Ali Şen mi haklı çıkacak Aziz Yıldırım ve yönetim mi?
ALİ Şen haftalar önce birden "UEFA nezdinde şimdiden lobi çalışmaları yapmalıyız. Haklı olduğunuzu düşündüğünüz bir konuda argümanlarınızı net olarak anlatmalısınız" dedi...
Taraftardan para istemek dışında suskunluğunu koruyan Fenerbahçe yönetimi ise UEFA ile ilişkiler konusunda kimseye bilgi vermedi. Zaten UEFA ile ilişki de kurulmadı.
Geçtiğimiz haftalarda Fenerbahçe yönetimi UEFA ve Platini'den randevu istedi ve bu istekleri reddedildi.
Türkiye'de TFF, Avrupa'da UEFA ile görüşemeyen F.Bahçe yönetimi Ali-Metin Şen ile buluşup bir toplantı yaptı. Aralarındaki özel konuşmaları onlar açıklamadıkları sürece ben de açıklamayacağım. Gelelim toplantının mahiyetine:
Şen cephesinin teorisi şu: Eğer lobi faaliyetine başlamazsanız, Platini ile hukukunuzu geliştirmezseniz iddianame açıklandıktan sonra ciddi cezalara maruz kalırız. Hatta TFF ceza vermese bile Yunan takımları örneğinde olduğu gibi UEFA ceza verir. İlişki kurmanın tek yolu ise iyi niyet gösterisi. Aziz Yıldırım'ın Platini aleyhine açtığı davayı çekmesini sağlayın. Siz de CAS davasını çekin.
Yönetim cephesinin teorisi ise şu: Hayır. Tam tersine biz haklıyız ve Platini dağılmış durumda. Başkana sorarız ama biz CAS davasını çekmeyiz. Üstelik zaten ceza aldık daha
ne ceza verecekler?
Dün gazetelere yansıyan haberlere göre F.Bahçe iki davayı da çekmiyor.
Demek ki Şen'in uyarılarını dikkate almadılar.
Sadece şunu söyleyebilirim. Ali Şen'in dedikleri mi çıkacak yoksa Aziz Yıldırım ve yönetimin mi iddianame süreci sonrasında göreceğiz. Şen haklı çıkarsa kişisel menfaat uğruna Fenerbahçe'nin kullanıldığı kanaatine varacağım. Yıldırım haklı çıkarsa Ali Şen'in kandırıldığını düşüneceğim.
★
Sen olsaydın ne yapardın? diyenler için şahsi fikrim şu: Ben olsam Platini ile ilişki kurardım. Gönüllerin başkanı olarak gösterilen Ali Koç'un bu kadar çevresi ile halen Cenevre-Nyon'a gitmemiş olmasını, UEFA ve Platini ile görüşmemiş olmasını ise hiç anlamıyorum...
★ ★ ★
Aydınlar ile Özdemir küslüğünün sırası mı?
Mehmet Ali Aydınlar belli; küsme huyu var. Şu ana kadar ben de dahil bir çok kişiye küstü... Küsüp dava açmayı düşündükleri arasında 85 yaşında duayenler bile var. Kindar olduğunu da söylüyorlar. Ne yapalım, tabiatı böyle... Nihat Özdemir için 'alıngan' sıfatı yakıştırılıyor. Ve bu ikili şu an en kritik dönemde konuşmuyorlar. Aydınlar, "Benden özür dilemedikleri müddetçe asla görüşmem" diyor. Özdemir alınganlık yapmayıp ısrarla ilişkileri tamir etmeyi deniyor. F.Bahçe yönetiminin bence en büyük hatası Acıbadem ile sponsorluk feshinden sonra aynı takıma sağlık sektöründen bir sponsor bulmasıydı. Başka sektör mü yoktu ki Acıbadem'in gözüne sokar gibi sponsor bulundu anlamlandıramıyorum. Öte yandan Aydınlar'ın makamı da 'Küs'lüğü kaldıracak bir yer değil. Yakında kendi yönetimi dahil konuşacak adam bulamayacak. O yüzden iki taraf da artık görüşme ortamı yaratmak zorunda. Yoksa bu ikiliden birine ''Görüşün'' telefonu gelir. O telefonu alan da mahcup olur. Benden söylemesi.
***
Gezer, Namoğlu'nun kucağına Muslera bombasını bırakıp gitti
Futbolumuz anormal bir dönemden geçmese Yusuf Namoğlu ve MHK'sı manşetlerden inmezdi. Bünyamin Gezer hakemliği ve polisliği bırakıp yorumcu olmuş. Hayırlı olsun. Basın toplantısında "Muslera'yı attığım için maç verilmedi" önermesini ortaya attı. "G.Saray aleyhine hata yapanı yaşatmayan bir MHK var" imajıyla bombayı Namoğlu'nun kucağına atıp gitti. Bundan sonra Namoğlu'nun işi daha zor.
Gezer ile ilgili fikrimi beni takip edenler iyi bilir. Gezer için hep "En güvenilir hakem deniyor ama her maç en az 2 bombası var" derim. Kötü hakemdi; iyi yorumcu olur İnşallah...
***
Hırvatistan'a karşı şansımız %49
Mustafa Denizli'nin efsane "Yüzde 51"ine karşı Play-Off eşleşmesindeki rakibimiz için tam tersini kullanıyorum.
1 - Asla muazzam takım falan değiliz. Burak'ın arkasında dönüşümlü oynayan Arda-Selçuk-Kazım-Hamit-Gökhan Töre'nin hiçbiri golcü değil. Tek gol ümidimiz santrforumuz. Rakibin en golcüsü santrafor değil arkasındaki Kranjcar.
2- Savunmamızın kötü olduğunu söylemeye gerek yok. Takım savunmamız da bireysel savunmamız da vasatı geçemiyor.
3- Hocamız oyuncular tarafından çok seviliyor olsa da asla kendini bu ülkeye veremedi.
4- İştah-arzu ve ateşimiz kayboldu.
5- Avrupa'nın ve hatta dünyanın belki de en kötü milli takım taraftarı bizde. Dünyada hiçbir milli takım taraftarı milli maçta kulüpçülükten oyuncusunu ıslıklamıyor. Milli takım oyuncusu, milli takıma yaptığı yanlıştan dolayı ıslıklanıyor. Zagrep'te milli takım taraftarlığı nedir göreceğiz.
6- Hırvatistan süper bir takım değil. Ama takım. Ve Bilic istikrarlarını sürdürüyor.
★ ★ ★
Bu kadar olumsuz tabloya rağmen hala yüzde 49 gibi yüksek bir oran vermemin nedeni bizim teknik kapasitemiz ile pas oyunu bilgimizin rakibimizden bir tık üstte olması ve futbolcularımızın "Orada olmalıyız" isteği...
Evimizdeki ilk maçı bence Anadolu'da; mesela Bursa'da gerçekten iyi bir milli takım seyircisi ile çok akıllı bir taktikle 1 -0 kazanmak üzerine oynamalıyız. Gol yemeden 2 fark atabilirsek turu geçeriz.
İnşallah EURO 2012'ye katılan ülke biz oluruz...