Kutsi: Beni en çok etkileyen; "Yere düştüğünde değil, vazgeçtiğinde kaybedersin" cümlesi oldu

Galası ise 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde gerçekleşecek olan filmin yönetmen koltuğunda Doğan Ümit Karaca yer alıyor. Başrolünde Kutsi’nin yer aldığı film, Serkan Bayram’ın gerçek yaşam hikâyesini konu alıyor.

Vizyon ve gala öncesi düzenlenen basın toplantısıyla filmle ilgili tüm detaylar medya ile paylaşıldı. Türkiye'deki milyonlarca engellinin sesi olacak 'Buğday Tanesi' filminin geliri engelliler için kullanılacak. Gişe geliri ile İstanbul'a bir engelsiz yaşam merkezi daha kurulacak.

İstanbul Milletvekili Serkan Bayram'ın mücadele dolu hayat hikayesini anlatan filmin tanıtım toplantısına Milletvekili Serkan Bayram’ın yanı sıra başrolde yer alan Kutsi ile diğer oyuncular da katıldı. Zorlukları aşma ve engelli bireylerin sesi olma mücadelesini beyaz perdeye taşıyan 'Buğday Tanesi', Milletvekili Serkan Bayram’ın danışmanlığı ve yönlendirmesiyle Volkan Kapkın tarafından kaleme alındı.

Yapımı Pro-In Production tarafından gerçekleştirilen filmin oyuncu kadrosunda; Kutsi, Yeliz Akkaya, Deniz Arna, Devrim Kabacaoğlu, Yusuf Aytekin, Sinem Reyhan Kırımlıoğlu, Taha Yusuf Tan ve Erkan Bektaş yer alıyor.

Filmin müzikleri ise Yıldıray Gürgen imzasını taşıyor. Çekimleri İstanbul’da ve Ankara’da gerçekleşen film, 2 Aralık tarihinde vizyona girerek, ilk dağıtım planlamasına göre Türkiye genelinde 400 salonda, dünya genelinde ise 6 ülkede izleyici ile buluşacak.

GERÇEK BİR MÜCADELE ÖYKÜSÜ

Yaşadığı haksızlıklara ve ötekileştirilmeye karşın büyük bir cesaretle mücadele veren Serkan Bayram, bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin Milletvekili, çok sayıda sivil toplum kuruluşunun üyeliğini yapmış başarılı bir avukat, örnek bir eş ve aile babası… Film, Serkan Bayram’ın kendi mücadelesinin yanında engelli bireylerin hayatlarına da dikkat çekerek çok sayıda kahramanın başarısını sinema perdesine aktarmasıyla da ilham verici bir başarı hikâyesi olarak öne çıkıyor.

"TÜRK SİNEMA TARİHİNDE BİR İLKE İMZA ATACAK"

'Buğday Tanesi'nin fragmanında gösterildiği basın toplantısında konuşan İstanbul Milletvekili Serkan Bayram, filmin geniş kitleler tarafından ilgiyle izleneceğini söyledi.

"Bu film ile yaşadıklarımdan yola çıkarak topluma rol model olmayı amaçladık. Ayrıca içeriğinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşık yirmi sene boyunca engellilerle yakından ilgilenerek gerçekleştirdiği sessiz devrimi de aktardık" diyen Bayram, daha sonra şu ifadeleri kullandı:

Bu film Türk siyasi tarihinde, Türk sinema tarihinde de bir ilke imza atacak.. En az 10 milyon gişe geliri elde edeceğimize inanıyorum. İnsan odaklı bu film, dört duvar arasında kalacakken, hayata tutunmuş, mücadele vermiş Serkan gibilerin, topluma nasıl faydalı olunabileceğini gösteren bir umut filmi. Bu film sayesinde bir engelli kardeşimiz dahi, hayata tutunma azmini gösterirse film amacına ulaşmış olacak.

Türkiye'de engelli sayısı 10 milyona yakındır. Aileleriyle birlikte doğrudan etkilenen insan sayısı kırk milyonu bulmaktadır. Toplumumuzun geri kalan 40 milyonu da bu durumdan dolaylı olarak etkilenmektedir. Sonuç itibariyle herkes engel ve engelli bireylere karşı bir hassasiyet içerisindedir.

