Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kulüpler Birliği’nin yaptığı çalışmada, Süper Lig kulüplerinin ‘beyana’ dayalı toplam borçları 3.5 milyar TL olarak açıklandı. Bu borç, yeni yayın ihalesinin ve diğer gelirlerin artışı ile 10 yıllık bir süreçte yeniden yapılandırılacak. Kamuoyuna kısaca böyle anlatıldı: ‘Kurtarma operasyonu.’

        Kulüpleri yönetenlerin beyanları ne kadar gerçekçi ve kulüpleri yönetenler samimi olarak borçtan kurtulmayı istiyorlar mı? Bu iki sorunun cevabı çok önemli çünkü geleceğe dair mali bir projeksiyon yapıp bunu uygulayacaksanız, elinizdeki verilerin gerçek veriler olması lazım. Aksi halde Kulüpler Birliği’nin yapacağı, bir orta oyunundan öteye gitmez. Beyana dayanmayan ‘gerçek’ verilere göre Beşiktaş’ın bilinen borcu 1 milyar 117 milyon TL. Fenerbahçe’nin bilinen borcu 1 milyar 113 milyon TL. Galatasaray’ın bilinen borcu ise 995 milyon TL. Sadece 3 büyük İstanbul kulübünün bilinen toplam borcu 3.2 milyar TL’den fazla. Yani bu hesaba göre geriye kalan 15 kulübün borç yükünün toplam 300 milyon TL civarında olması lazım. Kaldı ki 5 Aralık 2015 tarihi itibarı ile sadece Trabzonspor’un bilinen borç yükü 453 milyon TL olarak açıklandı.

        Bu veriler ışığında görüyoruz ki kulüplerimizi yönetenlerin beyanları doğruluktan çok uzakta. Doğal olarak bu veriler üzerinden bir projeksiyon yapmak veya borç yapılandırmasına gitmek, gerçekçi bir çözüm olarak görünmüyor maalesef. Diğer taraftan temiz bir sayfa açılmak isteniyorsa tüm kulüp yöneticilerinin samimi olarak gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyor. TFF’nin işi, kulüpleri mali olarak da denetlemek ancak nedense Futbol Federasyonu’nun mali konularda verdiği cezaları hep küçük takımlar alıyor. Büyük takımlara faturayı kesen ise UEFA oluyor. UEFA’nın Finansal Adil Oyunu’na (FFP) en son takılan kulübümüzün başkan ve yöneticileri, günü kurtarmak adına, yıllardır birikmiş milyar liralık borcun sebeplerini UEFA’ya yaptıkları sunumda şöyle açıklamışlar: “Son üç yılda Türkiye’nin büyümesi yüzde 50 yavaşladı. Suriyeli 2.2 milyon mülteciye 8 milyar Euro yardımda bulunuldu. Sadece 2015’in haziran ve kasım ayları arasında 680 kişi terör kurbanı oldu. Türkiye’nin her yerinde terörist eylemler gerçekleşti. Ülkemizde bölgesel bir savaş yaşanıyor. Passolig uygulaması, sponsorluk gelirlerini ve izleyici sayısını düşürdü.” Tüm bu yaşananlar ve kendi kontrollerinde olmayan sıra dışı sebepler nedeni ile 3 yılda 164.1 milyon Euro kayıpları olduğunu utanmadan sıkılmadan yazmışlar.

        Bu sunum için hazırladıkları grafikte, döviz kurlarının tepe yaptığı noktaları, mülteci kamplarını, Aylan bebeğin sahile vuran o iç sızlatan görüntüsünü, Ankara’da yaşanan katliamın dehşet resmini de kullanarak işi iğrenç bir ajitasyona çevirmişler.

        UEFA’yı etkilemek için misal, Mayıs 2014’te kulüpte çalışan sayısı 598 kişi iken, bu sayıyı Mayıs 2015’te 541’e indirdiklerini, yaklaşık 1 milyon dolar tasarruf ettiklerini anlatmışlar! Keşke samimiyetle anlatsaydın be başkan, “Bizim borcumuzun asıl sebebi pastalı, çilekli, şampanyalı, uçaklı, bol kaçaklı, bol liseli beslemeli, eski başkan ve yönetiminin yaptıklarıdır” diye. “Kol kırılır yen içinde kalır” uğruna; ülkeni ve Aylan bebeği karıştırmasaydın. Siz ki bu ülkenin en değerli kulüplerinden birinin başkanısınız. Sizin samimiyetiniz de bu kadar maalesef. Diğerlerinin de beyanları ortadayken, kulüpleri yönetenlerin önce utanmayı öğrenmesi gerekiyor çünkü insanı yapılandırmak, borçları yapılandırmaktan çok daha zor.

        “Memleketler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çöker.” Cicero

        Diğer Yazılar