Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2012’yi en sıkıntılı bir şekilde kapatan inşaat sektörü; 2013’e de “yorgun” girmektedir.

        Ekonominin “lokomotif”i olan inşaat sektöründeki “daralma”, “tıkanma”, “yorgunluk” ekonominin diğer sektörleri üzerinde de dalga dalga “olumsuz” etki yaratmaktadır.

        2012’de ekonomideki “yavaşlama”, en çok inşaat sektörünü etkilemiş, konut stokları artarken üretim de azalmıştır.

        Ekonomideki “daralma” konut yatırımlarının ertelenmesine, üretimin azalmasına, işsizliğin artmasına, beklentilerin kötüleşmesine ve fakirliğin de yaygınlaşmasına yol açmıştır.

        Oysa, iktisatçıların üzerinde birleştikleri nokta, ekonominin durakladığı, hız kestiği dönemlerde inşaat teşviklerle, desteklerle harekete geçirilerek “denge” sağlanmasıdır.

        İnşaat, istihdam yaratan, piyasayı canlandıran ve kendisiyle beraber 200’den fazla işkolunu da hareketlendiren, büyümeye “ivme” kazandıran “sürükleyici” bir sektördür.

        Bu nedenle, inşaat sektöründeki “tıkanma” ekonominin genel dengesini bozmaktadır.

        BÜYÜME YÜZDE BİR

        2009 krizinde inşaat yatırımları, imalat sanayini de sürükleyerek, krizin etkisini azaltıp ekonominin kısa sürede toparlanmasını sağlamıştır.

        2009’daki %19 “küçülme”nin ardından inşaat sektörü 2010-2011’de ortalama %15 büyümüştü. Ancak bu büyüme, 2012’de %1’e indi.

        Ekonomideki daralma; inşaat ve buna bağlı olarak imalat sanayinde meydana gelen küçülme sonucunda oluştu. “Yorgun” düşen inşaat sektöründeki “stok”, iç ve dış talepteki daralma yüzünden eritilememiş; bu durum da dalga dalga üretime ve tüketime kadar ekonominin her alanına “olumsuz” yansımıştır.

        Oysa, 2010-2011’de artan tüketim harcamaları, konut edinme eğilimini az da olsa artırmış ve inşaattaki “tıkanma”yı da bir ölçüde açmıştı. 2012’de ise ekonominin çarkları ağır dönmüş, talep daralmış, tüketim isteği azalmış, böylece piyasada “yaprak kıpırdamaz” olmuştur. Bu hareketsizliğin en çok hissedildiği sektör de inşaat olmuştur.

        ZİNCİRLEME ETKİ

        İnşaat sektöründeki yavaşlama, “zincirleme” etki yaparak demirden çimentoya, kumdan keresteye, fayanstan tuğlaya ve mobilyadan beyaz eşyaya kadar 200’e yakın iş kolunu da sıkıntıya sokmuştur.

        İnşaat sektöründeki yavaşlama, ekonomik faaliyetlerin tümünü etkisi altına almıştır.

        Gelinen noktada, konut stoku eritilmeden ve kapsamlı bir destek sağlanmadan sektörün canlanması öngörülmemektedir.

        Yeniden büyüme eğilimine geçilebilmesi için ekonominin “lokomotif” sektörü olan inşaatın geniş yelpazede desteklenmesi gerekir.

        2013’de, inşaat sektörüne yeniden “ivme” kazandırmanın yolları aranmalıdır. Belediyeler, konut kooperatiflerine öncelik vererek imarlı ve altyapılı arsa üretmeli, ayrıca kooperatiflere düşük faizli, uzun vadeli, başlangıçta bir süre ödemesiz finansman olanağı sağlanmalıdır.

        Bu arada kentsel dönüşümdeki belirsizlik bir an önce giderilmeli, belediyeler, konut kooperatifleri ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sağlıklı bir işbirliği ve koordinasyonla paydaşları, muhtarları, sivil toplumu da devrede tutarak kentsel dönüşümü harekete geçirmelidirler.

        Sonuç olarak: Konut sektörü “yorgun” düşerse ekonominin tüm alanları duraklar.

        Not: Çalışan gazeteciler günü’nde, basın çalışanlarının ifade özgürlüğüne ve sosyal güvenceye sahip bir ortamda çalışma-ları dileğimle, zor koşullarda görev yapan gazeteci arkadaşlarıma başarılar diliyorum.

        Diğer Yazılar