"40 GÜNLÜK YAŞAM SAVAŞINI KAZANDIRAN LÜTUF, BENİ BU CAMİANIN CESUR SÖZCÜSÜ HALİNE GETİRDİ"

1974’te Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında doğdum. 1975’te elim bir kaza sonucunda bedenim yandı. Kırk gün hastane sürecinden sonra kırk birinci gün hayata tutundum. Kırk bir rakamı hayatımın dönem noktalarıyla da bağlantılıdır. Kırk bir yaşında Erzincan’dan milletvekili oldum. Bu bir mesaj benim için. Kırk günlük çocuk olarak ölseydim, toplumda bir iz bırakmam mümkün olmayacaktı. Netice de Allah’ın bana vermiş olduğu görev gereği, engelli camiasına hizmet ediyorum.

"BENİ KAMU HİZMETLERİNDEN ALIKOYAN YASAL ENGELLERİ DEĞİŞTİRDİM"

İlk hayata atılma deneyimim acı bir tecrübe oldu. Ancak yılmadım. Hukuk fakültesini bitirdikten sonra hakim ve savcı olmak için girdiğim sınavda yüksek puan almama rağmen engelim nedeniyle elendim. Yirmili yaşlarda hayata tutunmaya çalışırken bu durum zoruma gitti. Ama mücadeleyi bırakmadım. Yüksek lisans sonrasında doktoraya devam ettim. Önce Erzincan sonrasında İstanbul’dan vekillik nasip oldu. Ve yargı paketinde ilgili maddeyi değiştirdik. Ankara’da ilgili maddenin değişmesi amacıyla altı ay mücadele ettim. Devlet elle ayakla yönetilmez. Devlet düşünceyle, beyinle yönetilir. Peygamberimiz dahi Yemen’e bir engelli sahabe atamıştır. Bunları iyi anlamak etmek gereklidir.

"ELDE EDİLEN GELİRLE İSTANBUL'DA ENGELLİ YAŞAM KÜLTÜR MERKEZİ YAPACAĞIZ"

Filmin galası 3 Aralık’ta gerçekleşecek. Filmden elde edilen gelirle İstanbul’da engelli yaşam kültür merkezi yapacağız. Halkımızdan gelen destek oraya aktarılacak. Bu sosyal projede oldukları için, yönetmenimizden, yapımcımıza, senaristimizden, oyuncularımıza kadar tüm sahne önü ve sahne arkası ekibimize de şükranlarımı sunuyorum. Hepsi tarihi bir görevin içindeler.

"BU BİR ZAFERDİR"

20 yıldır hükümetimiz engelliler konusunda çok büyük yol aldı. Ancak bu film sayesinde artık kamuda engelli vali, belediye başkanı, büyükelçi göreceğiz. Hayatın her alanında toplumumuzu temsil eden, dertlerine derman olan engelli vatandaşlarımızı göreceğiz. Niyetimiz de akıbetimiz de hayırdır. Bu yola çıkarken gönlümüzü koyduk, inşallah başarıya da ulaşacağız.

"BENİ FİLMDE EN ÇOK ETKİLEYEN; YERE DÜŞTÜĞÜNDE DEĞİL, VAZGEÇTİĞİNDE KAYBEDERSİN" CÜMLESİ OLDU

Ünlü oyuncu Kutsi de 'Buğday Tanesi' filmine ilişkin duygularını şu sözlerle dile getirdi:

'Buğday Tanesi' ile birlikte aslında hiçbir engelimizin olmadığını gördüm. Bundan dolayı da böyle bir projede yer almaktan dolayı da büyük mutluluk duyuyorum. Filmin hikâyesini ilk dinlediğimde ve okuduğumda çok yoğun duygular hissettim. Filmde beni en çok etkileyen “Yere düştüğünde değil, vazgeçtiğinde kaybedersin" cümlesi oldu. Bu hayat mücadelesine biz de ortak olduk. Elimizden geldiğince bana verilen rolü canlandırmaya çalıştım. Filmin kendi içinde bir samimiyeti de var. Öte yandan filmin müzikleri de yine bu samimiyeti perçinliyor. Filmi ve daha doğrusu projeyi ben çok beğendim. Engelli bireylerimiz ve kardeşlerimiz aslında hayatın her alanında yanımızdalar. Bu filmle birlikte biraz daha farkındalık ortaya koymuş olduk. Ben şunu söylemek istiyorum; Serkan Bey'in hayatı boyunca neler yaşadığını anlayabilmem için onun gibi 47 yıl yaşamış olmam gerekir. Ben bu vesileyle filmde ve bu güzel projede emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Filmin sonunda izleyenlere de minik bir sürprizimizin olduğunu da söylemek isterim.