Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi onuruna Beştepe Külliyesi’nde verdiği yemeğin görüntüleri gündem.

        Katılan konuklardan birinin cep telefonuyla çektikleri neticesinde öğrendik ki Irak Başbakanı’na ve yanındaki heyete Arapça müzik eşliğinde çok güzel bir ziyafet çekilmiş.

        Muhalifler iki gündür o görüntüler üzerinden iktidara sağlı sollu yükleniyorlar.

        İtirazım yok çünkü onlar siyaset devşirme peşinde...

        Ama ben değilim.

        Ben ülkem adına iyi veya kötü, olumlu ya da olumsuz ne yapılıyor, yapılmıyor ona bakarım!

        O yüzden bilakis çok memnum oldum o görüntüleri izleyince.

        Hatta; ”Ohh be! Çok şükür ki Katar ve Azerbaycan’a mahkum değiliz! Neyse ki başka ülkeler de Türkiye’ye yüzünü dönmeye başladı!” diyerek acayip sevindirik oldum.

        Sonuçta atalarımızın dediği gibi; ”Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez kardeşim!”

        Bu ziyafet bir dönem dünya kadar ihracat yaptığımız, ticarette büyük avantaj sağladığımız komşumuz Irak’la aramızdaki buzları eritecek ve o eski günlere dönmemize vesile olacaksa ne mutlu bizlere!

        REKLAM

        Keşke her gün böyle ziyafetler olsa Beştepe Külliyesi’nde...

        Keşke bir dönem sıfır sorun yaşadığımız ancak son zamanlarda ilişkilerimizin neredeyse sıfırlandığı komşu ülkeler başta olmak üzere tüm dünya ülkelerinin heyetlerini böyle ağırlayabilsek!

        Ne güzel olurdu mesela ABD’nin yeni başkanı Joe Biden’a da benzer bir ağırlama...

        Ya da son zamanlar aramız pek nane limon olan Fransa Cumhurbaşkanı Macron’la Beştepe Külliyesi’nde şahane bir partileme!

        Biz demiyor muyuz; "Ekonomik sıkıntıları aşmamız için yabancı yatırımcı gelmeli ülkeye! Gelmesi için çabalamak lazım!”

        Belli ki Cumhurbaşkanı ve kurmayları bunun için çabalıyor işte...

        Muhaliflerin itirazı neye anlamadım.

        Kendileri olsa iktidarda ne yapacaklardı?

        Irak Başbakanı’nın ve yanındaki üst düzey heyetinin önüne kuru fasulyeyi, bulgur pilavını yanında da ayranı dayayıp; “Valla ekonomimiz biraz sıkıntıda... Artık bunlarla idare edin!” falan mı diyeceklerdi?

        Her boşa giden saniye Yerebatan Sarnıcı'nın aleyhine işliyor!

        Her boşa giden saniye Yerebatan Sarnıcı'nın aleyhine işliyor!
        0:00 / 0:00

        İstanbul'un görkemli tarihsel yapılarından biri olan Yerebatan Sarnıcı’ndaki restorasyon tartışmasına dair yazdığım yazı üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat aradı.

        Bir kere şunu söyleyeyim...

        Kültür ve Turizm Bakanlığı Koruma Kurullarından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Birol İnceciköz’ün tarafıma aktardığı ile Polat’ın aktardıkları birbiri ile çelişiyor.

        İnceciköz gergi güçlendirme çalışması için İBB tarafından yapılacak teknik çalışmayı içeren raporun kendilerine ulaşmadığını söylemişti.

        Polat’ın ilettiği evraklarda ise o raporun kurula çok evvel ulaştığı görülüyor.

        Yerebatan Sarnıcı’na apayrı bir hayranlığı, bağlılığı olan bir yurttaş olarak derdim bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olduğu için...

        Şu şunu dedi bu şunu dedi deyip boş polemiklerle vakit kaybetmek istemiyorum.

        Çünkü benim için önemli olan tek şey çökme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu belirtilen Yerebatan Sarnıcı’ndaki gergi güçlendirme projesinin bir an evvel hayata geçirilmesi.

        Birol İnceciköz bizzat bana söz vermişti İBB’nin projeyi kurula iletmesi halinde onay verileceği ve güçlendirme çalışmalarına başlanacağı konusunda.

        O rapor şu an kurulun önünde!

        Geçmiş tartışmaları filan bırakalım artık lütfen.

        Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan, Koruma Kurulu’ndan bir İstanbullu, sorumlu bir gazeteci olarak işi yokuşa sürer gibi anlaşılmasına neden olan bürokrasiye daha fazla takılmamalarını rica ediyorum.

        Lütfen artık onay verilsin altında Türkiye’nin en saygın, itibarlı akademisyenlerinin imzası olan İBB’nin restorasyon projesine ve Yerebatan Sarnıcı için hayati önem taşıyan güçlendirme çalışmasına bir an evvel başlansın!

        Hatırlatırım...

        Bu çalışmalara başlanmadığı her saniye 1500 yıllık mirasımızın aleyhine işliyor.

        Her saniye Yerebatan Sarnıcı gibi dünyada eşi benzeri olmayan efsane bir yapının kötülüğü adına kayıtlara geçiyor!

        Böyle bir kötülüğe de isteyerek olmasa bile hiç kimsenin hakkı yoktur!

        Diğer Yazılar