Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hazırgiyim sektörü geçtiğimiz yıl 1 milyar dolar olan markalı ürün ihracatını, 2023 yılında 10 milyar dolara çıkartmayı hedefliyor. 11 yılda 10 kat büyüme iyi gibi görünse de, bu verileri İtalya, İspanya gibi marka merkezleri ile karşılaştırdığımızda, moda yarışında süperlig oynamak için 20-30 yıl gerekeceği ortada...

        Türkiye'nin 2023 yılı moda-marka ihracat hedefi, İtalya'nın moda piyasasında bugünkü durumunun yüzde 50'sine bile denk düşmüyor. Türkiye 2011 yılında 16.2 milyar dolarlık hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı gerçekleştirirken, İtalya'nın marka ihracatı 25 milyar doları buluyor.

        49 milyar dolarlık hazırgiyim ihracatı yapan İspanya'da ise marka satan bir firma, Türkiye'nin bugünkü hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatını tek başına gerçekleştiriyor.

        EN AZ 10 MARKA

        Büyük resme baktığımızda ise toplam ihracatını 2023 yılında 500 milyar dolara çıkarmayı hedefleyen Türkiye'nin, hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü için belirlediği çıta, ancak 52 milyar dolara kadar çıkabiliyor. Azımsar ifadeler kullanıyorum, çünkü 2000 yılında hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı toplam ihracat içinde yüzde 27 oranında pay alırken, 2023 hedefinde bu pay yüzde 10'Iara doğru iniyor...

        8-11 Şubat tarihleri arasında bu yıl 6'ncısı (üç yılda) düzenlenen "İstanbul Fashion Week" Danışma ve İcra Kurulu Başkanlığı'nı üstlenen İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi'ye bu tabloyu hatırlattığımda "Markalı ihracat hedefi düşük tutulmuş, bunun çok üzerine çıkarız. Bugün Çin'de çok sayıda mağaza açabiliriz" yanıtını veriyor.

        Devlet desteğiyle sektör 98 ülkede 2700 satış noktasına ulaştı ancak markalı ihracak mütevazı görünümünden çok da sıyrılamadı.

        Başbakan Tayyip Erdoğan geçen yıl giyim sanayicilerine hitaben yaptığı konuşmada, 2023'te en az 10 uluslararası giyim markası hedeflediklerini söylemişti.

        Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance Türkiye Direktörü Muhterem İlgüner; 2011 yılında dış ticaret açığının 71 milyar dolardan 106 milyar dolara çıkarak, bir rekora imza atmasının ardından yanıtlarını bildiği şu soruları soruyor:

        Hangi sektörler değer oluşturma açısından bizlere fırsat tanıyor? Bu sektörlerde değer nereden oluşuyor? Kimin için değerli oluyorlar? Bu değeri ilgili kitlelere nasıl iletmemiz gerekiyor?

        AVRUPA KRİZİ NEREYE YIKACAK?

        2008- 2011 döneminde (bu tabloya sadece üretime dönük ithalat başlıkları dahil edilmiş, lüks tüketim, taşıt araçları dışarıda bırakılmıştır) ara ve yatırım malı ithalat toplamı 1 75 milyar dolardan, 210 milyar dolara çıktı. Aynı dönemde ihracat ise 132 milyar dolardan 135 milyar dolara ulaştı. Aradaki fark ise 43 milyar dolardan 75.5 milyar dolara yükseldi.

        İlgüner bu verilerden, marka gibi fiziki olmayan varlıkların satış içerisindeki payını artırmak gerektiği sonucunu çıkarıyor.

        Fizik olmayan varlık satışlarında, moda-marka en güçlü oyuncu olabilir. Nitekim geçen yıl Arap Baharı'ndan olumsuz etkilenen hazırgiyim ihracatının yüzü, Avrupa'nın moda merkezlerine yaptığı satışlarla güldü. İngiltere, Fransa, İtalya ve Danimarka'ya yapılan hazırgiyim ihracatı yüzde 14 ile yüzde 3 oranları arasında artış kaydetti. Hazırgiyim ihracatında birim fiyat ortalaması yukarılara doğru çıktı. Sektörün bu konuda bir araştırması yok ama benim görüştüğüm ihracatçılar ortalama birim fiyatların 15-20 Euro bandına geldiğini söylüyorlar.

        Bütün mesele, 2023 yılında bile İtalya'ya erişmeyi hedefleyemeyen hazırgiyim sektörünün, "marka" olma ideali konusunda ikna edici adımlar içinde olup olmadığı... Sektör konuşulduğunda, "kriz" ve "yaşlı" kelimeleri ile birlikte anılan Avrupa'nın türlü çeşitli oyunlarına da hazır olmak gerekir. Zira ekonomik krizlere şerbetli Avrupa'daki büyük ithalatçılar, faturayı fason üreticilere yıkmak için oyunlar kuruyorlar. Bu işlerin dedikodusu bile siler süpürür; aman diyeyim!..

        Diğer Yazılar