Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        New York’tayken İstanbul’dan ilk yazımın tamamen Türkiye’ye özgü, tam bize has bir konu olmasını umuyordum.

        Bu umudumu gerçekleştirme şansını biraz da tesadüfen yakaladığım için mutluyum.

        Zira, herhalde siz de kabul edersiniz ki, ‘çekirdek çıtlatma sorunsalı’ kadar Türkiye’ye özgü, bize has olabilecek başka bir konu herhalde bulabilmek mümkün olamaz.

        *

        Hıncal Uluç’un yazısından öğrendim ki Üsküdar Belediyesi kabuklarını yere atıyorlar diye sahillerde çekirdek çıtlatılmasını yasaklamış.

        Hıncal abi de "Bari keyifle yaşamak yasak deyin de toptan bitsin bu iş" diyerek buna karşı çıkıyor.

        Gayet tabii ki çıtlanmış çekirdek kabuklarının yere atılıp sahillerin kirletilmesine Hıncal Uluç da karşı, o sadece çekirdek kabuklarını bir torbaya atanların da yasaklanmasını istemiyor.

        *

        Katılıyorum bu öneriye. Tamam çekirdek çıtlayıp kabuklarını yere değil de torbaya atanları yasaklamayalım da bu tür bir insanı nüfus içinde nerede bulabileceğimiz meçhul.

        Birkaç gün sonra 66 yaşıma gireceğim.

        Bugüne kadar eğer bu ülkede 1 milyon çekirdek çıtlayan insan görmüşsem bunlar arasında kabukları bir torbaya toplayan insan sayısı sıfırdır. Çıtlanmış çekirdek kabuklarını yere atmak sınıflar üstü bir alışkanlıktır. Yani çıtlatan ister doktoralı isterse de ilkokul terk olsun çekirdekler mutlaka yere atılır. Bu acı bir gerçektir. Bunu gerçekçi olarak kabul edelim de boşu boşuna hayaller kurmayalım.

        REKLAM

        *

        Belki de çekirdek çıtlatmayı insanımız açısından keyifli yapan boyutu çekirdeğin tadı değil bunun kabuğunun doğrudan yere fırlatılması da olabilir. Bu da olasılığı yüksek bir ihtimal. Bu yüzden Hıncal abinin önerisini saygıyla karşılamakla birlikte, bu basit tedbiri almayı yurdum insanına nasıl kabul ettireceğiz bunu görebilmek katiyen mümkün değil.

        *

        Benim hakkımda bilmediğiniz bir gerçek de casus romanları okumak ve yemek dokümanterleri izleme uzmanlığımın yanı sıra ayrıca bir çekirdek çıtlatan insanları izleme uzmanlığımın veya hobimin bulunmasıdır. Bu hobim kuş izleme hobisi gibi bir şey. Çekirdek çıtlatmakta olan insanların davranışlarını uzaktan hep izler ve bilimsel bazı çıkarımlar yapmaya çalışırım uzunca süredir.

        *

        Bu tuhaf uzmanlığım Yalıkavak’taki Dodo Beach’teki halk plajında başlamıştı.

        Bizim halk plajı, plaj olmanın yanı sıra halkın piknik yeridir de.

        Eh Türkler piknik denilince ne yaparlar, gayet tabii ki plajımızda tam teşkilatlı mangal yakmaya yardımcı olan servis de var.

        Millet mangaldaki köfteler, tavuk kanatlarının pişmesini beklerken boş durmamak için çekirdek çıtlarlar tabii ki. O arada başka ne yapılabilir ki Heidegger okuyacak halleri yok ya…

        Ben de ortama tam uymak için katılırım onlara.

        Çekirdek çıtlatmakta olan Türkler hakkındaki ilk ve en önemli tespitim şu:

        Anladığım kadarıyla çekirdek çıtlatmak insanımızı bir tür transa sokuyor.

        Çıtlatırken kimi gördüysem gözleri buğulanmış ve ufuğa doğru beyinler tamamen sıfırlanmış gibi bakarken gördüm onları. Batı aleminde insanlar aynen bu duruma geçebilmek için suni maddelere servetler harcıyorlar.

        REKLAM

        Fark ettim ki ortama uymaya çalışıp ben de çıtlatırken aynen onlar gibi transa geçiyorum.

        İçinde tek bir zararlı madde olmamasına rağmen çekirdek Türk insanı üzerinde bir uyuşturucu, sakinleştirici etki yapıyor.

        O trans durumuna geçmiş bir insana herhangi bir makul bir öneriyi kabul ettirebilmek katiyen mümkün değil. Çıtlıyor ve kabuğu yere tükürüyor. Bunu üst üste yüz bin kez tekrarlayan bir insanın başta üstün zeka düzeyinde olsa da çıtlatma bitince zeka düzeyinin hayli düştüğünü söyleyebilirim. Bunu kendimden biliyorum. Çıtlatacak çekirdeğim kalmadığında IQ’um sıfıra yaklaşıyor veya eğer kese kâğıdının içinde fazla miktarda çekirdek vardıysa bu düzey eksiye bile düşebiliyor .

        Bu nedenle çekirdek çıtlatan insana etrafı kirletmeyin demenin hiç bir faydası yoktur. Çünkü o anda transa geçmiş olduğundan ya sizi hiç duymayacaktır ya da "Çıtlanmış çekirdeği torbaya at" diyenin kafayı yediğini düşünecektir. Onun için Hıncal abi boşuna hiç çabalama bu konuda bırak hayat kendi dengesini bulsun eğer bulabilirse. Ama burası Türkiye olduğundan hayatın dengeli olabilmesi mümkün değil tabii ki.

        Diğer Yazılar