Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖZELLİKLE büyük takımların maçlarında taraftarların tatmin olması için gerekli bazı şeyler var! Mesela hakemlerin rakiplerine karşı bariz hatalar yapması bunlardan biri. Kendi takımlarındaki formsuz futbolcuları ya da rakip takımların hırçın ve kendilerince sevilmeyen futbolcularını protesto etmek de başka bir tatmin nedeni! Rakibi yenmek ise ancak çok farklı bir galibiyet durumunda onları tatmin ediyor.

        Yukarıda anlattığım durumlarda bolca bireysel küfür, koro halinde küfüre, protestoya, yani parasının karşılığını aldığı tatminine dönüşüyor. Bu durum sadece taraftar için değil yöneticiler ve medya için de geçerli. Bizde futbol nefret ile oynanan bir oyun. Nefret yoksa tatmin de yok.

        Roma İmparatorluğu zamanından beri aynı oyun oynanıyor. Nefretini kusmak isteyen ‘Arena’lara doluşuyor. Seyirci medya ve yöneticiler tarafından önce bu nefret şovuna hazırlanıyor. İzleyiciler önceden mimlediklerini ya da sahadaki oyunun kaderini değiştiren hataları yapanlara öfkelerini kusuyorlar.

        Sistem bunun üzerine kurulmuş. Hakem hataları hem galibin belirlenmesinde önemli rol oynuyor -nefret ve öfke ortamı bozulmasınhem sistemin çarklarını döndürüyor.

        Futbolcunun antipatik olmayanının yaptığı hatalar maçın kaderini değiştirse de ufak öfke ve nefret patlamalarından öteye gitmiyor. Ancak antipatik futbolcunun bir el hareketi dahi stadyumda on binleri, televizyonda milyonları yine öfke ve nefret histerisine sokuyor.

        Futbolsever artık çok kullanılmayan ve içi neredeyse boşalmış bir kavram, rekabet ve sahadaki güzel futbol ise bizleri tatmin etmiyor çünkü futbolumuzda gerçek anlamda rekabet olmadığı için sahalarda da güzel futbol bitti.

        Bu iklimin baş sorumluları yöneticiler, kural koyucular ve medya. Onlar üfürdükçe stadyumlarda, ekranların başında kasırgalar esiyor. Bir zamanlar “Bu sezon siz daha iyi takımsınız” ile başlayan muhabbetlerin yerini zamanla “Biz daha büyüğüz” sonra “Biz daha zenginiz” daha sonra “Siz daha kirlisiniz” ve en son “Biz de herkes kadar temiziz” gibi giderek kirlenen ve kutuplaşma üreten söylemler aldı.

        Yönetici ve medya kışkırtmalarının karşılıksız bırakılması, sistemin itici gücü olan federasyon oyunları, hakem manipülasyonları ile sahaya yansıyınca, öfke ve nefret taraftarın besleneceği tek tatmin kaynağı oldu.

        Sistemin ‘ipteki cambazları’ taraftarların en çok nefret ettikleri rakip takımların ‘futbol ahlakından’ en uzak futbolcuları ya da kendi takımlarından ayrılıp karşı takıma geçen futbolcuları ve hakemler.

        Taraftar, öfke ve nefret ile ne zaman düşecek de ölecek diye ‘ipteki cambaza’ bakarken cüzdanlarını kimin çaldığı umurlarında bile değil! Kulüpler milyarlarca Dolar’ı öğütüp, borçlarını yüzlerce milyon hatta toplamda birkaç milyar Dolar’a çıkardı. Taraftar tatmin oluyor mu? Hem de nasıl. Vuruyor, kırıyor, sesi kesilene kadar öfke ile küfür ediyor sonra nefret kusuyor ki bir sonraki maça hazır olsun! Bir nevi Anoreksiya hastalığı gibi. Bizdeki ‘Total futbol anlayışı’ da bu!

        “Ne garip. Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru, sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız.” DOSTOYEVSKİ

        Diğer Yazılar