Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Alman ilaç ve kimya şirketi Merck’in Darmstadt’taki merkezinde Yönetim Kurulu Başkanı Karl-Ludwig Kley ve üyeleri Stefan Oschmann, Belen Garijo ve 7 ay önce şirkete katılan bilim adamı Luciano Rossetti, 350 yıllık bir şirketin, 2018 yılı hedeflerini anlatırken; kâr merkezli olmaktan çok, büyüme ve sürdürülebilirlik stratejilerine vurgu yaptı.

        Yılın başında Merck Serono Kıtalararası Bölge Başkanlığı görevinden Global Ticari Operasyonlar Başkanlığı’na transfer olan Elçin Ergün, şirketin Darmstadt’taki Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısından önce bir araya geldiğimizde, sektörel gelecek tahmini yapıyordu: Akıllı ilaçların piyasa payı artacak... Geliştirilen sağlık cihazlarıyla birlikte kullanılan bu ilaçlar, hastanın hekim tarafından uzaktan kontrolünü sağlayabiliyor.

        Merck Serono, satışlarının yüzde 60’ından fazlasını oluşturan biyoteknoloji ürünlerinde Amerika’da da büyüyecek. Şirketin 2013 yılında 6 milyar Euro olan ilaç cirosu içinde ABD’nin payı yüzde 21 civarında olmuştu.

        2018 YILINDA HALKA AÇIK BİNALAR

        Kökleri 1668 yılına uzanan şirketin yönetiminde şu anda 11. kuşaktan temsilciler yer alıyor. Dünyanın 66 ülkesinde 40 bin çalışanı olan Merck’in, Darmstadt’taki yerleşkesini gezdiğimizde iki nokta dikkatimi çekiyor.

        İçlerinde 100 yıllık yönetim, müze ve fabrika binalarının olduğu yerleşke; restorasyon çalışmaları 2018 yılında tamamlandığında, tümüyle halkın ziyaretine açık hale gelecek.

        9 bin kişinin istihdam edildiği merkezde çalışan 150 kişilik işçi sağlığı ve iş güvenliği ekibi, içinde itfaiyenin de olduğu özel bir binada hizmet veriyor.

        I. Dünya Savaşı yıllarında (1917) ABD’nin Merck’in bu ülkedeki şirketi Merck Co.’ya el koymasıyla kurulan Merck Sharp & Dohme ile Almanya Merck’in yolları bu tarihte ayrılıyor. Almanya Merck 1945 yılından sonra sıfırdan yurtdışına açılıyor.

        2007 yılında İsviçre ilaç şirketi Serono’yu satın alarak büyümesini sürdüren Merck Serono “Fit for 2018” prensibiyle; kârlılığı artırırken, araştırma ve gelişme fonksiyonunu büyütmeye odaklanıyor.

        KANSER İLAÇLARINDA GELİŞME

        Grubun ilaç şirketinin başında bulunan İspanyol yönetici Garijo, “Yükselen pazarlarda işimizi iki katına çıkarmayı başardık. Çin gibi stratejik pazarlar için de bu geçerli. MS ilaçlarında, doğurganlık alanlarında, onkolojide büyüme gösterdik. Organik ve inorganik büyüme sürecek” diyor.

        Toplantıda bireysel tıbbi yaklaşımın öne çıktığı kanser alanında geliştirilen KRAS biyobelirleyici ile yapılan genetik testlere de dikkat çekildi. Bu test, hastanın ilaca verdiği tepkiyi ölçüyor.

        Lösemi, meme ve kolon kanserlerinde yaşama sürelerinin uzadığını belirten Ergün, 2020 yılında MS, akciğer, cilt ve yumurtalık kanserleri tedavilerinde piyasaya çıkacak yeni ürünler için çalıştıklarını müjdelemişti.

        TÜRKİYE’DE KLİNİK ARAŞTIRMALAR YAPACAK

        2010-2013 yılları arasında büyümenin yüzde 60’ının Doğu pazarlarından geldiğine değinilen toplantıda, gelişen marketlerde yüzde 30’lara varan oranda gelişmelere dikkat çekildi. Aynı dönemde Ergün’ün yönetiminde Merck Serono coğrafyası (Türkiye, Afrika, Ortadoğu, Rusya, Orta Asya) yüzde 45 oranında büyümüştü.

        Ergün’e “Yönetim kurulunuzda Türkiye hangi gündemle yer alıyor?” diye sorduğumda şu yanıtı veriyor:

        “Ar-Ge’ye bakmak gerekiyor. Ar-Ge teşviklerinin çıkmasıyla birlikte son 2 yıldır Türkiye bu alanda patinaj yapıyor. Onkoloji ve tüp bebek alanında hekime yatırım yaptık. Bir ilacın üretilme sürecinde ‘faz’ olarak tanımlanan 4 ayrı üreç yaşanıyor. Hayvanlar üzerinde deneylerin yapıldığı birinci faz, az sayıda insanla deney yapıldığı ikinci faz, daha çok sayıda insanla deney yapıldığı üçünçü faz ve sonuçların test edildiği aşama... Türkiye’de de bu klinik deneyler yapılabilir.”

        ilaç sanayiinde yenilikçiliğin merkezinin ABD olması ve büyümenin Doğu’dan geleceği beklentisi, Türkiye’yi nasıl etkiler?

        Ergün, Türkiye’nin endüstriyel gelişmeden ziyade hizmet sektöründe büyüme potansiyeli içerdiğini ifade ediyor. Zaten görünen de bu; ilaç teknolojisi yerine yöneticisi ihraç ediyoruz!

        Diğer Yazılar