Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu başlıklı yazımı 2015 yılında Habertürk Gazetesi'nde yazmışım. Ama yaklaşan tehlikeye dikkat çeken ilk yazım 2012 yılında çıkmış.

        Buyurun bugün şahsi yazı tarihimde bir kısa geziye davet ediyorum sizleri, gelin 2015 tarihli yazıyı okurken onun atıfta bulunduğu 2012 tarihli yazıyı da hatırlayalım:

        "Açıkça ve üzülerek söylemeliyim ki gidişat pek hoş değil. Bölgede uzun zamandır derinden, gizlice sürdürülmekte olan mücadelenin bir büyük savaşa dönüşmesi ihtimali büyük. Çünkü ben LEVİETHAN’ı anlatınca anlayacağınız gibi ortada büyük çıkarlar var. Hiçbir gücün göz ardı edemeyeceği kadar büyük bir iş bu."

        Bu cümleleri ben 23 Temmuz 2012 tarihinde ’Suriye krizinin kod adı Leviethan’ başlıklı yazımda bu köşede yazmışım.

        'Üçüncü Dünya Savaşı'na gidebilecek bir sürecin düğmesine basıldığını anlattığım o ilk yazı şöyle devam etmekteydi:

        "Doğu Akdeniz'de işlerin karışacağı ve bölgenin tüm dünyayı içine çeken bir güç savaşının arenası olacağı bölgede dünyanın en büyük doğalgaz kaynaklarından bir tanesinin keşfedilmesiyle belli olmuştu. İsrail açıklarından Filistin ve Kıbrıs açıklarına kadar yayılan bölgede 453 milyar metreküp doğalgaz olduğu hesaplandı. Bu İsrail’in 100 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılamaya yetiyor ayrıca bu kaynağı eline geçiren her güç dünyanın en zengin ülkeleri arasına da girecek."

        REKLAM

        Bugünleri ve yaklaşabilecek büyük tehlikeleri anlamak için çabalarken hepimiz bu 3 küsur yıl önce yazılmış olan satırları hatırlamamız lazım. Yazımda sonra da sanki bugünü (2015) anlatıyormuş gibi şöyle de devam ediyorum:

        "Bu müthiş doğalgaz kaynağını kontrol edecek güç Suriye'yi de kontrol etmek zorunda. Dolayısıyla dünyanın en büyük güçleri hiç durmadan doğu Akdeniz’de savaş tatbikatı yapıp duruyorlar. Boğaz’dan geçip Doğu Akdeniz’e inen Rus savaş gemilerinde neredeyse son zamanlarda rekor kırılıyor. İsrail’in nükleer füze yüklü denizaltıları Doğu Akdeniz’de cirit atıyorlar. İsrail ayrıca Yunan adalarının bir bölümünü birer askeri üsse çevirmiş durumda, kısa süre önce Girit Adası açıklarında yapılan tatbikatta 100 İsrail uçağının kullanıldığını ve ayrıca S-300 füzelerinin de kullanılmış olduğunu unutmayın. Amerika zaten hep bölgede, Çin’in neden bir donanma gücü olmak kararını da aldığını bu anlattıklarımı düşünmeden anlayamazsınız."

        Gördüğünüz gibi 2012 yılının Temmuz ayında yazmış olduğum o yazıda sanki bugünler hakkında bir kehanette bulunmuş gibiyim. Bu dünyada hiçbir ülke çıkarları olmadan stratejik planlamalar yapmaz. Eğer siz Doğu Akdeniz’de yatmakta olan büyük enerji çıkarlarını analizinize katmazsanız bugün Suriye’nin neden böyle her gücün hayati önem verdiği bir alan haline geldiğini ve Akdeniz’e açılacak o koridorların neden böylesine savaşı bile göze alacak kadar önemli hale geldiğini anlayamazsınız.

        Ortada çok büyük çıkarlar, çok büyük bir güç savaşı var ve potansiyeller o kadar fazla ki her güç büyük savaşı bile göze alabilecek bu yolda. Bu süreçlerde Kürtler, DAEŞ veya mezhep savaşları gibi faktörler önemli gibi gözükseler de aslında onlar büyük güçlerin planları içinde birer piyondan ibarettirler.

        Türkiye politikalarını kendi çıkarlarını gözleyerek ve günün gerçek dinamiklerini görerek oluşturmalı. Kimseye de fazla güvenemeyiz çünkü ortada öylesine büyük çıkarlar var ki en güvendiğimiz bile bizi bir saniyede harcamaktan çekinmez. Tüm tehlikeleri gören, gerçek nedenleri bilen, güçlü irade ortaya koyan bir vizyona ve sağlam, tutarlı gelecek planlamasına ihtiyacımız acilen var.

        (19/2020 Notu: Bu arada BAE ile İsrail arasında son varılan anlaşmayı da bu bağlamda değerlendirmekte yarar var)

        Diğer Yazılar