Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1800’lü yılların sonunda Sultan Abdülaziz zamanında Dolmabahçe Sarayı’nın önde gelen çalışanlarına lojman olsun diye İstanbul’un pek çok sarayının mimarı olan Sarkis Balyan’a yaptırılmıştı Akaretler yokuşundaki Sıra Evler.

        Yıllarca çeşitli kurum ve kuruluşlara ev sahipliği yaptıktan sonra kaderine terk edilmişti binalar. Uzun yıllar atıl kaldıktan sonra restore edilerek İstanbul’a yeniden kazandırılmıştı proje. 2008 yılında açılışı yapılan evler ve bölge, Nişantaşı’ndan sonra İstanbul’un adeta ikinci moda merkezi olmuştu.

        Dünyanın ve Türkiye’nin en ünlü markaları burada mağaza açmış ama iş yapamayınca tek tek kapatıvermişlerdi kapılarını.

        O günlerde büyük umutlarla hayata giren proje hızla çaptan düşmüş, Akaret’in anlamı olan “bol kira getiren mülk”ün aksine zarar eden bir yatırım olarak gösterilmeye başlanmıştı.

        Mağazaların yaşadığı aynı kaderi restoran ve kafeler de yaşamış, onlar da terk edip gitmişti evleri birer birer.

        Neyse ki uzun süren sessizliğin ardından tekrar adını duyar olduk şu sıralar Akaretler’in. Geçen akşam bölgeye en hâkim kişiler olan The House Cafe zincirinin yaratıcılarından Ramazan Üren ve Bilgili Holding Turizm CEO’su Yiğit Sezgin ile tuttuk Akaretler’in nabzını.

        AKARETLER YENİDEN

        Bu denli farkında değildim Akaretler’in İstanbulluların eğlence ve sanat yaşamında aldığı yerin. Devamlı bir hareket var bölgede. Sanki eski Beyoğlu ve Pera gibi diyeceğim ama o da tam olmayacak. Zira kitlesi biraz farklı buranın... Biraz Nişantaşı’nın, Beşiktaş’ın, Beyoğlu’nun hatta biraz da Bağdat Caddesi tarafının karışımı gibi buradaki profil.

        Hem de her yaştan ve kesimden insan var etrafta. Bir tek o salata yiyen kadınlar ve puro içen adamlar yok. Herkes rahat ve olduğu gibi...

        Fiyakalı markaların yerini yeni nesil dükkânlar, tasarımcılar ve takıcılar almış. Sıra sıra kafeler ve restoranlar Avrupa meydanlarını andırıyor.

        Yeme-içme dünyası kadar eğlence dünyasının da merkezi olmuş bölge. No Fish Today, W Lounge, Craft Beer, Beer Hall, Limoncello ve Kalamata gibi mekânlar gece geç saatlere kadar tıklım tıklım.

        Önümüzdeki günlerde iddialı bir caz bar ile bir de kokteyl bar açılacakmış.

        Şu sıralar ilk Türk kadın seramik sanatçısı Füreya Koral Sergisi ile de çekim merkezi haline gelen Akaretler, cidden gitmeye değer.

        *************

        BEKLENEN PERFORMANS

        YAZ başından beri bu konsere odaklandığını çok iyi biliyorum İskender Paydaş’ın. İşte o an geldi çattı. Bu cumartesi akşamı “Zamansız Şarkılar Senfonik” seyirciyle buluşacak Wolkswagen Arena’da.

        Türk müziğinin efsane şarkılarının yaratıcısı Paydaş, zamansız şarkılarının aşina olunan melodilerini bambaşka bir yorumla sunacak bu kez sahnede. Zira bu performans için şarkıların tamamına yakınını tekrar yazmış sanatçı.

        “Senfonik Pop & Rock” tarzında yorumlanacak şarkılara lazer arp, LED davul, sonsuz dönen klavye ve synthesizer gibi teknolojik enstrümanlarla görsel şov ve danslar da eşlik edecekmiş. Müzik tarihimizde iz bırakan parçaları çalacak orkestrayla beraber Fatih Erkoç, Haluk Levent ve Ceylan Ertem gibi ünlü sanatçılar da sahne alacakmış konserde.

        *************

        KASABIN KİTABI

        10 yaşında zorunluluktan girdiği kasap dükkânından yıllar sonra “Etin Profesörü” olarak çıkan biri o. Kendi etini kendisi için üreten ilk markanın, hemen her yıl en iyi restoranlar arasında ilk sıralarda yer alan Günaydın’ın yaratıcısı. Dünyaya bunun için gönderildiğine inanıyor. Türkiye’de marka olmuş çoğu kasabın öğretmeni.

        Cüneyt Asan geçen hafta “Et’in Kitabı” adını verdiği ilk kitabını yayınladı. Karaf Kitap etiketiyle raflardaki yerini alan kitapta Asan, iyi et nasıl anlaşılır, hangi parça ne işe yarar, nasıl pişer ve nasıl saklanır gibi pek çok konuya ışık tutuyor.

        Meraklısına duyurulur.

        Diğer Yazılar