Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Nice dünya çapında teknik direktör geldi Türkiye’ye. Kimi Dünya Kupası’nı kaldırmıştı, kimi Şampiyonlar Ligi’ni kazanmıştı. Hiçbiri ama hiçbiri tutunamadı futbolumuzun puslu vadisinde. Hemen hepsine bir kulp takıp yolladık. Yüksek maaşlar ve mutlaka yüksek tazminatlar veya sözleşme fesihleri ile ceplerini doldurduk. Adamlar bizden sonra aynen devam etti. Kimi Dünya Kupası’nı kaldırdı kimi Avrupa Kupası’nı.

        Para varken harcamak için çanak olarak kullanılır bu tip teknik direktörler. Avrupa ve Dünya çapında hocalar ile anlaşılır ki, o hedeflere uygun yüksek maliyetli transferler yapılsın, çorba kaynasın herkes payını alsın!

        Ne zaman para biter veya azalır o zaman devreye hemen ‘camianın çocukları’ sokulur çünkü paylaşılacak rant yoktur. Günü kurtarmak için camiadan geçmiş, yetenekli teknik direktörlerin dönemi başlar. Bu dönemler para bulunana kadar sürer, parayı bulunca ilk iş yollanır ‘camianın çocuğu.’ Hele bir de halef veya selefi yabancı hocanın aldığı tazminatın 4’te 1’ine tekabül eden tazminatını filan isterse bir anda hain damgasını yiyerek.

        Türk futbolunda teknik direktör ve futbolcu devinimi baş döndürücü bir hızla sürekli değişir dedik ya amaç çorba kaynasın ama ne hikmetse başkan ve yönetici taifesi hep aynıdır. Maksat çorba kazanı el değiştirmesin. Kulüplerin menfaatlerini en çok koruma rolü başkanlarındır. Menfaat onlara, futbolcu veya teknik adamlara; cefa taraftara, küfür ve hakaret ise medyaya düşer.

        Şimdi gündem Galatasaray’ın evladı Hamza Hamzaoğlu’nun takımın başına geçmesi. Hazır para bitmişken bir değeri daha yok etmenin peşinde, kulübün menfaatini düşünenler. Elleri biraz para görsün, ilk iş Hamzaoğlu gibi geleceğimiz için çok önemli bir değeri heba etmek olacaktır.

        Ertuğrul Sağlam’dan, Tolunay Kafkas’a, Bülent Korkmaz’dan, Rıdvan Dilmen’e say say bitmez geleceği parlak futbol şehzadelerinin katli.

        Avrupa futbolunun hep akçeli işlerinde gözü olan kulüp yönetimleri, iş futbolun sportif yönetimine kaldı mı hiç görmek istemedikleri hatta nefret ettikleri şey üst ve alt yapıların uzun vadeli planlamasıdır. Misal Hamza Hamzaoğlu ile Galatasaray en az 3 sezon çalışır, sportif yönetimi tamamen ona bırakırsa kulübün bundan büyük menfaati olacaktır.

        Türk futbolunda her şey olursunuz ama başkan veya yönetici iseniz rezil olmazsınız. Zaten Türk futbolu da bu yüzden rezil durumda değil mi? Kim daha iyi bilecek kulüplerin menfaatini? Elbette en çok menfaatlenenler...

        Umarım Hamza Hamzaoğlu darda hancı, bolda yancı hoca sistemini bitirir ve kulüp yöneticilerinin aklı kulüplerin maddi açıdan bolda olduğu dönemlerde de darda olduğu gibi çalışır.

        Türk futbolu kurtulursa böyle kurtulur.

        Diğer Yazılar