Dünya Kupası: Non-profit *
“Dünya kupası organizasyonuna ihtiyacımız yok. Bizim okullara ve hastanelere ihtiyacımız var” diyen Brezilyalı protestocular 2013’ten beri ülkenin her yerinde gösteriler yapıyor. Dünya Kupası oynanırken 15 Haziran günü 9 ölü, onlarca yaralı vardı protestolarda. 2012 adaylık sürecinde sorunları Brezilya ile hiç benzeşmeyen Türkiye’ye demediğini bırakmayan medya deşkellerinden tık yok. Sadece Dünya Kupası için 14 milyar dolar yatırım, bir o kadar da altyapı yatırımı yapan Brezilya’nın olimpiyatlar öncesi toplam yatırımı 30 milyar dolara yaklaştı. Üstelik Dünya Kupası’ndan iki yıl sonra bir de Olimpik ve Paralimpik yaz oyunları yapılacak Rio’da. Daha harcanacak çok milyar dolarlar var yani.
Altyapı yatırımı derken sadece havaalanları, oteller ve stadyumlar üçgeninde yollar yapıldı. Yani halkın günlük yaşamını kolaylaştırmaya yönelik yatırımlar yok denecek kadar az. Dünya Kupaları tarihinin en pahalı organizasyonu Brezilya 2014. ‘Non-profit’ bir organizasyon olan FIFA, turnuvanın sadece yayın haklarından 3.66 milyar dolar gelir elde etti. Özetle Brezilya halkı hastane ve yolları daha çok bekleyecek.
Bu turnuvadan 4 milyar doların üstünde gelir elde eden ‘Non-profit’ FIFA’nın, 2016 Rio Olimpiyatları’ndan yine yaklaşık 3 milyar dolar kazanacak olan ‘Non-profit’ IOC’nin yasaklı madde testleri için ‘Non-profit’ WADA’ya çekirdek parası gibi birkaç milyon dolar bütçe ayırması size tuhaf gelmiyor mu?
En son 20 yıl önce Maradona, efedrin (uyarıcı) kullandığı için Dünya Kupası’ndan uzaklaştırılmıştı. Üst düzey maçlara çıkan, sürekli performans gösteren ve yeteneklerinden dolayı çok üst düzey paralar kazanan oyuncuların Dünya Kupası’ndaki inanılmaz düşüşü sorgulanmazken turnuvanın en büyük çıkışını yapan Kosta Rika’dan 7 futbolcuya doping testi yapılması sizce adil mi?
Bir zamanlar Maradona’nın omuz ve ayaklarında yükselen Dünya futbol endüstrisi onun kokain bağımlılığını yıllarca saklayıp, raf ömrü bitince onu gözden çıkarmamış mıydı?
Gelelim işin sportif tarafına... Grup maçları öncesi ‘İspanya turnuvaya erken veda eder’ diye yazdığımda burun kıvıranların Brezilya iddiaları da direkten döndü Şili maçında. Çoğunluğu La Liga, Premier League ve Şampiyonlar Ligi’nde üst seviyelere gelmiş futbolcuların milli takımları dökülüyor. İspanya ile beraber İtalya ve İngiltere’nin turnuvaya erken vedası, Arjantin’in bir tek Messi sayesinde ayakta kalması, tüm saha dışı desteklere rağmen Brezilya’nın durumu tesadüf mü? Eğer FIFA’nın Brezilya ve Arjantin iteklemesi, kollaması olmazsa bir tek Kolombiya yarı final görür. Sonuçta daha önce yazdığımız gibi kupa ilk kez Latin Amerika’dan Avrupa’ya gider.
✽ Kar amacı gütmeyen
Mykonos’tan protesto!
Mykonos adı, Apollo’nun oğlu Anios’tan gelir. Galatasaray Başkanı Aysal’ın favori mekânı. Anlaşılan Sayın Aysal kendini mitolojiye fazla kaptırmış. 100 yıldır eşi benzeri olmayan şekilde TBL Şampiyonluk maçına takımını çıkarmadı. Keşke bu mitolojik kahramanlığını 2011-2012 sezonunda Süper Lig’in son Play-Off maçında gösterebilseydi. O zaman belki “Akhilleus” derdik ona.
İşin şakası bir yana, sebep ne olursa olsun 3 Temmuz sürecinden, sahaya atılan dolu pet şişelerden daha kötü bir durum yoktu TBL Play-Off son maçında. Ünal Aysal’ın yaptığı sadece popülizmdi ve kendi taraftarından karşılık buldu. Amaç hâsıl oldu da bundan sonra ne yapacaksın sayın başkan? Mesela basketbolda, futbolda veya Euroleague’de de Fenerbahçe’ye karşı takımını maçlara çıkartmayacak mısın? Yunan Mitolojisi’nde bile tek atımlık kahraman yoktur. Hikâye uzun ve savaşlar entrikalarla doludur. Bakalım bu çıktığın bolca açmazlı, kahramanlık hikâyesini sürdürebilecek misin?
