Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kalp Yetersizliği Günü etkinlikleri kapsamında uzmanlar tarafından açıklanan rakamlara göre, bu konuda bir an önce bilinçlenmemiz şart!

        Türk Kardiyoloji Derneği (TKD), her yıl mayıs ayının ikinci haftasında düzenlenen ‘Kalp Yetersizliği Günü’ etkinlikleri kapsamında farkındalık yaratmak amacıyla bir basın buluşması gerçekleştirdi. Toplantıya TKD Gelecek Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol, TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yüksel Çavuşoğlu, TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Üyesi Doç. Dr. Hakan Altay, hastalar ve hasta yakınları katıldı.

        ‘AMAÇ HALKI BİLİNÇLENDİRMEK’

        Toplantıda çok önemli rakamlar söylendi, durumun ne kadar ciddi olduğunu gösteren rakamlar... Kalp hastalıklarının bu hızla arttığını duyunca bir diyetisyen olarak sizlerle paylaşmak zorunda olduğumu hissettim. Kalple iyi geçinebilmek için sağlıklı yaşamayı, iyi beslenmeyi, iyi hareket etmeyi bilmek lazım. Ayrıca bir yazı daha hazırlayacağım sizlere. Şimdi gelin ne durumdaymışız anlatayım.

        Toplantının açılışını yapan TKD Gelecek Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Erol “Kalp Yetersizliği Farkındalık Günleri’nin amacı kalp yetersizliği semptomlarının erken fark edilmesinin önemi ve doğru teşhisin konulması konusunda halkı ve politikacıları bilinçlendirmektir” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

        ‘TÜRKİYE’DE DAHA ERKEN YORULUYOR’

        “Kalp performansının azalması sonucu, kalbin doku ve organlara gerekli ve yeterli kanı gönderememesi neticesinde ortaya çıkan kalp yetersizliği kendini nefes darlığı, ayaklarda şişme ve çabuk yorulma belirtileriyle gösteriyor. Yaşlı bireylerin hastalığı olarak bilinen kalp yetersizliğinin önümüzdeki 15-20 yıl içinde toplum sağlığını tehdit eden boyutlara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bugün Avrupa ülkelerinde 15 milyon, ABD’de 6 milyon,Türkiye’deyse yaklaşık 1-1.5 milyon kalp yetersizliği hastasının bulunduğu biliniyor. Türkiye nüfusunun yaşlanması sonucu bu rakamın önümüzdeki 10 yıl içinde en az 2-3 kat artacağı öngörülüyor.

        Toplantıda hastalıkla ilgili güncel bilgileri paylaşan TKD Kalp Yetersizliği Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yüksel Çavuşoğlu, “Kalp yetersizliği olgularının yüzde 50’sini, 60 yaşın üstündeki bireyler oluşturuyor. Genel olarak toplumda görülme oranı yüzde 3’ken, bu oran 70 yaş sonrası yüzde 10’a, 80 yaş sonrası yüzde 15-20’ye çıkıyor. Avrupa ve Amerika’da kalp yetersizliği yaş ortalaması 70’e kadar çıkarken, ülkemizde 62’ye kadar iniyor. Başka bir deyişle, Türkiye’de kalp daha erken yoruluyor” dedi.

        ‘3 MİLYON KİŞİ RİSK ALTINDA’

        “Bugün için ülkemizde 3 milyon kişinin kalp yetersizliği gelişimi açısından risk altında olduğunu tahmin ediyoruz” diyen Prof. Dr. Çavuşoğlu, hastalığın giderek artan oranlarda görülmesinin nedenlerini şöyle açıkladı: “Her şeyden önce yaşam süresi uzuyor. Günümüz modern tedavi yöntemleriyle kalp krizi, kalp damar hastalığı, kalp kapak hastalıkları, hipertansiyon ve şeker hastalığına bağlı ölümler engellenerek yaşam süresi uzatılabiliyor. Ancak bu hastaların büyük bölümünde zamanla kalp yetersizliği gelişmesinin önüne geçilemiyor.”

        Erken teşhisle kalp yetersizliğinin sebep olduğu hayati riskin azaltılabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Çavuşoğlu, ekledi: “Kalp yetersizliği yaşam boyu süren kronik bir hastalık. Nadiren veya düzeltilebilir bir nedene bağlı gelişmişse normale dönebilir. Yaşam beklentisi, pek çok kanser türünden daha kötü seyreden bu hastalıkta 5 yıllık yaşam şansı yüzde 50’lerde seyrediyor. Ciddi nefes darlığı olan, günlük aktivitesi kısıtlanmış olan hastalardaysa 1 yıllık yaşam beklentisi neredeyse yüzde 50.”

        ‘BİLGİLENMELİYİZ’

        Prof. Dr. Çavuşoğlu, “Kalp yetersizliği gelişimini engellemek, gelişmişse ilerlemesini yavaşlatmak ve ileri olgularda yaşam süresini uzatıp yaşam kalitesini yükseltmek toplumun kalp yetersizliği konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlenmesiyle mümkün olabilir” de dedi.

        Diğer Yazılar