Şifacı Burcu Güneş

Burcu Güneş, şarkıcılığın kutsal bir meslek olduğunu dile getirirken bunun nedenini ‘Çünkü insanlar kendilerine bir yol ararken sanatçılara bakar’ şeklinde açıkladı.

"ŞARKICILIK KUTSAL BİR İŞ"

Bayram röportajı yapacaktık ama fotoğraf çekiminin nasıl olacağına bir türlü karar veremiyorduk. Stüdyo fotoğraflarını istemedim. Özellikle bayram için taze, sıcak fotoğraflar istedim. ‘Öyle mi olsun, böyle mi olsun’ derken arkadaşı Ulaş Baydar 5 bisikletle çıka geldi. Önce Wyndham Kalamış Grand Marina Hotel’de buluşup röportajımızı yaptık. Ardından da fotoğraf çekimi için şehrin merkezinde bir vaha niteliğindeki Beyaz Köşk’ün yolunu tuttuk.

Bayramlar sana ne ifade ediyor, neler hissettiriyor?

Bayram demek; çocukluğum demek, el öpmek, sarılmak, barışmak demek... Mesleğim gereği bayramları yıllardır sahnede sevenlerimle kutluyorum ama ailem ve dostlarımla en azından sesli de olsa kavuşmalarımız bayram günlerimin en sıcak rutinlerinden. Eve dönüldüğünde eş dost toplanır, açığı güzel yemeklerle hemen telafi ederiz. Hep önemserim bayramları. Öz değerlerimize sahip çıkmazsak denizdeki girdap gibi kendi etrafımızda döne döne kaybolacağız. Küs veya dargın olanlar varsa bu röportaj güzelliklere vesile olsun.

Çocukken yaşadığın bir bayram anını paylaşır mısın?

Harçlıklarımı toplayıp bayram meydanına gitmiştim. Orada at ve eşekler vardı. At bana çok yüksek gelince eşeğe bindim. Ve inanabiliyor musunuz, eşek beni kaçırdı. Bir saat boyunca koştu başka bölgelere doğru... Yanımızda büyüklerden kimse yoktu. Ben sarıldım sımsıkı. Macera dolu bir saatti. Biraz da korktum. Aklıma geldikçe gülüyorum, ne komedi ama...

‘SANATÇILAR TOPLUMUN KANAAT ÖNDERLERİDİR’

Şarkıcılık ne ifade ediyor?

Şarkıcılık bir nevi şifacılık... Şarkı söylediğimde hem insanları hem kendimi hem de duygularımızı şifalandırma adına niyetlerde bulunurum. Uçarken ne kadar özgürse bir kuş, ben de aynı duyguyu şarkı söylerken hissediyorum. Uçabildiğim kadar özgürce uçmak istiyor, her uçtuğumda ise kanatlarımın daha da güçlendiğini hissediyorum. Bu sayede Allah tarafından bana bahşedilen potansiyeli, yetenekleri daha iyi kullandığımı düşünüyorum. Şarkıcılık, insanlara ve yüreğe dokunma işi olduğu için çok önemli bir meslek bir taraftan. Herkes böyle baksa daha önemli hale gelir. Tabii ben olayın hem ulvi hem toplumsal yönü tarafından da değerlendiriyor, biraz daha evrensel açıdan, yaratılış noktasından da bakıyorum. Eğer bir kul olarak doğru ve düzgün yerine getirilirse o görevler, şarkıcılık çok kutsal bir iş. Çünkü insanlar kendine bir yol ararken sanatçılara bakar. Onların fikirlerini, gittiği yolu benimseyen, onu kendine örnek alanlar vardır. Bu yüzden bir toplumda kanaat önderi olarak da vardır sanatçılar... Rol modeli olmak özeldir. Sanatçı olmak, oradaki gücü olumlu kullanarak egoya çevirmeyen herkes için keyifli bir yolculuk.

‘Anadolu’nun Güneşi’ birçok ülkede yayınlandı. Maddi ve manevi dönüşü ne oldu?

