Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        30 Ağustos Pazar La Liga’da saat 20.30’da Barcelona-Malaga maçı oynanacak.

        27 Eylül Pazar saat 13.30’da Bundesliga 2’de 1860 Münih-RB Leipzig maçı var.

        16 Nisan 2016 Cumartesi günü saat 17.00’de Premier Lig’in belki de kaderini belirleyecek maçta Chelsea kendi evinde Manchester City ile karşılaşacak.

        Fransa 2. Ligi’nde 14 Ağustos Cuma günü 8 maç var ve hepsi saat 20.00’de başlıyor.

        Bu maçların tarihlerini yazma sebebim, maçların önemli olması filan değil. Bu karşılaşmaların oynanacağı gün ve saatlerin aylar öncesinden belirlenmiş olması. ‘Marka değeri’ olan liglerin 2. kümelerinde bile program bu kadar net.

        Bizde 27-28-29 Eylül tarihlerine denk gelen haftada Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi var. Saati, günü belli değil. Muhtemelen 29 Eylül Pazar günü saat 20.00’de oynanabilir ama aynı hafta Kasımpaşa-Çaykur Rizespor maçının günü ve saatini kimse tahmin dahi edemez.

        Geçtiğimiz hafta bizde maç günü ve saatinin neden haftalar, aylar önce ya da sezon başından belirlenmediğine, bunun ekonomik zararlarına kafa yordum. Kerameti kendinden menkul, hayatları boyunca hiçbir markayı değer haline getirememiş tipler, Süper ligimizin ‘Marka değeri’ni yükseltmek adına ortada dolanırken, belki bir cevap bulurlar.

        Özellikle 1, 2 ve 3. lig kulüplerinin seyahat - konaklama masrafları, o kulüpler için çok önemli harcama kalemleri. Bu ligler ile Süper Lig’de maçların oynanacağı gün ve saatler sezon başından ya da benzer örnekleri gibi dönemsel olarak önceden belli olsa, her şey daha kolay ve daha az maliyetli olacak. Zira kulüpler erken rezervasyon ve çok az sayıda son dakika değişiklikleri ile seyahat-konaklama harcamalarından yüzde 30-60 arası bir oranda tasarruf edecek. Bu oranın tüm liglerdeki maddi boyutu 50 Milyon TL’yi buluyor.

        Sezon öncesi maç günü ve saatinin belirlenmesi ile ortalama 20 Milyon TL kadar bir tasarruf sağlanacakken, federasyon başkanlığı seçimlerinde bu masrafların TFF tarafından karşılanması bir seçim vaadi olarak kullanılıyor. Yani bol keseden para ve vakit saçılıyor ama kimse bu işe “Neden?” sorusunu sormuyor.

        Marka ve değeri, güven ortamının olmadığı yerde yeşermez, büyümez. Maç günü ve saatinin çok önceden belli olması birçok manipülasyonun önüne geçeceği gibi yayıncı kuruluşun araç kiralama maliyetlerinden, sponsorların etkinlik içeriklerine, ulaşım ve konaklama harcamalarından, bilet satışlarına kadar pek çok değişken maliyeti netleştirip, Türk futbol endüstrisine her sezon yaklaşık 50 Milyon TL kadar bir kazanım sağlayacaktır. Yani Süper Lig isim hakkı kadar bir meblağ.

        Şimdi bu köşeden soralım hem ‘Marka değercilere’ hem de TFF Yönetimi’ne... Neden sezon öncesi maç günlerini ve saatlerini açıklamıyorsunuz?

        Bunun bir tane mantıklı sebebini bilen varsa söylesin. Cevabınız yok veya mantıksızsa, o zaman hiç ‘Marka değeri’ ya da kulüplerin gelirlerini artırma konusunu açmayın. Dedik ya, güven olmadan ne marka olur ne değer. Benim aklıma gelen ilk neden, maçların ve doğal olarak liglerin bizzat TFF tarafından manipüle edilme olasılığı!

        Bu sistemde gidişata göre maç saatleri ve günleri ayarlanır, hakem atamaları yapılır. Kimine mesai gününde, kimine bayramda, kimine tatil gününde, kimine güneşin anlı kabağında maç verilir. Yani itina ile artık refleks haline gelmiş manipülasyon yapılır; düşen, çıkan, ceza alan, şampiyon olan belirlenir.

        Ekonomik zorluklar içindeki kulüplerin maddi kazanımlarını geçtim... Türk futbolunun en çok ihtiyaç duyduğu şey olan güven ortamının oluşmasında maç günü ve saatinin önceden belirlenmesinin önemini anlamayanlardan, marka değerini artırmasını beklemek sadece bize özel bir saftillik.

        Diğer Yazılar