetlersen..

İşyerinde önce insan, önce sağlık, önce güvenlik anlayışını benimsersen..

Yasal düzenlemeleri ve ikincil mevzuatları olması gerektiği gibi yaparsan..

Çalışma hayatını yeniden düzenlersen..

Çalışma koşullarını iyileştirirsen..

İş kazaları ve işçi ölümleriyle mücadele edersen..

İnsanca çalışma şartlarını, insanca yaşama hakkı ve talepleriyle birleştirirsen..

Karşında ne kader, ne talihsizlik, ne cinayet, ne kaza, ne yalan, ne dolan kalır.

En azından üzücü tüm olaylar ciddi oranda azalır.

Yeter ki öznen insan olsun, yaşam olsun, adalet olsun, saygı olsun, mutluluk olsun.

İzmir Polisi nereden nereye..

Eskiden İzmir Polisi denildiğinde..

İzmirli gibi medeni, ..

Yumuşak, hoşgörülü..

Kötülerin korkusu..

İyilerin yardımcısı..

Gençlerin güvencesi..

Yaşlıların korumacısı..

Gibi tanımlamalar akla gelirdi.

Oysa şimdi bakış açısı tamamen değişti.

Bugün İzmir Polisi denildiğinde..

Sertlik ve şiddet yanlısı..

Hoşgörüsüz..

İyi-kötü ayrımı yapmayan..

Kızların saçlarını çeken..

Gençleri döven..

Ellerinde sopalarla dolaşan..

Çocukları gözaltına alan..

Sevgiden ve anlayıştan uzak..

Gibi tanımlamalar akla düşüyor.

Bu tablo hem İzmir, hem de İzmir Polisi için fena halde olumsuz bir tablodur.

Türkiye’nin en çağdaş şehrine yakışmayan bir damgadır.

O yüzden, şimdi İzmir Polisi’ne düşen en az 5 önemli görev vardır:

1- Ne yapıp edip, son zamanlarda oluşan bu berbat karnesini düzeltmelidir.

2- Yine eski bildiğimiz babacan haline dönmelidir.

3- Yeni kuşağın polisten nefret etmesini değil, sevip-saymasını sağlamalıdır.

4- İzmir halkıyla, genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle barışmalıdır.

5- Şiddetten yana değil, sağduyudan, adaletten ve güvenceden yana durduğunu kanıtlamalıdır.

İzmir’in, İzmirliler’in polisinden beklentisi budur.

Kruvaziyer

deyip geçme..

Çünkü, buradan gelen haberler harika..

İzmir’in turizm hareketleri içinde son 10 yılda (Tamamen İzmir Ticaret Odası ve Başkan Ekrem Demirtaş sayesinde) hızlı bir gelişme gösteren kruvaziyer trafiği, 2012’deki düşüşün ardından yeniden toparlandı.

2013 yılında İzmir’e yolcu gemileri ile 481 bin yabancı ziyaretçi geldi.

Böylece, 2011 yılı seviyesi tekrar yakalandı.

İzmir’de kruvaziyerlerle gelen yolcu sayısı ortalama yüzde 30 düzeyinde artış gösterirken, aynı zamanda Türkiye pazarında da kent ilk 3 liman arasına girdi.

Türkiye’de kruvaziyerlerle gelen yolcu sayısı 2 milyonu aşarken, yolcu gemileri ile gelen yabancı ziyaretçi sayısı bakımından İzmir; İstanbul ve Kuşadası’nın ardından üçüncü sıraya yükseldi.

Ne diyeyim..

Kulakların çınlasın Ekrem Bey..

Aferin Menemen

Sadece şampiyon olduğun için değil, esasen şampiyon olduktan sonra takındığın tavır için aferin..

Yeni ligde de aklını kullanacağının sinyalini verdiğin için aferin..

Transferi; takımı külliyen değiştirmek olarak değil, takviye olarak algıladığın için aferin..

Takımın iskeletini 2. Lig’de de korumak istediğin için aferin..

Kadroyu bozmadan nokta transferler yapmayı hedeflediğin için aferin..

Akhisar’ı örnek aldığın için aferin..

Hele Akhisar’ın yanında bir de Altınordu’yu örnek alırsan, o zaman dört dörtlük aferin..