Anadolu’nun Güneşi, DMC ve Kalan Müzik ortaklığında çıkan özel bir proje albümü. İki dev şirketin bu albüm için buluşmasıyla başlayan güzellikler, albümün iTunes’ta 40 ülkede manşet olmasıyla devam etti. Bu durum Türk sanatçıları arasında bir ilk özelliği taşıyor. Akabindeyse İsveç’te listelere girdik, ABD’nin etnik radyolarında çalmaya başladık. Kısacası kariyerimin 20’nci yılında ilklerin albümünü yaptım diyebilirim. Çıktığı ilk haftadan bu yana hâlâ müzik marketlerin en çok satan albümlerinden. Her hafta aldığımız yeni haberler kanatlanıp uçmamıza sebep oluyor. Yakında da ‘Anadolu’nun Güneşi remix’leri gelecek ve hem Türkiye hem de Avrupa turnesine çıkacağım.

Hayalini kurduğun, planını yaptığın konumda mısın?

"KAPIMDA KUYRUKLAR OLSUN İSTEMEM"

Hiç kimsenin göremediği özelliğin var mı?

Şifacılık pek bilinmeyen özelliklerimden biri. Uzun bir dönem spiritüel çalışmalar yaptım. Eklem ağrısı çeken bazı dostlarımı dokunarak iyileştirdiğim oldu.

Bu yeteneğin neden gizli kaldı?

Şifacı yanımın gizli kalması sence de iyi değil mi? Kapımda kuyruk olsun istemem. Sayende herkes öğrendi. Şaka bir yana bu geliştirilmesi ve o akışta olunması gereken bir özellik. Ben de daha farklı ve yoğun olduğumda köreldiğimi hissediyorum. Reiki almıştım, beyin gücüyle insanların birbirlerini şifalandırabileceğini de biliyorum. Elimden geldiğince bu yanımı köreltmemeye çalışıyorum.

Yaptığın en büyük çılgınlık nedir?

Genelde ani gelişen olayların başrolünde olduğum söylenir ve çılgın biri olarak nitelendirilirim. Bir gün konsere yetişmeye çalışırken yolda çok zayıf iki köpek gördüm. Arabayı durdurup aşağıya indim, bagajdan köpek mamalarını çıkardım ve onları beslemeye başladım. Trafik karıştı tabii... Otomobillerinden inip söylenenler oldu. Sonra benim olduğumu anlayınca insanlar yatıştı ama o dönemki menajerimin tepkisi tamamen şu oldu: “Sen çılgınsın.” Evet belki trafiği birbirine katmak çılgınlıktı ama çok sık yaptığım bir şey değil ve bu benim duyarlılığım, bilinçli yanım... Boş vermişlikten herkesin vazgeçmesi gerektiğine inanıyorum. Ayrıca 3937 metre yüksekliğindeki Türkiye’nin ikinci yüksek dağı olan Kaçkar’a çıktım. Orada 3 gün çadır kurup kamp yaparak dağ eteklerinde kalmak da da farklı bir deneyimdi.

"SEVEN NE YAPMAZ"

Sevdiğin için neleri göze alırsın?

Esin Engin’in o güzel şarkısında da dediği gibi ‘Seven Ne Yapmaz’... Göze almayacağım şey yok.

Seni sevenin senin için neler yapması hoşuna gider?

Onun da birçok şeyi göze alması önemli tabii. Karşılıklı... Ama benden biraz daha gözü kara ve benden bile daha fazla bağlı olduğunu görmeliyim.

Şu an ruhunun olmak istediği yer?

Uçsuz bucaksız bir alanda olmak istiyorum. Yüksek tepelerin birinde ya da sakin, şirin ve huzurlu bir deniz kenarında olmak...

Ulaşamadığın biriyle tanışıp sohbet etme olanağın olsaydı bu kim olurdu?Ondan neler öğrenmek isterdin?

Michael Jackson benim çocukluktan beri kahramanım. Onunla tanışıp, bana ilham veren o sahne ve müziğindeki enerjisinin sırrını öğrenmek isterdim. Stephen Hawking ile de son yıllarda evrenin bizi nereye götürdüğüne dair kendisinin özel teorileri doğrultusunda sohbet etmek isterdim.