Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “TÜRK futbolu, sporu nasıl kurtulur?” sorusu bugün en çok tartışılan, üzerinde kafa patlatılan mevzuların başında geliyor. Ben de kendimce katkı sağlamak amacı ile birkaç konu başlığı üzerinden çözüm önerilerimi sizlerle paylaşayım.

        Her zaman yazıp, söylediğim gibi önce “para takip edilecek”. Kulüpler, başkanlar, antrenörler, futbolcular ve federasyonlar da dahil sıkı bir mali denetim, yaptırım ve yapılanma zorunluluk. Sadece bu konu tam anlamıyla hayata geçirilemez, yöneticiler, başkanlar ve diğerleri kıt kaynakları, doğru ve etkin kullanmaya zorlanmaz veya öğrenemez ise yapılacak diğer tüm reform veya değişikliklerin anlamı kalmayacaktır. Devam edelim.

        Hakem ve her seviyede antrenörler için sürekli eğitim merkezleri açılıp, teorik olarak merkezi sistemde (ÖSYM gibi) sınavlar yapıldıktan sonra SGM ve federasyonların ortak kararı ile tam zamanlı çalışan, profesyonel hakem ve antrenör yetiştirilmelidir.

        Türkiye bir kulüp çöplüğüne dönmüştür. Gerçek işlevlerini yerine getiren kulüpler (ki bu işlevler, sporun tabana yayılması, üye sayısının artması, üyelerinin ve ailelerinin o kulüpte spor yapması ve sporcu yetiştirilmesi gibi temel işlevlerdir) maddi ve tesis olarak desteklenmeli, işlevlerini yerine getirmeyen kulüpler belirli bir sürede kapatılmalıdır.

        Kulüplerin borçlanmalarından, kulüp yöneticileri ve başkanlar müteselsilen sorumlu olmalı, kulüpler gelirleri kadar harcama yapabilmelidir. Borç alacak dengesi belli bir oranın üstüne çıkmış kulüplere transfer yasağından, liglerden men edilmeye kadar cezalar uygulanabilmelidir.

        Adı üzerinde profesyonel kulüpler, profesyonelce yönetilmeli, en az 3 en fazla 5 sezon sürekli zarar eden kulüplerin lisansları önce dondurulmalı, durum en fazla 3 senede düzelmemişse iptal edilmelidir.

        Bölgesel ligler, şehir ve ilçe takımları üzerine kurgulanmalıdır. Amatör veya profesyonel tüm ligler tüm bölgelerden il veya ilçe takımlarını bünyelerinde barındırmalı, ligler tüm ülke coğrafyasına yayılmalıdır.

        Üst yapılarda profesyonel anlamdaki takımların kadrosunun %30’u en az üç yıllık sürede kendi altyapısından yetişmiş sporculardan, %40’ı transfer ettikleri Türk sporculardan ve %30’u 25 yaşından büyük olmayacak yabancı sporculardan oluşmalıdır. Sahada mücadele eden sporcuların yaklaşık % 25’i altyapıdan, %35’i Türk sporculardan, %40’ı yabancı sporculardan oluşmalıdır. Alt yapılarda her yaş kategorisinde yabancı sporcu sayısı %20’yi geçmemelidir.

        Bir kulüp, bir sezonda sadece tek bir antrenör ile çalışabilir. Teknik direktörün görevinden ayrılması veya gönderilmesi sonrası altyapıdan veya yardımcı Türk hocalardan biri takımın başına geçmelidir.

        Seyircisiz oynama ya da tribün kapatma cezası kaldırılmalı, yerine suç işleyen kişi veya kişilere ceza tatbik edilmeli, bu kişi, kişiler veya gruplar herhangi bir sebeple cezalandırılamıyorsa kulüplere en az geçmiş sezon ortalamasında bir maçta kazandıkları tribün ve galibiyet ya da beraberlikten doğan ödül primleri kadar ceza verilmelidir. Bu cezalardan elde edilen gelirler sezon sonunda idari, mali ve sportif anlamda başarılı bulunan takımlara dağıtılmalıdır.

        Başkan ve yöneticilere verilen “hak mahrumiyeti” cezaları paraya çevrilip, kulüp kasasından çıkmayacak şekilde şahıslardan tahsil edilmeli, aynı cezalar antrenör ve sporculara da aynı şekilde uygulanmalıdır.

        Diğer Yazılar