Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rio maceramız maalesef çok kötü devam ediyor.

        Niye peki? Spor Genel Müdürlüğü teşkilatının yapısı bozuk her şeyden önce... Bu Spor Genel Müdürlüğü değil mi, ahbap çavuş ilişkilerine zemin hazırlayan... İşaret ettiği kapasitesiz kişileri federasyon yönetimlerine dolduran...

        Haliyle... Sporumuzda çark çok kötü dönüyor. Bu çarpıklık ve çapsızlık... Teknik adamdan sporcuya... Milli takımlardan kulüplere kadar... Herkesi etkiliyor.

        Evet... Geçen hafta bu çerçevede kaleme aldığım yazının ardından... Bugün de... Konunun bilimsel tarafına eğilmek istiyorum. Sporcularımız niye güçsüz? Niye ayakta duramıyor?

        Bu ve buna benzer soruları, sporculara performans testleri yapan Prof. Dr. İbrahim Yanmış’a sordum... 2008 ve 2012 olimpiyatlarında kafilemizin sorumlu doktoru olan Yanmış, haliyle çok önemli bir isim... Sportofit Performans Akademisi’nin de kurucusu olan Yanmış, tüm çıplaklığı ile gerçekleri ortaya koydu.

        İşte Yanmış’ın sözleri:

        - “Sporcularımızın fiziksel performans değerleri dünya standartının yarısı kadar... Yani bizim sporcumuzun motor gücü 140 beygirken, dünyada rakiplerinin motor gücü 300 beygir... 30 saniyelik dayanıklılık testinde bizim sporcularımız kuvvetinin % 45 ile 66’sını kaybediyor. Oysa dünyada iyi sporcular %22’den fazla kaybetmiyor. Biz bunları rapor ettiğimizde antrenörlerin çoğu ne demek istediğimizi bile anlamıyor. Çözüm önerilerimizi sunduğumuzda ‘Siz ne anlarsınız bu spordan’ deyip bildiklerini yapmaya devam ediyorlar.

        - Bir örnek vereyim. ‘Hocam, bu sporcu bu performans değerleri ile 2. tura bile çıkamaz’ diyorum, aradan 2 ay geçiyor, sporcu tüm turnuvalarda 1. veya 2. turda eleniyor. Arkasından sporcu ve antrenörü, beni federasyona şikayet ediyor. ‘Hoca moralimizi bozdu, maçlarımızı bu yüzden kaybettik’ diyorlar.

        - Olimpik 9 federasyonda 350 sporcuya test yaptık. Kendi branşlarında uluslararası standartlarda fiziki yeterliliği sadece 2 sporcumuz geçti. 350’de 2… Gerisi teferruat... Bu kötü tablo kısa sürede düzeltilebilecek bir durum değil. En az 4 yıl çalışmak lazım. Yetenekli çocuklarla dünya standartlarında antrenman yaparak bu açığı kapatabiliriz.

        - Devşirme sporcular ülkemize geldikten sonra bizim antrenörlerimizle ve sporcularımızla antrenman yaparak bizim sporcularımıza benziyorlar. Adam kendi ülkesinde olimpiyat şampiyonu olsa alamayacağı parayı bize transfer olurken ya da maaş olarak alıyor. Kendi ülkesinde haftada 6 gün ve günde 8 saat çalışıp kendisi gibi 10 tane iyi rakibi geçmesi gerekiyor. Yoksa aç kalır. Bizde ise krallar gibi bir hayat sürüyor. Ufak tefek turnuvalarda aldığı madalyalarla durumu idare ediyor.

        - Federasyonların yapısı, benim gibi bir profesörün bile 10 senede anlayamadığı kadar karışık bir görüntü içinde.... Olimpiyatlara 2 yıl kala federasyonlara koordinatör olarak ‘göz-kulak’ olsun diye daire başkanları görevlendirildi. ‘Hedef, sorunları daha hızlı çözmek’ denildi. Ama davul kimin sırtında, tokmağı kim vuruyor, zurna nereden çalıyor, belli değil.

        - Geçen yıl eylül ayında bana Rio Olimpiyatları sorulduğunda… ‘Güreşçi ve atletlerin durumunu bilmiyorum. Ama diğer branşlarda işler iyi giderse en fazla 3 madalya alabiliriz. Tek garanti gördüğüm halterci Daniyar’ın madalyası’ demiştim. Sonuç ortada. Bundan önceki üç olimpiyatta da benzer sonuçlar aldık. Sistemimizi değiştirmezsek 2020’de de sonuç değişmeyecek.”

        Evet… Daha ne anlatsın Prof. Dr. İbrahim Yanmış.

        Son söz: Sporda spor bilimcileri ve spor adamlarına değil de torpilli insanlara kucak açtığımız sürece… Şampiyonluk madalyaları yerine… Hava almaya devam ederiz.

        Diğer Yazılar